Son günlerde yaşananlar, faşizmin ne olduğunu, neler yapabileceğini bir kez daha gösterdi. Hoş, coğrafyamızda bunun örneklerini her gün ve her gün birebir yaşıyoruz ancak; Ukrayna-Rusya arasında yaşanan savaşta emperyalistlerin tavrı, faşizmin nasıl bir şey olduğunu bir kez daha hatırlattı.

Sovyetler’in ve Kızıl Ordu’nun Avrupa’dan temizlediği Nazizmin yokolmadığını, “medeniyet”, “demokrasi” maskeleri altında olanca vahşetiyle ve cehaletiyle beklediğini görmüş olduk.

Ukrayna’da güçlenen ve komünistlere baskı ve terör uygulayan neo-nazi gruplarına verilen destek ve Rusya’yı bir savaşa zorlamaları yazımızın konusu dışı. Avrupa’daki tüm neo-nazi gruplarının Ukrayna’da faşist taburlara desteğe gitmesi ve teşvik edilmeleri de...

Hepimizin tanık olduğu en çarpıcı görüntüler, yine göçmenlere dairdi. Sınırlarda, denizlerde ölüme terk edilen Ortadoğulu, Afrikalı, Asyalı göçmenlerin yaşadıkları hala hafızalarımızdayken, Avrupa ülkelerinin “Rusya zulmünden kaçan” Ukraynalılara nasıl kucak açtığını gördük. Bizleri şaşırtmayan görüntü, bu göçmen kafileleri içindeki siyahilerin, Ortadoğu ve Asyalıların -tabiri caizse karakafalıların- geri itilmesi, savaşın kucağına bırakılması oldu.

Şaşırtan görüntü ise, “medeni” bildiğimiz “medeniyet”lerin “Rusya’yı boykot” edeyim derken aldıkları önlemler oldu.

İlk aldığımız haber Münih Flarmoni'nin Rus şefinin görevine son verilmesi ve Rus ve Belaruslu sporcuların uluslararası karşılaşmalardan men edilmesi oldu. Arkası çorap söküğü gibi geldi. Avrupa üniversiteleri Rus öğrencileri okuldan attı. Netflix, Anna Karenina uyarlamasının çekimlerini iptal etti, ilerleyen günlerde Rusya’ya yayını tümden durdurdu. Zagreb Filarmoni Orkestrasında Çaykovski repertuardan çıkarıldı. İtalya’da bir üniversite Dostoyevski dersini "polemiğe yol açabilir" diye iptal etti. Lojistik şirketi DHL, Rusya ve Belarus'a teslimatları askıya aldı. Washington’da bir restoran Rus votkası satın almayı ve servis etmeyi bıraktı.

Dünyaca ünlü Rus soprano Anna Netrebko, savaşın son bulmasını talep ederken doğrudan Putin’i kınamadığı için New York Metropolitan Operası tarafından görevden alındı. Antalya Konyaaltı’da Dostluk Parkı'nda bulunan, Rusların geleneksel oyuncak bebek türü olan matruşkaların ağızları kırmızıya boyandı... Liste uzayıp gidiyor...

En çarpıcısı ise İngiliz medyasının, Londra’da hakları için greve çıkan metro işçilerinin üyesi olduğu RMT sendikasını “Putinci” olmakla suçlaması oldu... “Milli güvenliği bozucu grevler” suçlaması geliyor aklımıza, çok tanıdık.

Ekonomik yaptırımlarla hiçbir alakası olmayan bu yaptırımlar ve Rusya halkının, kültürünün, edebiyatının, sanat ve sporunun cezalandırılması, “Avrupa Medeniyeti”nin ne kadar “medeni” olduğunu, emperyalizmin “demokrasi ve medeniyet”inin sadece anlık çıkarlarına bağlı olduğunu bir kez daha gösterdi... Tekrarlayalım... Emperyalizm yenilecek, emekçi halklar kazanacak!