Altı dakikada neler yapılabilir?

Saatte üç yüz kilometreyle giden bir hızlı tren otuz kilometre yol almış olur. Bir otomobil fabrikası dört yeni araç daha üretmiş olur.

Altmış işçinin çalıştığı bir tekstil fabrikasında yüzden fazla tişört üretilebilir. Bir kule vinç yüz kiloluk bir demir blokunu yetmiş beşinci kata çıkarabilir. Ortalama yükseklikte bir yürüyen merdivenin bir basamağı yirminci turunu atabilir. Ortalama yoğunluktaki bir kavşaktaki bir trafik ışığı üçüncü kez yeşile dönebilir. Dakikada on vuruş yapan seksen beş tonluk ağır bir presin şahmerdanı altmış kez inip kalkabilir. Bakırköy İstasyonuna üçüncü metro yanaşabilir. Kaliteli bir saatin kronometresi yedi bin iki yüz defa aynı hareketi belirlenmiş rotasında, sabit bir eksende çember çizerek tekrarlar ve bir kömür madeninde kırk bir madenci kolayca öldürülebilir!...

Altı dakikada kaç şey olabilir?

Herhangi bir kentte kaç çocuk doğabilir, diyelim on. Kaç hasret biter, diyelim dokuz. Kaç hasta iyileşir, diyelim iki. Kaç sevgili birbirine kavuşur, sanmam ya diyelim yedi. Kaç annenin yüzü gülebilir; ama gerçekten, diyelim sekiz. Kaç kişi yeni bir şey öğrenebilir, diyelim üç. Kaç öğrenci mezun olabilir, diyelim sıfır virgül sıfır, sıfır, sıfır bir. Kaç insan iş bulabilir, sıfır virgül sıfır, sıfır, sıfır ve ileride bir yerlerde sadece bir... Kaç aç insanın karnı doyabilir, kaç kadın kendini güvende hissedebilir ve altı dakikada kaç insan doyasıya mutlu olabilir? Evet yine sıfır virgül ve bir dizi sıfırdan sonra bir yerlerde sadece tek bir adet bir sayısı. Pardon rakamı. Malum şu aralar iyi şeylerin, olabilme ihtimali sayısal olarak birin çok altında. Altı dakikada olabilecek iyi şeylerin sayısı böylesine azken altı dakikada kırk bir canın öldürülme ihtimali oldukça yüksektir!..

Ve Altı dakikayla ilgili başka sorulardan bazıları!

- Altı dakika içinde ambulans sirenleri kaç kez çalar?..

- Kaç ton metan patlar?

- Altı dakikada kaç çocuk yetim kalır, kaç ana yaslı, kaç eş sevgilisini yitirir?

- Kaç madencinin elleri, yüzleri, ciğerleri ve bedenleri yanar?

- Altı dakikada kaç mezar kazılır?

- Kaç ton kömür satılır?

- Altı dakikada kömür işletmeleri kaç milyon kazanır?

- Altı dakikada kırk bir madencinin canı kaça satılır?

...

Altı dakikaya ilişkin birkaç şey daha.

Altı dakikada güneşten ayrılan elektro manyetik dalgalar dünyaya olan yolculuğunun dört bölü üçünü tamamlar. Aynı süre içinde bir elektrik akımı veya sinyali dünyanın etrafında milyonlarca defa tur atar. Yani ışık hızıyla hareket eden bir elektro manyetik sinyal yerin altındaki kırk bir madenciyi yüz sekiz milyon kez uyarabilir!...

Ve altı dakikada sensörler yüzlerce kez alarm verebilir. Ve altı dakikada asansörler otuz bir madenciyi güvenli bölgelere defalarca götürebilir. Ve daha neler neler olur altı dakikada ve daha neler neler yapılabilir ama nedense kırk bir insan kurtarılamaz!...

Peki; altı dakika kaybedilirse, kayıtlardan çıkarılırsa geriye ne kalır?

Kömürden daha ağır bir yas. Ateşten daha yakıcı bir acı. Ve öfke. Ve daha çok öfke. Ve çok çok daha da çok öfke. Çünkü altı dakikadan geriye kırk bir işçinin cansız bedeni kalır. Sonra “kayıp” altı dakika için bir garan yetkili bir sürü açıklama yapsa da nafile, çünkü işçi sınıfı cinayetle, kazanın farkını çok iyi bilir. Yalanla gerçeğin de öyle!... Sonra bu yüzden geriye her şeyden çok yine öfke kalır. Ne de olsa onlar yabancısı değil kuyularda katledilmiş olmanın!..

Altı dakikadan geriye neler kalır diye defalarca sorabiliriz. Sormalıyız da. Geriye birçok şey kalabilir. Mesela kırk bir insanın nasıl katledildiğini gösteren suçun delillerin...

Ancak bu altı dakika silinirse o zaman otuz bir cinayet ve doksana yakın cinayete tam teşebbüs kader olur. Fıtrat olur. Kaza olur. Olur da olan ölene olur, öldürenlere de gün doğar. Dahası kömür işletmeleri tek kuruş bile kaybetmez... Dahası bakanlar, bürokratlar suçlanamaz. Dahası suçun suçlusu, cinayetlerin katilleri de bulunamaz.

Fakat bunda şaşıracak çok bir şeyler de yoktur. Karanlık bir yerde yaşıyorsak ya da an be an ışığımız karartılırken kızılca kıyametleri koparmıyorsak, kaçınılmaz olarak önce dakikalar sonra saatler peşinden günler, haftalar, aylar, yıllar silinip gidecektir. Öyle ki geriye yaşanacak bir gelecek de kalmayacak. Yani o kıyamet kopmazsa bugün, yarın, üç yüz ertesi gün....

Oysa susmasak, karamsarlığa kapılmasak, gümbür gümbür atan şu yürekleri bir gürlesek, seslerine ses, omuzlarına omuz versek. Hayatı tüketen, kahreden, karartan bu düzeni ve icracılarını yok edebiliriz. Hem de on, yüz, bin kez yok edebiliriz.

Altı dakikada başka neler olabilir (ya da olmalı!)

Altı dakikada insanı ezen bütün çarklar durdurulabilir. Altı dakikada milyonlarca işçi grev diyerek ayaklanabilir, Kürt halkı özgürlük diyebilir, kadınlar isyan diyebilir. Altı dakikada evlerimizden sokağa çıkabiliriz. Altı dakikada bütün geçitleri tutabiliriz. Altı dakikada bütün cinayetlerin (otuz bir canda dahil!) hesabını soramayız ama bunu yapmaya gerçekten başlayabiliriz. Altı dakika da biz de çok şey yapabiliriz ve yapmalıyız da.

Altı dakika karar vermeye yeter. Altı dakikada yeni bir yaşam için eskiyeni yok etmeliyiz demek mümkün.

Altı dakikada, bir kez daha

“Dün erkendi, yarın çok geç, bugün!”

demek mümkün.

Kenan Kızıl