Yoldaşlarımız Sinan Cemgil, Kadir Manga ve Alparslan Özdoğan'ın Nurhaklar'da katledilmesinin üzerinden 51.yıl geçti.

ODTÜ'de başlayan öğrenci gençlik mücadelesinden giderek devrim mücadelesinin önderlerine dönüşen Sinanlar, o dönemde büyüyen işçi eylemlerinde, toprak işgallerinde, öğrenci boykotlarında en önde yerlerini alanlardandı.

Dönemin öğrenci gençlik hareketinden emekçilerin kavgasına yönelen burada, gerçek kurtuluşun zora dayalı devrimle ve devrimci bir örgütle olması gerektiğini bilince çıkaran Denizler ve Sinanlar THKO’yu kurarak, o güne kadar Türkiye’de sosyalist hareketin önderlerinin teorik olarak ortaya koyduğu görüşleri eylemleri, devrimci pratikleri ve kurdukları THKO ile aşmayı başardılar.

Eğer THKO ve 71’den bahsedilecekse kopuştan bahsetmek bir zorunluluktur. Kopuş, tam da TİP’in içinde bulunan, ancak onun pasifist ve parlamentocu anlayışının giderek saldırganlaşan devlete ve sermayeye karşı çözüm olmadığını gören devrimci gençler eliyle yaratılıyordu. Sermaye giderek yükselen toplumsal mücadelenin, işçi grevlerinin, toprak işgallerinin, öğrenci boykotlarının önünü almak için çeşitli sivil faşist örgütlenmeleri ve kendi resmi güçlerini sokağa salarken, yükselen devrimci mücadeleye karşı daha sert ve keskin önlemler almak için harekete geçerek, ordu eliyle 71 faşist darbesini gerçekleştirir. Bu faşist darbenin en önemli hedeflerinden biri devlet ile emekçiler arasında giderek sertleşen bu çatışmaya önderlik edecek devrimci güçleri yok etmektir. Bunun için devrimciler ağır işkenceler ile, faili meçhuller ve ağır hapis cezaları ile ezilmeye çalışılır. THKO bu savaşta bayrağı en önde tutanlardandı. Öğrenci gençlik hareketinin önderliğinden devrimin önderliğine giden yol THKO ile gerçekleşiyordu.

THKO şehirde kurulduktan sonra kıra yönelir, Malatya bölgesinin koşulları gerilla savaşı ve Filistin’e ve Kürdistan’a geçiş için oldukça uygun olduğundan THKO’lular iki koldan Malatya’ya yönelir. Sinan Cemgil önderliğindeki bir gerilla kolu Adıyaman Gölbaşı’nı güzergah olarak kullandığı sırada fark edilir, ihbarcı muhtarın jandarmaya haber vermesi ile kuşatılırlar ve çıkan çatışmada Sinan, Kadir ve Alparslan katledilir, kalanlar ise bir kısmı yaralı olmak üzere yakalanır ve ağır işkenceler ile tutuklanır.

ODTÜ’den Nurhaklara Sinanları ve yoldaşlarını götüren şey tam da kopuş ruh halinin kendisi ve bir söz söylenecekse, bunun eylemle söyleneceği düşüncesiydi. Kadir ve Alparslan sınırları aşıp Filistin’e geçti, Sinan Cemgil ODTÜ’de kitle karşısında en iyi konuşan, kitleleri harekete geçiren, bir şey yapılacaksa danışılan bir önderdi.

Denizleri, Sinanları bir araya getiren tam da devrimin zorla, faşizme karşı silahlı mücadele ile başarılacağı düşüncesiydi. THKO’nun bir kısım kadrosu Filistin’de eğitim almasıyla birlikte örgüt fikri kafalarında şekillenmişti. Sinanlar tıpkı Denizler gibi öğrenci gençlik içinde başladıkları siyasal mücadelelerine TİP'in reformcu ve oportünist yanlarını görerek zora dayalı devrim mücadelesine yönelmek gerektiğini hızla kavradılar. Bu yüzden THKO önce şehirlerde eylemlerin içinde şekillendi, ardından kıra yönelerek eylemlere girişmeye çalıştı.

Sinan’ın hep önder ve savaşçı yanını görürken bir taraftan da çok sevdiği eşini, 1 yaşındaki oğlunu ardında bırakarak, tıpkı yoldaşları gibi sevdiklerini ardında bırakıp kendilerini dağda kopacak fırtınanın şiddetine bırakmalarını görmek gerekir. Sinanların katledilmesi bu toprakların ilk gerillaları olmaları ile birlikte ele alındığında halklarımızın bilincinde ve yüreğinde derin izler bırakmıştır.

Çok iyi üniversitelerde okuyup çok iyi mesleklerde çalışıp zengin insanlar olabilecekken, onlar içinde bulundukları durumu çok iyi bilince çıkarıp, büyük fedakarlıklarla kendilerini bu halk için feda ettiler. Sinan Cemgil’in “Biz bir meşale yakacağız ve ardıllarımız onun ışığında yürüyecekler” sözleri, 50 yılı deviren ve bugün devrim için savaşanlarla gerçekliğe dönüşmüştür. Sinanların katledilmelerinin ardından devletin bütün baskı ve sindirme çabalarına karşın, onları gecenin bir vaktinde evlerinden sessizce çıkıp cenazelerini yıkayan, Sinanların tabutunu hazırlayıp onların bu halk için öldüğünü söyleyip sessizce evlerine çekilen yoksul köylüler, devrimcilerin bu halk için canlarını verdiğini çok kavramıştır.

4Geçmişten bugüne 50 yılı deviren ve büyük fedakarlıklarla yaratılan bu devrimci tarih, devrimimizin şekillenişinin temellerini atan THKO’lular Sinanlar, Denizler tarafından yaratılmıştır. Bir kez daha haykırıyoruz, öldükleriyle kalmadılar, yaktıkları meşale bir alev topuna dönüşerek sermayenin ve faşizmin yüreğini titretmeye, halklara umut olmaya devam ediyor.


K. Taylan Kızıldağ