9 Mayıs 1945... Sovyetler Birliği'nin korkunç yıkımlardan, büyük bedellerden doğrularak faşist Nazi Almanyası'nı resmi olarak yendiği tarih.

8 Mayıs günü Berlin’e giren Kızıl Ordu savaşı bitirir ve Almanya’nın koşulsuz tam teslimiyetini içeren anlaşma, 9 Mayıs günü imzalanır. 2. Emperyalist Paylaşım Savaşı olarak adlandırılan ve tüm dünyayı kaplayan bu korkunç yıkım savaşı emperyalistler arası bir paylaşım savaşı olmakla birlikte, tüm emperyalistlerin asıl hedefi Sovyetlerin ve sosyalist iktidarın yıkılmasıydı. Bundan dolayı tepeden tırnağa silahlı, en vahşi yöntemlerle Sovyetler Birliği'ni ezmeye ve sosyalist iktidarı yıkmaya yönelen faşist ordular korkunç savaş suçları ve katliamlar işleyerek Sovyetleri işgale girişti. Ancak tüm bu yıkıcılığa ve vahşete rağmen, önce Moskova önlerinde, daha sonra Stalingrad'ta, Kursk'ta, Leningrad'ta, Ukrayna;'da, Sivastopol'da ağır yenilgiler aldılar. Eli silah tutan milyonarca Sovyet işçi ve köylüsü, gencinden yaşlısına kadar yüzbinlerce Sovyet yurttaşı, faşist işgalcilere karşı partizanlara ve Kızıl Ordu saflarına katıldı. Nazilerin Sovyet topraklarında aldığı ardı ardına yenilgilerle birlikte, Nazi Almanyası'nın diz çökmesi ve bu uluslararası destekli faşist işgal ordularının yok edilmesi için Kızıl Ordu Balkanlara, oradan Polonya'ya ve Almanya'nın içlerine kadar yürüdü. 41’de Sovyetler açısından ağır yenilgilerle başlayan ancak büyük fedakarlıklarla tersine dönen bu savaşta Sovyet Kızıl Ordusu 8 Mayıs 1945’te Nazi Almanyası'nın başkenti Berlin'e girerek insanlık tarihinin bu en yıkıcı savaşını sona erdirdi. Bu zafer öyle bir etki yarattı ki Sovyetler, sanayi, tarım ve sivil alt yapısının korkunç yıkımlar yaşamasına rağmen savaşın ardından kendini hızla toparladı. Uzay yarışında, bilimde, sanatta, kültürde, üretimde insanlığın geleceği için çok büyük atılımları gerçekleştirdi. Büyük Anavatan Savaşı olarak da adlandırılan bu savaş, SBKP liderliğinde ve Kızıl ordunun, Sovyet halklarının büyük fedakarlıkları sonucunda kazanıldı. Bugün hala eski Sovyet coğrafyalarında yaşayan her aileden en az bir kişinin, o büyük Anavatan savaşında faşist işgalcilere hayatını kaybettiği bilinir.

Faşist Almanya'ya ve emperyalist-kapitalist dünyaya karşı kazanılan büyük zaferin 77. yıldönümüne girerken, bugün yine aynı coğrafyalarda NATO beslemesi faşistler ile devrimci güçler arasında bir savaş yaşanıyor. Eski Sovyet coğrafyalarında karşı-devrimci güçlerle antifaşist güçler arasında süre giden bu savaşta taraflar tıpkı Sovyetler üzerine gönderilen emperyalistlerin desteklediği Nazi Almanyası ve ona arka çıkan dünya gericiliği ile karşı tarafta yer alan Sovyetler ve antifaşist güçlere benzer şekilde iki kampa ayrılmış durumda. 1991 yılının sonunda Sovyetler Birliği'nin resmi olarak dağıtılmasının ardından emperyalistler eski Sovyet ülkelerinde ve sosyalist blokta yer alan ülkelerde adım adım karşı-devrimci gerici iktidarları ve kendi uşaklarını, darbeler, renkli devrimler, hileli seçimler gibi çeşitli yöntemlerle başa getirdiler. Ukrayna bu ülkelerden birisiydi. Sosyalist altyapının parçalanması ile başlayan süreç, yeni yetme sermayedarların ortaya çıkmasını sağladı. Emperyalistler karşı-devrimcileri turuncu devrim ile başa getirmeyi başardı. Ancak bunun ardından Yanukoviç'in iktidara gelmesi ile emperyalistler Ukrayna'nın tam ilhak sürecine uğramasında işi hızlandırmak için 2014'te milyarlarca dolar akıtarak, paralı askerleri ve faşist sürüleri ile bir darbe yaptı. Darbe sonucunda Kiev'de faşistler iktidara gelirken, ülkenin doğusunda yaşayan tarihsel, kültürel, ulusal olarak Rusya ile güçlü bağları olan Ukraynalı Ruslar faşistlere karşı Donetsk ve Lugansk Halk Cumhuriyetleri'ni ilan ederek antifaşist bir savaş başlattı.

O günden bugüne dek 8 yıldır süren savaşta faşist Kiev yönetimi binlerce Donbasslıyı katletti ve bu darbenin kendisi emperyalistlerin Rusya’ya karşı girişeceği büyük yıkım savaşının hazırlıklarından biri olduğunu ortaya koydu. Darbeden bu yana milyarlarca dolar akıtılarak silahlandırılan yüz binlerce Nazi, dünyanın her yerinden toplanarak getirilen faşist katil sürüleri bu planın ne kadar kapsamlı olduğunu gözler önüne seriyordu. Donbass halklarını ve Rusya halkını derinden etkileyen bu faşist darbe, milyonlarca Sovyet yurttaşını katleden ve Rusya, Ukrayna ve Belarus Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri’ni işgal eden faşist Hitler ordularının acılarını tekrardan hatırlattı. Nazilerin nasıl katiller olduğunu kendi tarihlerinden iyi bilen Rusya ve Donbass halkı çok güçlü antifaşist ve antiemperyalist duygulara ve tarihsel belleğe sahiptir bu yüzden.

2022 Şubat ayında Rusya’nın Donetsk ve Lugansk Halk Cumhuriyetleri’ni resmi olarak tanımasının ardından Rusya ve Donbass güçleri faşist Kiev yönetimine karşı Donetsk ve Lugansk'ı özgürleştirmek için operasyon başlattı. Başlatılan askeri operasyon Rusya ve Donbass halklarından ciddi bir destek görüyor. Denazifikasyon ve demilitarizasyon olarak hedefleri belirlenen, aynı zamanda Rusların yaşadığı bölgelerin Kiev rejiminden geri alınması hedefiyle devam eden askeri operasyonda, şu ana kadar ciddi bir ilerleme katedilmiş durumda. Gelinen aşamada adım adım Donetsk ve Lugansk Halk Cumhuriyetleri'nin işgal altındaki bölgeleri özgürleştiriliyor, Ukrayna'nın Azak Denizi ile kıyı bağlantısı koparken, Karadeniz kıyısında da Odessa dışında tüm kentler Rusya'nın denetimine geçmiş durumda.

Şu an devam eden savaşta ortaya çıkan durum, savaşın Ukrayna ve Rusya-Donbass arasında süre giden bir çatışmadan ziyade bütün emperyalist dünya, yani ABD Almanya, Fransa, İngiltere, Kanada ve onların güdümündeki Baltık ülkelerinden Romanya’sına, Polonya’dan Çekya’sına (ve elbette Türkiye’ye) kadar bütün NATO ile Rusya-Donbass ve onları destekleyen uluslararası antifaşist güçler arasında devam eden bir çatışmaya evrilmiş durumda.

Bugün devam eden çatışmadaki taraflar, Hitler'in Sovyetlere saldırmasının önünü açan ve dönemin devrimci güçlerine ve Sovyetlere saldırması için faşistleri silahlandıran ve bugün de Ukraynalı faşistleri örgütleyip destekleyen aynı emperyalist devletler olduğunu görmemek mümkün değil. Ancak, tepeden tırnağa silahlı binlerce Neonaziyi Ukrayna'ya göndermesine ve Ukraynalı faşistleri çeşitli askeri ekipmanlarla donatmasına rağmen, inisiyatif Rusya-Donbass güçlerinin eline geçmiş durumda. Donbass halkının ve Rusya proletaryasının büyük zaferin 77. yıldönümünde şu anki savaşı büyük bir antifaşist özgürlük savaşı olarak gördüğü ve büyük zafer ile bağlarını kurduğunu her gün düzenlenen destek eylemlerinden, basına yapılan açıklamalardan, düzenlenen yardım kampanyalarında ve savaşmak için gönüllü olan binlerce insandan görebiliyoruz. Ukraynalı faşistlerin aldıkları her yenilginin ardından Sovyet zafer anıtlarına ve devrim önderlerinin heykellerine saldırmaları içinde bulundukları çaresizliği göstermektedir. Ukrayna halkının tarihsel belleğini bozmak için Ukrayna halkına 77 yıl önce birlikte savaştıkları Sovyet halklarını ve Kızıl orduyu şeytanlaştırmayı, Rus düşmanlığını ve ırkçılığı körüklemek için her türlü çabaya girişmiş durumdalar. Ukraynalı faşistlerin, emperyalist medya kanallarının, “insan hakları savunucularının”, emperyalistlerin BM ve türevi kurumlarının tüm çabası, Nazi Almanyasına karşı savaşılan Büyük Anavatan Savaşı’nda Ukrayna ve Rusya halklarının birlikte savaştığı ve büyük zaferi diğer SSCB üyesi cumhuriyetlerle birlikte kazandığı gerçeğini ters yüz etmektir.

Tüm bu çabalar boşuna, dünya halklarında antiemperyalizm ve antifaşizm duygusu güçlenirken, sermaye dünyasından kopamayanlar yine “yaşam savunuculuğu” adı altında faşistlerin safına sürükleniyor.

9 Mayıs için Rusya’da, Belarus’ta, Donbass’ta yapılan büyük kutlama hazırlıkları bugün süregiden antifaşist savaşın yansımalarıdır ve o coğrafyaların halklarında büyük bir etkide bulunmaktadır. Tarihsel bellek ve antifaşist ruh hali ete kemiğe bürünmüş, iktidara çöreklenmiş Putin ve ekibini dahi köşeye sıkıştırmıştır. Bu yüzden Ukrayna’da devam eden askeri operasyondan bahsederken, Büyük Zafer’e anıştırmalar yapmak zorunda kalmaktadırlar. Sovyet yurttaşlarının büyük bedeller ve fedakarlıklar ile kazandığı bu zafer bir tarihsel bellek olmakla birlikte bugün de geçmişe duyulan bir özlemle birlikte siyasal bir yönelime de dönüşüyor. Sosyalizmi ve Sovyetleri özleyen, bugün de olması gerektiğini savunanların sayısı artıyor.

Bugün büyük zaferin 77.yıldönümüne girerken, dünya karşı-devrimi ile dünya antifaşist güçleri arasında girişilen bu savaşın kazananı Donbass halkı ve devrimci güçleri olacaktır. Büyük zafer dünya halklarına emperyalizme ve faşizme karşı yürütülen savaşlarda, komünistlere hala büyük bir esin kaynağı olmaya devam etmektedir. Büyük zaferde insanlığın geleceğini kurtarmak için ölümsüzleşenleri saygıyla anarken, bugün savaşan tüm antifaşist güçlere selam olsun! Şan olsun kahraman Sovyet halkına ve Kızıl ordusuna!

K. Taylan Kızıldağ