Türkiye ve Kürdistan'da birleşik devrimin güncel ve pratik bir mesele haline gelmiş olması bütün politik güçleri, yeni arayışlara zorluyor.

Tersi de doğru. Bütün politik güçlerin yeni arayışlara içinde olmaları ve güçlerini birleştirme çabalarını yoğunlaştırmaları, birleşik devrimin güncel ve pratik bir sorun haline gelmiş olmasının sonucu ve kanıtıdır.

Burjuva politik güçler, sınıf savaşının, çatışmaların; güncel dille ifade edecek olursak, dinci faşist yönetime karşı emekçi sınıflarda birikmiş öfkenin bir devrime dönüşmesini önlemek için güçlerini birleştirme ihtiyacı duyuyorlar. “Millet İttifakı” ya da başka gerici-faşist ittifakların sebeb-i hikmeti budur.

Sosyal reformist partiler, uzlaşmacı küçük burjuva parti ve etraflarındaki liberal güçler de benzer kaygılarla güçlerini birleştirmek için ittifaklar oluşturuyorlar. Bunlar da büyük olayları bir devrime yol açmadan, büyük bir altüst oluş noktasına varmadan burjuva düzen sınırları içinde tutmanın arayışında.

“Emek ve Özgürlük İttifakı” ile “Sosyalist Güç Birliği”nin varlık nedenleri de budur.

Bütün bu ittifak ve birlik girişimlerini boydan boya kesen ortak nokta, gittikçe keskinleşen, derinleşen ve bir ayaklanmaya evrilme potansiyelini taşıyan sınıf savaşını; iki ülkenin emekçi sınıflarının, yoksul halklarının dinci faşist yönetim somutunda düzene karşı biriken devrimci enerjilerini burjuva düzen sınırları içinde tutmak amacıdır.

Emekçi sınıflar, ezilen halklar bir devrime doğru yürürken tersi yönde hareket edenler, bir devrim için değil, kitleleri düzen içinde tutmaya çalışanlar, başarısız olmaya mahkumlar. Bir sınıf adına konuşup karşıt sınıfların çıkarlarına uygun hareket edenler politik iflastan kurtulamazlar. İki sosyal reformist ittifakın iflaslarının kaçınılmazlığı bundandır.

Bu iki sosyal reformist ittifak dışında, “Tek Yol Birleşik Devrim” şiarıyla yola çıkan bir başka ittifak var. Bu, “Birleşik Mücadele Güçleri”dir. BMG, son bir ayda, devrim ve iktidar hedefiyle hareket edildiğinde nasıl etkili olunabileceğinin pratik örneği oldu.

Üzerinden aylar geçmesine ve her biri kendilerince “anlı şanlı” parti ve çevrelerce kurulan iki sosyal reformist ittifak, bırakalım etkili olmayı, ortaya doğru dürüst bir eylem pratiği bile koyamadı. Sözlerimiz bir küçümseme değil, bir tespittir. Bu etkisizliğin nedeni, her iki ittifakın sosyal reformist bir içeriğe sahip program, hedef ve amaçlara sahip olmalarıdır.

Devrimin pratik güncel bir sorun haline geldiği koşullarda bir politik gücün etkili olmasının koşulu, devrimci programa, devrimci amaç ve hedeflere sahip olmasıdır. Buna sahip olmayan bir politik gücün, bu ister farklı partilerden oluşan bir ittifak olsun isterse tek bir siyasi parti olsun, başarı şansı yoktur. Bu tespitimiz, her iki ittifakta yer alan istisnasız bütün güçler için geçerli.

BMG, özellikle son bir iki ayda birleşik devrimin odağı olabileceğini pratik olarak gösterdi. Ama bu, BMG'nin tam ve kesin bir zafer için her şeyinin tamam olduğu anlamına gelmez. BMG'nin daha ileriye, iki ülkenin tüm toplumsal devrim ordusunun gözlerini çevirdiği bir devrim odağına dönüşmesi için yapması gerekenler var.

Bu görevlerin başında, iki ülkenin emekçi sınıfları ve ezilen halklarının kurtuluşu için “Tek Yol Birleşik Devrim” şiarına, devrimci hedef ve amaca uygun bir programa sahip olduğunu ortaya koyması geliyor.

Nedir bu programın belli başlı maddeleri?

Her şeyden önce ve hepsinden önemlisi, BMG, göndere çektiği şiara uygun olarak, politik iktidarı zora dayalı bir devrimle ele geçirip emeğin iktidarını, halk iktidarını kurmayı amaçladığını ilan etmelidir.

Demokrasi sorunun çözümü, faşist devletin, dayandığı tekelci sermaye sınıfının egemenliği ile birlikte yıkılmasını gerektirir. BMG, yıkılan faşist devlet ve burjuva iktidar yerine Geçici Devrim Hükümeti kuracak bir kararlıklık ve iradeye sahip olduğunu propaganda, ajitasyon ve pratik faaliyetiyle iki ülkenin emekçi sınıflarını ikna edebilmeli.

Geçici Devrim Hükümetinin inşasına başlayacağı demokrasi, iki yüzlü, yalan ve aldatmaya dayalı burjuva demokrasisinden temelden farklı, halkların özlem duyduğu gerçek demokrasi, halk demokrasisi olacak. Bu demokraside, yani bu devlet biçiminde “bütün iktidar halk meclislerinde örgütlenmiş işçi sınıfının, halkların, kadınların, gençliğin, ezilen ve sömürülen sınıf ve kesimlerin” elinde olacak.

Tekelci sermaye sınıfı ve faşist devlet, Kürdistan'ın ilhakından, Kürt ulusu ve diğer ulusal topluluk halklarını baskı altında tutmaktan maddi ve moral güç buluyor. BMG, sosyal şovenizme batmış sosyal reformistlerin ağızlarına almaktan dahi özenle kaçındıkları bu sorunu, Kürt ulusuna kendi kaderini tayin hakkını; diğer ulusal topluluklara tam eşitlik temelinde yaklaşacağını, iki anlama gelmeyecek şekilde, büyük bir netlikle ilan etmelidir.

Zindanlar, tekelci sermaye sınıfı egemenliğinin dayandığı bir başka önemli sacayağıdır. Türkiye, zindanları en kalabalık devletlerin başında geliyor. Birleşik devrim, tarihteki tüm muzaffer devrim deneyimlerinin gösterdiği gibi, işe zindanları yıkıp tutsakları özgürleştirmekle başlayacak. BMG, göndere çekeceği bayrağa, zindanları yıkıp tutsakları özgürleştireceğini yazmalıdır.

Elbette, burada bir program yazmıyoruz. Amacımız, BMG'nin daha ileriye, Türkiye ve Kürdistan halklarının gözlerini çevirdiği bir devrim odağına dönüşmesi için yapılması gerekenlere işaret etmek. BMG bir devrim programına mı sahip olmalıdır? Bu soruya tereddütsüz “evet” yanıtı veriyoruz. İki ülkenin emekçi sınıflarının çektikleri tüm acılardan kurtuluşu için “Tek Yol Birleşik Devrim” diyen bir politik hareket, bu ister bir parti olsun, isterse değişik güçlerin oluşturduğu bir “ittifak” olsun, ortaya bir “reformlar” programı sunamaz. “Tek Yol Birleşik Devrim” diyen, sözünü ettiği devrimin programını da ortaya koymalıdır.

BMG'nin henüz yolun başında olduğunu biliyoruz. Yapılması gereken çok şey, katedilmesi gereken çok yol var. Atılan adımların küçük, ortaya konan pratiğin büyük amaçla karşılaştırıldığında oldukça mütevazı olduğunu da biliyoruz.

Ama doğru yol tutulmuştur; önemli olan da budur. Bizi umutlu kılan nokta burasıdır. Bundan sonrası, yoğun, dur durak bilmeyen, cesaret ve özveriyle yoğrulmuş çabadır. Leninistler, bu küçük, mütevazı ama içerikleri devrimci olan adımları dev bir devrimci dalgaya dönüştürmek için tarihi bir sorumlulukla yüklü olduklarını akıldan çıkarmamalılar.