< < Yeniden İnsanlaşmanın Maddi Koşulları

Toplumsal evrimde, bir düzenin, eskinin yerini almasının ardındaki temel itki, verili toplumsal ekonomik formasyonun, insanlığın gelişimini artık karşılayamaması ve bundan dolayı yerini yeni koşullara bırakma zorunluluğudur. Bir çok etken arasında dönüşüme, kendisi de dönüşen maddi koşullar temel olur. Bu nedenle toplumsal dönüşümün tarihinin incelenmesine, maddi koşullardan başlanır.

Söz gelimi, insanlığın çocukluk dönemi, ilkel komünal toplum yerini üretim tarzı-üretici güçlerin gelişimi yönünden kendisinden ileri ancak ilkel komünizmin zorunlu insanlığından oldukça uzak olan köleci topluma bıraktı. Toplumlar tarihinde zorunlu bir aşama olarak yaşanmış bu dönüşümün temeli, genelde insanlığın ilerlemesi, tikelde, insani olanın gerilemesi olan bu değişimde, toplumu bir bütün olarak yöneten itici güç nedir?

En genel ifadeyle, toplumun maddi gelişiminin içinde gerçekleştiği, toplumsal, ekonomik düzenin maddi koşullarının sınırını aşması ve bu sınırın ötesine geçmesidir.

İlk olarak maddi koşuldan maddi hayatın üretim biçimini anlıyoruz. Üretim biçimi, üretici güçler ve buna tekabül eden üretim ilişkileridir. Ancak bundan sonra üretim biçiminin koşulladığı politik, kültürel, entelektüel vs. biçim gelir. Etkinlik dereceleri/öncelikleri başka başka olmakla birlikte bunların hepsi toplumun dönüşümünde şöyle ya da böyle etkide bulunurlar.

Bu genel bir yasa olarak tarihin tümüne uygulanabilir. (Komünistler) diyalektik materyalizmi, toplumları, toplumların tarihini incelerken de uygular. (Lenin) Modern burjuva toplumdan komünizme geçişin zorunluluğuna temel olan maddi koşullara ancak bu şekilde ulaşılabilir.

 

Modern [Burjuva] Toplum

Kapitalizm, sınıflı toplumlar tarihinin son halkası olarak, tarihte çığır açıcı bir rol oynadı. Kendisinden önceki toplumların sınırlılıklarından sıyrılarak, toplumsal gelişimin önündeki engelleri kaldırdı. Yaşamın üretimi ve yeniden üretiminde yetersiz kalan maddi koşulların yerine, eskisinin içinden doğan ve ona ulaşan yeni koşullar yarattı. Üretici güçlerin, gelişkinlik düzeyi ile uyumlu olarak, mülk sahibi sınıf ile mülksüzler arasındaki üretim ilişkisini yeniden kurdu. Bu ilişki, sınıf karşıtlığına dayanma ortak yönü dışında, feodalizm ve köleci toplumun mülkiyet ilişkilerinden farklı yeni bir ilişki biçimiydi. Sermaye ile ücretli emek ilişkisi. Bu ekonomik biçim kendisiyle birlikte yeni politik kültürel/entelektüel biçimler getirdi. Böylece toplumun artan ihtiyaçlarını karşılayabilecek yeni koşullar oluştu.

Ancak, kapitalizm de sınıflı bir toplum olarak, sınırlılıklara sahiptir ve toplumsal gelişimde bir noktaya kadar devrimcidir. Kapitalizmin maddi koşullarının sınırları, modern toplumun gelişiminin önünde engel olmaya başladığı oranda, kapitalist toplumsal ekonomik sistem gericileşir, çürümeye ve çözülmeye başlar.

Kapitalizmin emperyalizm aşamasıyla birlikte, üretici güçler öylesine sıçramalı bir gelişim gösterdi ki, kapitalist üretim tarzı ona dar gelmeye başladı. Kapitalizmin çürüme ve parçalanma eğilimi evrensel bir niteliğe büründü. "Özel mülkiyet kendi öz yokoluşuna doğru yol almaya başladı." (Marx) Bu nedenle, evrensel olarak, kapitalist üretim tarzı, toplumun ihtiyaçlarını karşılayabilecek işlevsellikten yoksundur. Bütün ülkelerde, modern insanı, yaşaması gereken düzeyden çok daha geri ve kötü koşullara mahkum ediyor. Kapitalizmin maddi koşulları, modernleşen insan karşısında çağdışı hale geliyor. Bunu en net modern insanın yaşam koşullarında gözlemleyebiliriz.

Toplum devasa boyutlarda meta üretimi yaparken, aynı oranda yoksullaşıyor. 21. yy. dünyası, büyük bir meta çöplüğüne dönüşürken aynı zamanda milyonlarca insanın temel yaşam ihtiyaçlarından yoksun /açlığa sahne oluyor. Emek faaliyeti insanlık için yaşamsal bir faaliyet haline geliyor, kapitalizm emek güneşi etrafında dönüyor. Toplumun büyük çoğunluğu sermaye için sefahat, kendileri için sefalet üretiyor.

Ekonomik alandaki çelişki ve çatışmaya sosyal ve politik alandaki sorun ve bunalımlar eşlik ediyor. En başta kadının erkek karşısındaki köleliği, yaşamın her alanında cinsel baskı ve sömürü derinleşiyor. Doğa katliamları, savaşlar vb. sıradanlaşıyor. İşte burjuva toplumun, modern insana sunduğu maddi koşullar! İnsanın insanlıktan uzaklaşması!

 

Yeni Koşullar

Modern insanın, insanal yani toplumsal yabancılaşması. Bu soyut bir nitelemedir, çünkü somutta burjuvazi ve proletarya, salt insan olarak "aynı insanal yabancılaşmayı temsil etseler de, gerçekte bunu farklı duyumsarlar." Burjuvazi bu yabancılaşmada kendi insani varlığını bulurken, proletarya insanı varlığından uzaklaşır. Burjuvazi bu koşullarda doğrulamalar bulurken, proletarya sadece yıkım bulur. Proletaryayı, özel mülkiyet toplumuna karşı zorunlu başkaldırıya iten şey, "onun insanal doğasını yaşamdaki durumuna karşıt kılan" maddi koşullardır. Bundan dolayı, proletarya "özel mülkiyetin proletaryayı yaratarak kendine karşı verdiği yargı kararını uygular." (Bu ve paragrafın tamamı için bkz. Kutsal Aile, Sf.58-63) Burjuva toplumun en insanlık dışı yanlarının kendisinde somutlaştığı yaşam koşullarının yerine, buna karşıt yeni maddi koşullar yaratır.

Komünizm; insanlık için eskinin içinde serpilip gelişen, eskisinden sadece farklı olmakla kalmayan aynı zamanda tam karşıtı olan yeni maddi koşullar demektir. Proletaryanın devrimci eyleminin ürünü olan bu toplumsal ve ekonomik düzen, yabancılaşan insanın, yeniden insanlaşmasının koşullarını yaratacaktır.

En başta özel mülkiyet yerini toplumsallaşmış emek ile uyumlu toplumsal mülkiyete bırakır.

Emek faaliyeti [çalışma] yaşamanın bir aracı olmaktan çıkıp, yaşamın bir gereksinmesi haline gelir. Bütün toplum emekçilerden oluşacağından ötürü, bir kesimin emeksizliği diğer kesime yüklenmez. Dünya, meta çöplüğü olmaktan kurtarılır, herkese gereksinmesine göre ilkesi egemen hale gelir. Emeğin sonuçları tüm topluma mal olur.

Toplumsal alandaki yabancılaşma ortadan kalktığı için insanın bu alandaki sorun ve bunalımları çözülür. Toplumda çelişkiler değil, mutlak uyum hakim hale gelir. Ataerkil yapı parçalanır, kadın özgürleşir, kadın ve erkeğin formel eşitliği değil, gerçek yaşamda eşitliği sağlanır. Dinin ve her türlü ahmaklaştırıcı inancın maddi zemini yok edilir. Gençliğin geleceği, toplum tarafından garanti altına alınır. Doğa ile insan arasında, yeni tarzda uyumlu bir ilişki kurulur. Nedenleri ortadan kalktığı için, savaşalar ortadan kalkar. Maddi koşullar insanın sınırsız gelişimiyle uyum halindedir.

Devrimimiz, insanlık için yeni maddi koşullar yaratarak yeniden insanlaşma sürecini başlatacaktır.

Boran Deniz