< "Bir Anneyi Oğluna Mezar İstemeye Mecbur Bıraktınız!"

 

Cumartesi Anneleri /İnsanları 987 hafta eyleminde 29 yıl önce annesi Hanife Yıldız'a "İfadesini alıp göndereceğiz" denilmesi üzerine oğlu Murat Yıldız'ı karakola götüren ve bir daha haber alınamayan Murat Yıldız'ın akıbetini sordu.

Cumartesi Anneleri / İnsanları 987'inci kez gözaltında kaybedilen Murat Yıldız için Galatasaray Meydanı'ndaydı. Gözaltında kaybedilen yakınlarının fotoğrafları ve karanfillerle Galatasaray Meydanı'na gelen kayıp yakınları adına basın açıklamasını Besna Tosun okudu.

 

"İşkenceyle Gözaltına Alınan Kayıp Yakınları 27 Şubat'ta Mahkemeye Çıkacak"

Güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındıktan sonra kendilerinden bir daha haber alınamayan sevdiklerinin akıbetinin açığa kavuşturulması ve adaletin sağlanması için Galatasaray Meydanı’nda gerçekleştirmek istedikleri 950. hafta eyleminin polis şiddetiyle engellenerek ve gözaltına alındıklarını hatırlatan Tosun, aralarında kayıp yakınları, İnsan Hakları Derneği yönetici ve üyelerinin de olduğu gözaltına alınan 20 kişi hakkında 'Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet' ten ceza davası açıldığını 27 Şubat 2024'te İstanbul 39. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülecek olan ilk duruşmaya katılma çağrısında bulundu.

 

"AYM Kararlarına Uyun Bariyerleri Kaldırın!"

Bariyerlerin önünden devleti yönetenlere seslenen Besna Tosun, "Hiçbir anayasal, yasal zemini olmayan Galatasaray yasağına, kısıtlamalara ve yargı baskısına son verin. Bireysel başvuru yolunun etkili olabilmesi ancak ihlalin giderilmesi ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasıyla mümkündür. AYM kararlarına koşulsuz uyun; bariyerleri kaldırın, sınırlamalara son verin" dedi.

987. haftamızda gözaltında kaybedilişinin 29 yılında Murat Yıldız’ın akıbetini sormak, devlete “yaşam hakkı” karşısında sorumluluklarını hatırlatmak için Galatasaray Meydanı'nda olduklarını belirten Tosun, Murat Yıldız'ın gözaltında kaybediliş sürecini aktardı.

 

"Karakola İfade Vermeye Gitti Bir Daha Haber Alınamadı"

19 yaşındaki Murat Yıldız İzmir'de annesi ile birlikte yaşıyordu. Bir kafede otururken çıkan tartışmada silahla havaya ateş ederek olay yerinden uzaklaştığı için polis tarafından aranmaya başladı. Annesi Hanife Yıldız'ı karakola götüren polisler 'Murat hemen gelip teslim olursa ifade vererek serbest kalacak' dedi. Bunun üzerine 23 Şubat 1995 tarihinde Murat Yıldız, avukatı, kuzeni ve annesi ile birlikte, İzmir Bornova Özkanlar Asayiş Şubesi'ne giderek Komiser Ramazan Kaya ile polis memuru Tahir Şerbetçi'ye teslim oldu. Aradan üç gün geçtiği halde Murat eve dönmeyince anne Hanife Yıldız, Bornova Özkanlar Asayiş Şubesi’ne gitti ancak sorularına net yanıtlar alamadı.

 

Polisten 'Feribottan Denize Atladı' İddası

Çelişkili açıklamalar karşısında Hanife Yıldız ısrarını sürdürünce yetkililer, Murat’ın emniyette verdiği ifadesinde silahı İstanbul Kartal’da sakladığını söylediği için onu polisler Tahir Şerbetçi ve Şah İsmail Öztürk nezaretinde İstanbul’a gönderdiklerini, yolda Murat’ın feribottan denize atlayarak kaçtığını ve tüm aramalara rağmen bulunamadığını iddia ettiler.

 

"Tanık Ve Kanıt Olmadan Mahkeme "Feribottan Atladı" Kararı Verdi"

Anne Hanife Yıldız’ın 'Oğlum kendi isteğiyle teslim oldu. Hapis cezasını bile gerektirmeyen bir suç isnadı karşısında neden kaçsın?' itirazı boşlukta kaldı. Murat’tan bir daha haber alınamadı. Hanife Yıldız, Bornova ve Gebze Cumhuriyet Başsavcılıklarına başvurdu. Gebze 2. Asliye Ceza Mahkemesi, beş yıl süren yargılama sonucunda Murat Yıldız'ın feribottan atladığını gören tanık olmamasına rağmen sanık polislerin beyanını esas aldı ve onlara yalnızca 'görevi ihmal'den günümüz parasıyla 1 lira 18 kuruş para cezası verdi.

 

"Yeniden Soruşturma Talebi Takipsizlikle Sonuçlandı "

İHD avukatı Gülseren Yoleri 2015 yılında Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurarak Murat Yıldız için yeniden soruşturma açılmasını talep etti. Açılan soruşturma iki yıl sonra takipsizlikle sonuçlandı. Takipsizlik kararına yapılan itiraz da reddedildi. Tüm bu aşamaların ardından Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapıldığını söyleyen Tosun, kamu görevlilerinin sorumlulukları altında meydana gelen ölümler veya kaybetmelerde suça karışanların hesap vermelerini sağlamanın devletin görevi olduğunu belirtti.

 

"Kaç Yıl Geçerse Geçsin Murat'ı Aramaktan Vazgeçmeyeceğiz"

Murat Yıldız'ın gözaltında kaybedilmesi ile ilgili yürütülen adli sürecin maddi gerçeği açığa çıkarmadığını, faillerin cezalandırılmasını sağlamadığını vurgulayan Tosun, "Mahkemenin verdiği karar yaşam hakkını koruyan ulusal ve uluslararası hukukun ihlali suretiyle verildi. Bu yüzden Anayasa Mahkemesi dosyada devam eden ihlali ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yolunu açmalıdır. Kaç yıl geçerse geçsin Murat Yıldız için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz" dedi.

 

"29 Yıldır Ben Neden Buradayım?"

Gözaltında kaybedilen Murat Yıldız'ın annesi Hanife Yıldız "29 yıldır ben neden buradayım?" diye sordu? Murat Yıldız'ın annesi Hanife Yıldız da, "1995 yılında Baba Ocak, bu alanı bizim için açtı. Ben İzmir'den kalkıp buraya geldim kimseyi tanımadan. O gün bugündür buradayım. Burada olmamızın sebebi adaletin olmayışı, kayıplarımızın bulunmaması ve akıbetinin açıklanmamasıdır" dedi.

 

"Hiçbir Anne Kendinden Önce Evladının Mezarı Olsun İstemez"

Yıldız Anneleri çocukları için mezar istemeye mecbur bıraktınız. Hiçbir anne evladının kendisinden önce mezarı olsun istemez. Bu yaşa geldim ve oğlum için mezar istedim. O da verilmedi. Bir insanın yaşam hakkını elinden aldınız mezar hakkını neden elinden alıyorsunuz" diyerek acsını dile getirdi.

 

"Katilleri Akladılar, Hepsi Mevki, Makam Sahibi Oldu"

1996 yılında Ankara'ya gittiğini dönemin Başbakanı Tansu Çiller ve İçişleri Bakanı Meral Akşener ile 'Onlar da annedir belki beni anlarlar" diye düşünerek görüşmek istediğini ancak görüşemediğini aktardı. Kayıpların AKP iktidarı döneminde olmadığını söyleyerek üstünü kapatmaya çalıştıklarını belirten Yıldız bu hükümet döneminde de katillerin, katliamcıların, işkencecilerin akladığını, hepsinin mevki, makam sahibi olduklarını söyleyerek "Biz hala bir mezar sahibi olamadık" diyen Yıldız, "Tansu Çiller, kendi oğlu için villalar, arsalar alıyor. Bense oğlum için bir mezar yeri alamıyorum, bulamıyorum. Bu mu insanlık, bu mu adalet" dedi.

 

"Biz Unutmadık, Buradayız"

Konuşmakta zorlanan Yıldız "Ey bizi görmezden gelenler, kulaklarını tıkayanlar, haykırışlarımızı duymayanlar, bizi susturarak, yasaklayarak, alanımızı kapatarak kayıplarımızı kapatamazsınız. Acılarımız dinmiyor. İşkencehanelerde canlarımızı yok ederek, mezarsız bırakarak unutturdunuz mu sandınız? Gözaltına da alsanız, kelepçe de taksanız bizi yıldıramadınız, siz kaybettiniz" diye konuştu.

 

"Oğlumu Sormak İçin Hep Burada Olacağım"

Galatasaray Meydanı'nın yasaklanmasına da tepki gösteren Yıldız"Açın şu alanı da ana da benim, anayasa da benim. Hakkımı size bırakmayacağım, oğlumu hep bu alanda soracağım" dedi. Cumartesi insanları Galatasaray Meydanı'na karanfiller bırakarak eylemi sonlandırdı.

 

Videoyu İzlemek İçin Tıklayınız.