"Baskılar Gazetecilere Geri Adım Attıramayacak"

 

DİSK / Basın İş Sendikası, 5 gazetecinin 13 Şubat'ta evlerine yapılan polis baskınıyla gözaltına alınmasına ilişkin basın toplantısı düzenledi. "Meslektaşlarımızın gateteci oldukları için iktidarın hedefinde olduğunu biliyoruz" denilen açıklamada baskıların gazetecilere geri adım attıramayacağı vurgulanarak gözaltındaki gazetecilerin derhal serbest bırakılması gerektiği belirtildi.

DİSK / Basın İş Sendikası, 13 Şubat'ta evlerine yapılan polis baskınıyla Mezopotamya Aşansı muhabirleri Semra Turan, Tolga Güney, Delal çıklamada Akyüz, JINNEWS muhabiri Melike Aydın ve Gazete Duvar muhabiri Cihan Başakçıoğlu'nun ters kelepçe işkencesiyle gözaltına alınmasına ilişkin basın toplantısı gerçekleştirdi. Basın açıklamasını Basın İş Sendikası yönetim kurulu üyesi İzel Sezer okudu. Türkiye'de gazetecilere dönük baskılar, gözaltı ve tutuklamalar sistematik bir hal alsa da özellikle seçim dönemi gibi kritik süreçlerde gazetecilere dönük gözaltı ve tutuklama dalgasının iktidarın olağan uygulaması haline geldiğini ifade ett.

 

"Gazeteci Oldukları İçin Gözaltına Alındıklarını Biliyoruz'

13 Şubat günü Mezopotamya Aşansı (MAj muhabirleri Semra Turan, Tolga Güney, Delal Akyüz, #NNEWS muhabiri Melike Aydın ve Gazete Duvar muhabir: Cihan Başakçıoğlu evlerine yapılan baskın sonucu ters kelepçeli bır şek ide gözaltına alındıklarını, garetecilerm kamera ve fotoğraf makinalarına da el konulduğunu aktaran Sezer, "Her ne kadar dosyada kısıtlılık kararı olduğu için gazetecilerin neden gözaltına alındığını öğrenemesek de bizler meslektaşlarımızın gateteci oldukları için iktidarın hedefinde olduğunu biliyoruz" dedi.

 

"Gazetecilik Kriminalize Edilmek İsteniyor"

Sezer "Evlerine baskın yapılması, İstanbul Protokolü ile işkence olduğu sabit olan ters kelepçeli bir şekilde gözaltına alınmaları, dosyaya gizlilik kararı konulması, 24 saat avukat kısıtlılığı getirilmesi gibi uygulamalarla, gazeteciler ve gazetecilik “kriminalize” edilmek isteniyor" dedi.

 

"Toplumun Haber Alma Hakkına Saldırıyı Kabul Etmiyoruz"

Başta Özgür Basın çalışanları olmak üzere, bilgiyi tekelleştirmek isteyen iktidarın, yargıyı gazeteciler üzerinde bir baskı aracı olarak kullandığını, hukuksuz bir şekilde gözaltında tutulan meslektaşlarının her birinin sahada olan, hak ihlalleri başta olmak üzere işlenen tüm suçları açığa çkaran, toplumun haber alma hakkırı gözeten bir yerden mesleğini icra ettiğini vurgulayan Sezer, "Gazetecilerin hakikati açığa çıkarması ve toplumun haber alma hakkını engellemeye dönük bu gözaltı ve tutuklamaları kabul etmiyoruz" dedi.

 

"Baskılara Karşı Dayanışmayı Büyütmek Gerekiyor"

Basının özgürlüğünü savunmanın, toplumun haber alma hakkını savurmanın gazetecilerin sadece sorumluluğu olmadığını belirten Sezer, başta gazeteciler olmak üzere Türkiye'de gazetecilik yapmanın koşullarının ortadan kalkmaması için, gazeteciliğin “kriminalize” edilmemesi ve haber alma hakkını savunmak için herkesin bu baskılara karşı güçlü bir ses çıkarması ve dayanışmayı büyütmesi gerektiğini vurguladı.

 

"Meslektaşlarımız Serbest Bırakılsın"

Sezer basının özgürlüğü için mücadele etmeye devam edeceklerini ve baskıların gazetecilere geri adım attıramayacağını vurgulayarak "Gözaltında tıtulan meslektaşlarnmız derhal serbest bırakılsın" dedi.