THKO’nun kurucu önderlerinden Sinan Cemgil, Kadir Manga ve Alparslan Özdoğan’ın, Denizlerin idamını engellemek için Kürecik’teki Amerikan radar üssüne eyleme giderken, 31 Mayıs 1971’de Nurhak dağlarında katledilmelerinin üzerinden 52 yıl geçti.

68 hareketinin öncülerinden ve 71 devrimci kopuşu ile devrimin önderlerine dönüşen Sinanlar, emperyalizme ve faşist devlete karşı zora dayalı mücadele ile zafer kazanılacağını çok net kavrayıp, harekete ilk geçenlerdi. Genç yaşlarına rağmen devrimci kopuşu, pratik olarak devrimci örgüt inşasında ve pratikte yeni eylemlerinde yarattılar. Üniversite amfilerinde başlayan oradan sokağa taşan, bununla yetinmeyip gerilla mücadelesine uzanan kısacık sürede artık kendilerini dağlarda kopacak fırtınaya bıraktılar. Bu öyle bir fırtınaydı ki Sinan’ın da dediği gibi, yaktıkları meşale onların ardından bir alev topuna döndü. Büyük bir cüret, özveri ve fedakarlıkla giriştikleri mücadele onları emekçilerin bilinçlerine ve yüreklerine kazıdı. 71 silahlı çıkışının öncülerinden olan Sinanlar, yoldaşları Denizler ile emekçi halkların devrime yasal, parlamentarist yoldan ulaşamayacağını göstererek, reformizm ile kökten bir kopuş gerçekleştirdiler.

İşte sermaye sınıfı egemenliğinin korktuğu, onları hedef görerek katletmek için planlar yaptığı ve amansızca saldırdığı gerçeği, onların uzlaşmaz çizgide devrime cüret ve kararlılık ile yürümelerinden kaynaklanmaktadır. Bizler halklarımıza; Denizlerin, Sinanların bize gösterdiği yolu göstermekle, gerçek kurtuluşa ulaştıracak tek yolun Sinanların Zora Dayalı Devrim mücadelesi olduğunu anlatmakla ve göstermekle yükümlüyüz. Bu, ancak ve ancak Sinanların yüreğini ve bilincini kuşanmakla, onların cüretini bulunduğumuz her yere taşımakla mümkün.

Liseli, üniversiteli, işçi, işsiz gençliğin geleceksizlikle, hayatın her alanında farklı çaresizlikler ile kuşatıldığı bugünlerde; Sinanların pratiğinin ve yarattıkları değerlerin önemi daha da net bir şekilde ortaya çıkmaktadır.

Bizlere “Seçime, sandığa gitmekten başka elimizden ne gelir” diyenlere, elimizden neler gelebileceğinin izlerini göstermektedir.

Bugün tarih bizleri kavgaya çağırmaktadır!

Bizleri sosyal, ekonomik, insani yani topyekûn bir yıkımla karşı karşıya bırakanların düzeni çatırdamaktadır. İnsanlığın ve gençliğin özgür, her güzelliğe ve üretilene eşitçe doyacağı günler bize göz kırpmaktadır.

Tıpkı Sinanların cüret ve kararlılıkla omuzladıkları o günün kavga çağrısı gibi, bugün de tarihin bizlere dayattığı sermaye egemenliğine son yıkıcı darbeyi vurma çağrısını göğüsleme zamanıdır!

Türkiye ve Kürdistan halklarının devrim çağrısını büyütmek parlamenterist, düzen içi siyasetle değil tıpkı Sinanlar gibi Birleşik Devrim'in pratiğini ortaya koyarak olacaktır. Şimdi biz gençliğin görevi Sinanların, Denizlerin ardılları olarak onların yükselttikleri kavga bayrağını daha da yükseğe çekmek ve burjuvazinin kalbine saplamaktır.

Nurhak Savaşçıları Ölümsüzdür!

DEVRİMCİ ÖĞRENCİ BİRLİĞİ(DÖB)