Kenan Kızıl

Çelimsiz Liranın Şanlı Yürüyüşü!

İstatistiki veriler üstünde cambazca kalem oynatma ve matematikle hiç alakası olmayan, kendi icatları bir “matematik”le, bu verileri tersyüz etme konusunda işinin erbabı kimselerin oluşturduğu TÜİK adlı bir kurum yeni bir istastiki veri yayınladı. Bu veriye göre “ülke ekonomisi yaklaşık %7” büyümüş!.. Başta, zekice düşünülmüş bir zaytung esprisi sanıldı. Fakat Maliye Bakanlığı da aynı telden çalınca, bunun bir espri olmadığı anlaşıldı. Böylece gülümsemelerin yerini başka şeyler aldı... Geçim sıkıntısı çeken milyonlar, bu güzel haber karşısında, mutlaka esaslı ve yüksek sesli yorumlar yapmıştır!..

Devamını oku...

Uçurum

 

Uçurum: 1. Dik derin yamaç 2. Felaketli sonuç. 3. Büyük fark, ayrılık. Güvenilir bir kaynak olmamakla birlikte, TDK sözlüğü "uçurum"u böyle tanımlıyor.

Devamını oku...

Aslında Bu Senin İçin / Susanlar Üstüne Bir Deneme

 

Yaşamın anlamı üzerine tarih boyunca çok şeyler yazıldı, hala da yazılıyor. Bazıları gerçekten de çok güzel, çok anlamlı ama yazanların kaçı bu yazdıklarını tam olarak hissettirebilmiştir. Örneğin özgürlük üstüne neler, neler yazılmadı ki! Üstelik yazılanlar ne kadar güzel olsa da daha da güzel şeyler yazmak gerektiğini düşünmeyen var mıdır? Fakat yine, ister şimdiye değin yazılanlar olsun isterse de bundan sonra yazılacaklar olsun, hiç biri özgürlüğü yaşamak kadar güzel ve değerli olamaz. Çünkü yaşayan hisseder, diğeri ise hissetmeye çalışır. Bu ateş olmakla, ateşin kıyısında durmaya ya da ışık olmakla o ışığın aydınlığından yararlanmaya benzer. Biri özdür, diğeri değildir...

Devamını oku...

Kaçacak Yerleri Yok

 

Kışlaları ve polis karakolları peş peşe düşen Nikaragualı faşist diktatör Somoza, alabileceği kadar çok altını ve kendisi gibi faşist bir diktatör olan babasının kokmuş cesedini bir uçağa yükleyerek, kendisini New York'ta bir kaldırımda, onun zamanında işkence görmüş bir Nikaragualının, iki kaşının arasına sıktığı mermiyle olan randevusuna doğru götürürken, Sandinist gerillalar başkenti ele geçiriyordu. Somoza, o uçakta yolunmuş bir tavuk hatta kuyruğunu iki paçasının arasına sıkıştırmış korkak bir fino kadar zavallıydı. O an acınacak haldeki bu adamın, daha bir kaç gün önce, astığı astık, kestiği kestik, kudretli ve yenilmez biri olduğuna inanmak imkansızdı. Halkın en esaslı tokadını yiyen tüm faşist diktatörler veya faşist parti liderleri gibi çaresizce kaçıyor, kaçtıkça da kaçınılmaz sona doğru gidiyordu...

Devamını oku...

Korkudur Bayrakları

 

İskender doğu seferine başladığında, Pers imparatorluğu halk isyanları nedeniyle yıkılmanın eşiğindeydi. Roma, Mısır, İspanyalılar. Aztek topraklarını ele geçirdiğinde de durum neredeyse aynıydı. Hatta, Napolyon kokuşmuş Avrupa monarşilerini birbirini peşi sıra dize getirdiğinde de. Yani kimi şarlatanların tarihçi kisvesiyle yazdıkları gibi, muzaffer bir komutanın atına atlayarak zaferden zafere, dörtnala ülkeleri fethettiği yok. Ya da kimse üç tane sandalı karada taşıdığı için Bizans yıkılmadı. Eğer o, kendi halkını canından bezdirmemiş ve “yaşayan bir fosil” halini almamış olsaydı içinde yaşayanlar onu savunacak ve de kimse kalkıp da karadaki kayıklar saçmalığını yazma aptallığında bulunmayacaktı!.. Tarih kendi halkına karşı acımasız olan devletlerin sahipsiz mezarlarıyla doludur. Bunların büyük çoğunluğu kendi halkının şefkatli kollarında can verirken, çok az bir kısmı da, tam da son nefesindeyken fırsatçı bir işgalcinin çıkagelmesiyle tarihe karışmıştır!

Devamını oku...