İzmir’de aralarında Devrimci Öğrenci Birliği’nin de bulunduğu Gençlik Örgütleri 1 Mayıs’ta Taksim’e çıkmaya çalışanların operasyonlarla gözaltına alınıp tutuklanmasına karşı 7 Mayıs günü Alsancak Halkbank önünde toplanarak Alsancak Türkan Saylan...
Bir 6 Mayıs’ta daha yoldaşları Denizlerin başucunda idi. Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan’ın idamlarının 52. yılında, yoldaşları Karşıyaka Mezarlığında onları bir kez daha andılar.
İsviçre’nin Basel kentinde Denizleri anma etkinliği düzenlendi. 6 Mayıs 1972’de idam edilen birleşik devrimin ölümsüz önderlerini anmak üzere, 5 Mayıs pazar günü TKEP/Leninist tarafından Basel’de bir etkinlik gerçekleştirildi. Anma saygı duruşu...
İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Mayıs'ta Taksim'e yürüyen devrimcilere yönelik gözaltı ve tutuklama saldırısına basın toplantısı yaparak tepki gösterdi. Taksim iradesini gösterdikleri için tutsak edilen devrimcileri alacaklarını...
Deniz, Yusuf, Hüseyin'in idamlarının 52. yıldönümünde İstanbul'da Şişli Ayışığı Ekin Sanat Derneği bir anma etkinliği düzenledi.
İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Mayıs'ta Taksim'e yürüme iradesi gösterdikleri için gözaltına alınan 64 kişinin serbest bırakılmasını istedi.
İHD İstanbul Şubesi 632. F Oturması’nda Sincan Yüksek Güvenlikli Zindanında tutulan hasta tutsak Eren Odabaş’ın sağlığının korunabilmesi için tutuksuz yargılanmasını ve İstanbul'da bir hastaneye sevk edilmesini istedi.
Cumartesi Anneleri'nin 997. Hafta eyleminde, 32 yıl önce gözaltında kaybedilen üniversite öğrencileri Soner Gül ve Hüsamettin Yaman için Galatasaray Meydanı'ndaydı.
Mezopotamya Ajansı muhabiri Esra Solin Dal’ın çıplak aramaya maruz kalmasına tepki gösteren kadın gazeteciler, “Gazetecilik değil çıplak arama işkencesi suçtur. Arkadaşımızla dayanışmaya mesleğimizi yapmaya devam edeceğiz" dedi.
IPI ve MLSA’nın da aralarında bulunduğu 27 uluslararası basın kuruluşu, Kürt gazetecilere yönelik baskı ve tutuklamalara karşı Türkiye yetkililerine çağrı yaptı.
1 Mayıs’ta Birleşik Devrim Saflarına, 1 Mayıs Alanlarına! HBDH Yürütme Komitesi, 1 Mayıs dolayısıyla bir açıklama yaptı. “1 Mayıs’ta Birleşik Devrim Saflarına, 1 Mayıs Alanlarına!” diyen Yürütme Komitesi’nin açıklaması şöyle:
Almanya'nın Stuttgart şehrinde her yıl düzenlenen 1 Mayıs İşçi Bayramı eylemine, bu yıl Alman Sendikalar Konfederasyonu’nun, yürüyüşü iptal etme kararı damgasını vurdu.
İsviçre’nin Basel Kantonu’nda, TKEP/Leninist’in de içerisinde yer aldığı Anti Kapitalist Blok, bu sene 1 Mayıs çalışmalarına aylar öncesinden başladı.
Adana'da 1 Mayıs yürüyüşü ve mitingi büyük bir coşkuyla gerçekleşti. Kasım Gülek Köprüsü’nde toplanan örgütler, partiler ve sendikalar kortejlerini oluşturdu. Mücadele Birliği de "Fabrikalar, Tarlalar, Siyasi İktidar Her Şey Emeğin Olacak"...
Antakya’da 1 Mayıs büyük bir coşkuyla kutlandı. Emeğin Gücü Derneği, uzun süredir çalışma yaptığı Serinyol’da bir yürüyüş gerçekleştirdi. Yürüyüşün ardından Antakya’ya giden Emeğin Gücü, Uğur Mumcu Alanında kitle ile birlikte toplandı.
İzmir'de GeziAyaklanması'nın 7. yıldönümü için gerçekleştirilen eylemle ilgili olarak İzmir Mücadele Birliği Platformu'nun yaptığı açıklamayı yayınlıyoruz:
Ne Emek Ne Demokrasi Platformu'ndan
Gezi'nin Yıldönümünde “Otoriter, Tekçi Zihniyeti” Protesto!
İzmir Mücadele Birliği olarak Gezi'nin yıldönümü için toplantıda bir eylem yapma kararı aldığımız ESP, TÖP, BDSP, EİB, DÖB, Kaldıraç ve SMF ile bu eylemi Emek ve Demokrasi Platformuyla birlikte yapmaya karar verdik. Şartımız şuydu: Her katılımcı bir bayrakla katılacak ve özgür kürsü kurularak. Her katılımcı üçer dakikalık konuşmasını özgürce yapacaktı.
Karara uygun olarak 1 Haziran'da Gündoğdu Meydanı'nda yermizi aldık. Bayraklar yasaklanmıştı, karara uyduk, bayraklarımızı açmadık. Sadece önlüklerimizi giydik. KESK dönem sözcüsü Emek ve Demokrasi Platformunun ortak metnini okudu. Metin 15 dakika sürdükten sonra “Karanfillerin denize atılacağı ve eylemin bitirileceği” duyurusu yapıldı.
Hemen mikrofonu tutan Memiş Sarı'ya itirazımızı, söz hakkı istediğimizi bildirdik. “Polisin sadece platformun açıklamasına izin verdiği, eylemin bitirildiği söylendi.” İtirazımızı bu defa kitleye dönük olarak yüksek sesle dile getirdik.
Birlikte özgür kürsü kararını aldığımız arkadaşlar, “Bu eylemden sonra Ege- Çep'in eylemi olduğunu oraya katılabileceğimizi” söylediler. Biz “Ege-Çep'le bir sorunumuzun olmadığını, kararımızın böyle olmadığını” söyeyerek “Onlara Sözümüz Devrim Olacak!” sloganlarıyla protesto ederek alandan ayrıldık. İTK'lı işçiler de söz haklarının engellendiğini yüksek sesle dile getirdiler ve durumu sloganlarla protesto ettiler.
Açıklamada sık sık “otoriter, tekçi rejim” sözlerini tekrarlayan Ne Emek Ne Demokrasi Platformu, devrimcilerin sözlerinden, devrimden hatta Gezi ayaklanmasına konu olan “emekçilerin özgürlük ve demokrasi taleplerinden” ne kadar korktuklarını açıkça ortaya koydular.
Gezi Ayaklanmasının bir daha tekrarlanmayacağını biliyoruz. Yeni ayaklanmanın tüm “otoriter, tekçi zihniyetleri” alaşağı edeceğini ve hiçbir sınır tanımaksızın bir sel gibi, ayırt etmeksizin hepsini önüne katıp götüreceğini biliyoruz. Özgür kürsü fikrinden böylesine kaçan, apar topar eylemi bitiren kesimlerin Gezi'yi anma hakkı yoktur.
Bu zorunlu açıklamayı ayrışmak için değil, devrimci olandan yana, uzlaşmacı, reformist, karşı devrimci, kesimlere karşı birleşmek ve halkların, emekçilerin özgürce kendilerini dile getirecekleri bir dünya kurabilmek için yapıyoruz. Gezi komünü de, forumları da bunun sayısız örneklerini vermiştir. Verecektir