< İzmir Mücadele Birliği'nden

İzmir'de GeziAyaklanması'nın 7. yıldönümü için gerçekleştirilen eylemle ilgili olarak İzmir Mücadele Birliği Platformu'nun yaptığı açıklamayı yayınlıyoruz:

Ne Emek Ne Demokrasi Platformu'ndan

Gezi'nin Yıldönümünde “Otoriter, Tekçi Zihniyeti” Protesto!

İzmir Mücadele Birliği olarak Gezi'nin yıldönümü için toplantıda bir eylem yapma kararı aldığımız ESP, TÖP, BDSP, EİB, DÖB, Kaldıraç ve SMF ile bu eylemi Emek ve Demokrasi Platformuyla birlikte yapmaya karar verdik. Şartımız şuydu: Her katılımcı bir bayrakla katılacak ve özgür kürsü kurularak. Her katılımcı üçer dakikalık konuşmasını özgürce yapacaktı.

Karara uygun olarak 1 Haziran'da Gündoğdu Meydanı'nda yermizi aldık. Bayraklar yasaklanmıştı, karara uyduk, bayraklarımızı açmadık. Sadece önlüklerimizi giydik. KESK dönem sözcüsü Emek ve Demokrasi Platformunun ortak metnini okudu. Metin 15 dakika sürdükten sonra “Karanfillerin denize atılacağı ve eylemin bitirileceği” duyurusu yapıldı.

Hemen mikrofonu tutan Memiş Sarı'ya itirazımızı, söz hakkı istediğimizi bildirdik. “Polisin sadece platformun açıklamasına izin verdiği, eylemin bitirildiği söylendi.” İtirazımızı bu defa kitleye dönük olarak yüksek sesle dile getirdik.

Birlikte özgür kürsü kararını aldığımız arkadaşlar, “Bu eylemden sonra Ege- Çep'in eylemi olduğunu oraya katılabileceğimizi” söylediler. Biz “Ege-Çep'le bir sorunumuzun olmadığını, kararımızın böyle olmadığını” söyeyerek “Onlara Sözümüz Devrim Olacak!” sloganlarıyla protesto ederek alandan ayrıldık. İTK'lı işçiler de söz haklarının engellendiğini yüksek sesle dile getirdiler ve durumu sloganlarla protesto ettiler.

Açıklamada sık sık “otoriter, tekçi rejim” sözlerini tekrarlayan Ne Emek Ne Demokrasi Platformu, devrimcilerin sözlerinden, devrimden hatta Gezi ayaklanmasına konu olan “emekçilerin özgürlük ve demokrasi taleplerinden” ne kadar korktuklarını açıkça ortaya koydular.

Gezi Ayaklanmasının bir daha tekrarlanmayacağını biliyoruz. Yeni ayaklanmanın tüm “otoriter, tekçi zihniyetleri” alaşağı edeceğini ve hiçbir sınır tanımaksızın bir sel gibi, ayırt etmeksizin hepsini önüne katıp götüreceğini biliyoruz. Özgür kürsü fikrinden böylesine kaçan, apar topar eylemi bitiren kesimlerin Gezi'yi anma hakkı yoktur.

Bu zorunlu açıklamayı ayrışmak için değil, devrimci olandan yana, uzlaşmacı, reformist, karşı devrimci, kesimlere karşı birleşmek ve halkların, emekçilerin özgürce kendilerini dile getirecekleri bir dünya kurabilmek için yapıyoruz. Gezi komünü de, forumları da bunun sayısız örneklerini vermiştir. Verecektir