< "Yasaya Aykırı Talimat Veren Ve Emri Yerine Getirenler Suç İşliyor!"

Cumartesi Anneleri'nin 947’nci haftaki eylemlerinde Galatasaray Meydanı'nda gözaltına alınmalarına ilişkin İHD İstanbul Şubesi'nde yapılan açıklamada Galatasaray Meydanı'nın polis ablukasında tutulması ve Cumartesi İnsanlarının gözaltına alınmasının suç olduğu vurgulandı. Cumartesi İnsanlarının eylemine destek verilmesi çağrısı yapıldı.

Cumartesi Anneleri / İnsanları gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin cezalandırılması talebiyle 947 kez Galatasaray Meydanı'ndaydı.

Saatler öncesinden Galatasaray Meydanı ve çevresini ablukaya alan polis kayıp yakınlarına saldırarak 13 kişiyi ters kelepçe işkencesiyle gözaltına aldı.

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, gözaltı saldırısına ilişkin dair dernek binasında basın toplantısı gerçekleştirdi.

 

Kayıp Yakınlarına İHD Önünde Polis Saldırısı

İHD İstanbul Şubesi önünde hasta tutsakların serbest bırakılması talebiyle yapılan F Oturması'nın ardından yapılacak basın toplantısına çağrı için konuşan Maside Ocak, yıllardır kayıplarını arayanlar olarak 947. hafta eyleminde de AYM'nin iki kez hak ihlali kararına rağmen polisin saldırısına uğrayadıklarını ve 13 kişinin gözaltına alındığını belirtti. İHD'nin bulunduğu sokağı da ablukaya alan çevik kuvvet polislerine hangi gerekçeye dayanarak bize Galatasaray Meydanı'nı ablukaya alıp kayıp yakınlarını gözaltına aldıklarını açıklamalarını söyledi.

Konuşma sırasında polis kayıp yakınlarına saldıran polis ablukaya alarak basını darp ederek uzaklaştırdı.

Polis saldırısında İHD önünde bulunanlar kayıp yakınlarının gözaltına alınmasını önlemek için bina içerisine aldı.

Saldırının ardından İHD binasında basın toplantısı gerçekleştirildi.

 

‘Kendii Yasalarını, Uluslararası Sözleşmeleri Yok Saydılar’

Cumartesi Anneleri'nin Galatasaray Meydanı'nda polis saldırısından dolayı gerçekleştiremedikleri açıklamayı İHD Hapishaneler Komisyonu üyesi Meral Nergis Şahin okudu.

Devletin gözaltına kaybedilenlere karşı yıllardır inkar ve cezasızlık politikası yürüttüğünü vurgulayan Şahin “Kendi yasalarını ve taraf oldukları sözleşmeleri yok saydılar. Geçmişi bilme ve onunla yüzleşme ihtimalini ortadan kaldırmak için gözaltında kaybetmelerle ilgili geçmişi hatırlatacak, tanıklık edecek, söz söyleyecekleri susturma yoluna gittiler. 28 yıldır elimizde taşıdığımız fotoğraflarla kayıplar var, tanıklığımızla suç var, fail var diye itiraz ettik. Bu yüzden Anayasa Mahkemesi’nin Galatasaray’daki varlığımızın engellenmesini hak ihlali olarak değerlendiren iki kararını yok sayıyorlar. Altı haftadır bizi gözaltına alarak hukuki güvenlik hakkımızı, toplanma özgürlüğümüzü geri dönülmesi imkânsız bir biçimde tahrip ediyorlar” dedi.

 

"Anayasa Hükümlerine Aykırı Bir Emri Yerine Getirmek Suçtur"

İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, Beyoğlu Kaymakamı Mustafa Demirelli, İstanbul Emniyet Müdürü Zafer Aktaş'a seslenen Şahin "Anayasa Mahkemesi’nin ihlal tespitine rağmen Galatasaray’da bir araya gelmemizi engellemek için yazılı veya sözlü talimat verilmesi suç teşkil eder. Müdahaleyi gerçekleştiren kolluk güçlerine hatırlatıyoruz: Anayasa hükümlerine aykırı bir emri yerine getirmek suçtur. Anayasaya göre konusu suç teşkil eden emir, hiçbir suretle yerine getirilmez; yerine getiren kimse sorumluluktan kurtulamaz. Biz kayıplarımızdan da hakikat ve adalet arayışımızdan da vazgeçmeyeceğiz. Kayıplarımız bulunana kadar failler üzerindeki cezasızlık zırhı kaldırılıncaya kadar haklı mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.

 

"Hak İhlalleri ve İşlenen Suçları Raoorlaştırıyoruz"

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) üyesi Mümtaz Murat Kök Okur, haftalardır eylemlerde gözlem yaptıkları ve bunları raporlaştırdıklarını söyledi.

Cumartesi Annelerinin 947. Hafta eyleminde Galatasaray Meydanı ve çevresinin her zamankinden çok daha fazla çevik kuvvet ve sivil polis ekipleri tarafından ablukaya alınmış olduğunu belirten Okur, 2911 sayılı yasayı gerekçe gösteren polisin kayıp yakınları daha toplanamadan saldırdığını ve eylem gerçekleşmemesine rağmen gözaltında alarak suç işlendiğini vurguladı.

 

"Cumartesi İnsanlarıyla Dayanışmamız Sürecek"

Yine kayıp yakınlarının hiçbir gerekçe yokken ters kelepçe işkencesiyle gözaltına alınmasının da suç olduğunu ifade etti.

Sadece bu haftaki eylemde polisin birden fazla hak ihlalinde bulunduğunu ve suç işlediğini İfade eden Okur, MLSA olarak yaşanan hak ihlallerini takip ederek raporlaştırmaya ve kayıp yakınlarına hukuki olarak destek vermeye devam edeceklerini belirtti.

 

"Otomatik Silahla Alan Ablukaya Alındı"

Gözaltında kaybedilen Hasan Ocak’ın kardeşi Maside Ocak ise 947’nci haftalarında polis şiddetine maruz kaldıklarını ve meydana çıkmamaları için bütün yolların bariyerler ile kapatıldığını aktardı.

“Biber gazı tüfekleri ve otomatik silah taşıyan tam teçhizatlı polisler, polis araçları ve TOMA ile Galatasaray Meydanı abluka altına alındı. Anayasa Mahkemesi’nin arka arkaya verdiği ve ‘Cumartesi Anneleri’nin barışçıl toplantılarına saygı gösterin’ dediği kararları tanımayan emniyet, bu hafta da hiçbir hukuki ve vicdani dayanağı olmayan uygulamalarına devam etti" diyen Ocak, Polisin, kayıp yakınları ve hak savunucularını, olmayan bir kaymakamlık yasağını gerekçe göstererek ters kelepçe ile gözaltına aldığına dikkat çekerek "Basın emekçileri darp edilerek alandan uzaklaştırıldı ve görüntü almaları engellendi” dedi.

 

"Suç İşlemekten Vazgeçin Galatasaray Meydanı’nı Açın"

Anayasa Mahkemesi’nin kararının herkesi bağladığını vurgulayan Ocak, “Bu kararı yerine getirmeyenler kanun önünde suçludur suç işlemekten vazgeçin. Galatasaray Meydanı’nı kayıp yakınlarına açın” dedi.

Gözaltına alınan 13 kişinin derhal serbest bırakılmasını isteyen Ocak, gözaltında kaybedilen yakınlarını sormaktan ve sorumluların yargılanmasını istemekten ve Galatasaray Meydanı'ndan vazgeçmeyeceklerini tekrar ederek sözlerini tamamladı.

 

"Gözaltıların Sorumluluğu Hepimizin"

HDP milletvekili Musa Piroğlu, polisin Galatasaray Meydanı'ndaki şiddetinin "devlet terörü" olduğunu belirterek, hukukun rafa kaldırıldığını ve AYM kararlarının ciddiye alınmadığını ifade etti.

"Kanunsuz bir şekilde gözaltı ve işkenceye başvuruyorlar. Toplu bir şekilde bu işe itiraz etmediğimiz sürece devletin bu saldırıları devam edecek. Bu, sadece Cumartesi İnsanlarının değil, artık tüm toplumun sorunudur. Eğer karşı durmazsak bütün ülke ablukaya alınır. Ya buna karşı hep birlikte duracağız ya da hepimiz bunun altında kalacağız. Bu, bizim sorumluluğumuzdur ve hep birlikte olursak AYM kararı uygulanır. Öncelikle bizim görevimizdir biz görevimizdir ve yerine getirelim" dedi.

 

Videoyu İzlemek İçin Tıklayınız.