< < "Avukatlar Günü’nü Yas Ve Öfke İle Karşılıyoruz"

Hukuk örgütleri, 5 Nisan Avukatlar Günü’nde, Çağlayan Adliyesi önünde basın açıklaması düzenledi.

Avukat Dayanışması, Çağdaş Avukatlar Grubu, Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi, Demokrasi İçin Hukukçular, Kartal Hukukçular Derneği, Özgürlükçü Demokrat Avukatlar, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi ve Sosyal Hukuk’un katıldığı basın açıklamasını hukuk örgütleri adına ÇHD İstanbul Şube Başkanı Av. Çiğdem Akbulut okudu.

"Bugün 5 Nisan Avukatlar Günü. Bu yıl Avukatlar Günü’nü deprem felaketinin hepimizde yarattığı yas ve öfke ile karşılıyoruz. Bu yıl sizlere on binlerce insanın hayatını kaybettiği, yüz binlercesinin yaralandığı ve binlerce yılın tarihini ve güzelliğini taşıyan şehirlerimizin, muktedirlerin rant politikaları altında kaldığı bu koca enkazın gölgesinden sesleniyoruz.

Depremde onlarca meslektaşımızı kaybettik, hayatta kalan meslektaşlarımız ise bürolarının yıkılmasıyla mesleklerini yapamayacak duruma geldiler. Hayatını kaybeden meslektaşlarımızın anısı önünde saygıyla eğiliyoruz; deprem bölgesinde mesleğini icra eden meslektaşlarımız ile dayanışmamızın süreceğini de buradan yineliyoruz” diyerek açıklamaya başlayan avukatlar, eşitlik, özgürlük ve adalet mücadelesi yolunda katledilen, yaşamını yitiren meslektaşlarını selamladılar. 28 Kasım 2015 tarihinde Sur’da başından vurularak katledilen Tahir Elçi, adil yargılanma hakkı talebiyle ölüm orucuna başlayan ve yaşamını yitiren Av.Ebru Timtik selamlandı.

Tutsak edilen meslektaşlarının sayısının her 5 Nisan’da arttığını söyleyen avukatlar, “ÇHD-HHB davası sonuçlandı ve 18 meslektaşımıza gerçeğe aykırı olduğu ortaya çıkarılan belgelerle 150 yıl hapis cezası verildi. Bu dosya kapsamında ÇHD Genel Başkanı Avukat Selçuk Kozağaçlı ve 9 ÇHD’li meslektaşımız halen hapishanede.

2013 yılında, Taksim Dayanışması’nı ve Gezi direnişini savunduğu için hakkında hiçbir gerekçe olmadan 18 yıl hapis cezasına hükmedilen dostumuz Can Atalay aylardır hapishanede” diyerek onların özgürleşeceği günün yakın olduğunu dile getirdi.

Mesleğini yapmak üzere görev alanlarında katledilen meslektaşlarını da selamlayan avukatlar, Gebze’de haciz işlemleri için gittiği evin sahibi tarafından silahla vurularak katledilen 27 yaşındaki Av.Ersin Arslan’ı da andılar.

“Bizi katledemeyen, tutsak edemeyen iktidar; mesleğimizi yapmamız için başka yöntemler de deniyor. Hakkımızda açılan haksız davaları bahane ederek avukatlık ruhsatlarımızı gasp ediyorlar. Yüzlerce meslektaşımızın ruhsatlarını alması Adalet Bakanlığı’nın açtığı davalar sebebiyle engelleniyor.

Ne var ki avukatların mesleğini icra etmesini engellemek için bu da yetmiyor ve asla yetmeyecek. Ruhsatsız avukatlar emekçilere, ezilenlere, kadınlara, maden altında kalan işçi sınıfına, rant uğruna yaşamı hiçe sayılanlara hukuki destek sunmaya devam ediyor.

İktidar ve dayattığı baskıcı anlayış, bizi katletmese de tutsak etmese de ruhsatlarımızı gasp etmese de mesleğimizin gereklerini yerine getirmemize engel olmak için elinden geleni yapmaya devam ediyor.

Çalışma alanlarımız olan adliyeler, karakollar, haciz mahalleri, bürolarımız ve diğer tüm alanlarda yürütülen her türlü eylem ve işlemde avukatların iradesi adeta yok sayılıyor; engelleniyor.

Yine tüm bu alanlarda, patron avukatı için çalışmak zorunda bırakılan işçi avukatlar mesleğimizin en mühim ilkelerinden olan ‘bağımsızlık’larını koruyarak hareket edemiyorlar.

Ekonominin yıllardır sürekli kötüye gitmesi, ruhsatını almış avukatlara Barolar ve Adalet Bakanlığı tarafından hiçbir destekte bulunulmaması sebebiyle genç avukatlar, işçi avukatlık yapmak zorunda bırakılıyor. İşçi avukatlar, patronları tarafından açlık sınırına dayanan maaşlarıyla tüm mesai süresince insan üstü bir enerjiyle çalıştırılıyorlar.

Kendi adına değil de patronu için çalışmak durumunda kalan ve ellerindeki dosyaların tümüne vakıf olamayan avukatlar, mesleğe yabancılaşıyorlar.

Kadın avukatlar ve özellikle genç kadın avukatlar, çalışma alanlarını neredeyse tümünde ve özellikle patron avukatlar tarafından ayrımcı muameleye uğruyor, tacize maruz kalıyor. Patronun ‘maaşı veren kişi’ olması ve bir ‘üst’ olması sebebiyle sessizliğe itilen kadınlar, iş hayatının yoğunluğu ve kötü koşullarının yanında bir de bununla mücadele etmek zorunda bırakılıyor.

Müvekkillerinin haklarını savunmak için görev alanları olan karakollara giden avukatlar, müvekilleriyle görüştürülmüyor. Bunu talep eden, avukatlığın getirdiği hak ve yükümlülükleri kolluğa hatırlatan meslektaşlarımız ise kolluk tarafından şiddete uğruyor, darp ediliyor ve hatta gözaltına alınıyorlar.” denilen açıklamada, mesleklerine yönelik saldırıları da böyle sıraladılar.

Avukatlar açıklamayı, “5 Nisan Avukatlar Günü bizim için bir araya geldiğimiz, dayanışmamızı yükselttiğimiz bir gündür. Bu yıl da her yıl olduğu gibi bir aradayız, birbirimizden aldığımız dayanışma gücüyle yan yana durmaya devam ediyoruz ve devam edeceğiz.” diyerek sonlandırdılar.

Basın açıklamasında söz alan HDP Milletvekili Musa Piroğlu da "5 Nisan’ı avukatlara dair ağır saldırılarla karşılıyoruz. Bir ülkede avukatlar adil yargılanma talebiyle ölüm orucuna giriyor ve hayatını kaybediyorsa, polisin, jandarmanın doldurduğu salonlarda yargılanıyorsa, görevlerini yaptıkları için tutuklanıyorsa, dahil oldukları her olayda polis tarafından darp ediliyorsa, mahkemelerde duruşmadan hakimler tarafından zorla çıkarılıyorsa, hiç kimse adaletten söz edemez, hiç kimsenin can güvenliği yoktur.” dedi.

Av.Barkın Timtik’in Silivri Cezaevi'nden gönderdiği mesajı okunarak “Öfkeliyiz, çünkü biliyoruz deprem bir doğa olayı ve sonuçları önlenebilir. Çünkü biliyoruz deprem değil, kapitalizm, kar hırsı öldürür. Aynı zamanda gururluyuz. Yüreği halkıyla beraber çarpan meslektaşlarımız bir an bile yalnız bırakmadılar, terk etmediler deprem bölgesini.

Yolsuzluk belgelerini muhafaza altına aldırdılar, delillerin karartılmasına izin vermediler, vermeyecekler. Tıpkı Soma'da, Ermenek'te, Hendek'te, Çorlu'da, Amasra'da olduğu gibi halkın avukatlı halkının yanındadır. Dayanışmamızı büyüterek, sosyal yaşamlarımızı yakınlaştırarak, meslek örgütlerimizde, derneklerimizde daha çok bir araya gelerek halk için, halkla birlikte hak ve adalet mücadelemize devam edeceğiz." sözleri iletildi.