< Tugayda Bonzai ve İşkence...

 

Tekirdağ Çerkezköy’de askerlik yapan Diyarbakırlı Muhammed Uçakçı isimli genç, topluca kullanılan bonzaiden sonra onlarca asker ve komutanı tarafından bir gece boyunca işkenceye maruz kaldı. İç organları hasar gören, vücudunun çeşitli yerlerinde kırık ve morluk oluşan Uçakçı askerden firar etti. Uçakçı ailesi oğullarının psikolojik durumu nedeniyle endişeli.

TEKİRDAĞ - Devletin tüm kurumlarının çürümüşlüğü her geçen gün yeni bir olayla gözler önüne seriliyor. Çürüme devletin tüm kurumlarını sarmış durumda. Devletin tüm birimlerinde her gün yeni bir yolsuzluk, yeni bir çürüme, yozlaşma, şiddet olayı yansıyor. Son zamanlarda ise devletin askeri birimlerindeki çürümüşlük ardı ardına haberlere konu olmaya başladı. Ard arda patlak veren kışlalardaki askerlerin yemekten zehirlenme olaylarından sonra şimdi de kışlada bonzai kullanımı ve Diyarbakırlı bir askeri işkence olayı ortaya çıktı.

 

Dihaber'in ulaştığı Uçakçı ailesinin yaşadıkları devletin askeri kurumlarındaki çürüme ve yozlaşmanın boyutlarını gözler önüne sermeye devam ediyor.

 

Kürdistan'daki katliamlarda polisin ve askerin nasıl bunca katliamı yaptığı bunca acımasızlığı uygulayabildiği sorgulanırdı. Kürdistan'daki vahşet bodrumları katliamları yaşanırken pek çok defa polis kıyafetiyle IŞİD görünümlü kişilerin hatta IŞİD militanlarının dolaştığı, asker ve polisin alkol ve uyuşturucu kullandığına ilişkin bilgiler haberlere yansımıştı. Polis ve teşkilatında yönetim krizlerinin yaşandığı da bilinen bir gerçek.

Fakat devletin askeri kurumlarındaki çürüme ve yozlaşma yanlız Kürt şehirlerinin bulunduğu birimlerde değil.

Emperyalist kapitalist sistemin ileri aşamalarındaki yönetememe krizi devletin tüm kademelerine yayılmaya başlar. Ekonomik ve siyasal kriz büyüdükçe yönetememe krizi, yozlaşma ve çürüme de hızla yayılır. Ve bu yozlaşma ve çürüme ilk önce tek tek bağımsız olaylar gibi yansısa da gün geçtikçe yayılır ve tüm devlet kurumlarından adeta bir irin gibi akmaya başlar.

Kışlalardaki yemekten zehirlenmeler ve boyutunun olabildiğince küçük gösterilmeye çalışılması bunun çok basit örneklerinden biri sadece. Muhammed Uçakçı isimli gencin başına gelenler ise askeri birimlerdeki çürümenin boyutlarını gözler önüne sermekte.

Diyarbakırlı Muhammed Uçakçı isimli genç, 8 aydır askerlik yaptığı Tekirdağ Çerkezköy 3. Zırhlı Tugay Komutanlığı’nda onlarca asker ve komutanı tarafından bir gece boyunca işkenceye maruz kaldı. Mayıs ayında yaşanan olayda gördüğü işkence nedeniyle iç organları hasar gören ve vücudunun çeşitli yerlerinde kırık ve morluk oluşan Uçakçı, işkence sonrası askerlikten firar ederken, firari olduğu için de tedavi olamıyor.

Olay gecesi kendisini “Hasan komutan” olarak tanıtan bir askerin aradığını ve “Oğlun yaramazlık yapmış. Hastaneye getirdik” dediğini anlatan Uçakçı’nın annesi Münevver Uçakçı, “Ben oğluma bir şey olmasından korktum” dedi. Ertesi gün oğlunun askerden firar edip İstanbul’da bulunan teyzesinin yanına gittiğini ve yaşananları burada öğrendiklerini anlatan anne Uçakçı, “Komutanın bizi aradığı gece oğlumun da bulunduğu koğuşta askerler hep birlikte bonzai içmiş. Oğluma da vermişler ve oğlum kriz geçirmiş” dedi.

 

Tehdit Edilmişlerdi’

Oğlunun uzun süre yerde kaldığını ve askerlerin bu şekilde oğlunu dövdüğünü anlatan anne Uçakçı, “Koğuşta sadece Mardinli bir Kürt asker arkadaşı var. Zaten gittiğinden beri oğlumu ve Mardinli arkadaşını hiç sevmiyorlardı. Tehdit edildiklerini söylemişti. Muhtemelen bu yüzden bunu yapmışlar” ifadesinde bulundu.

 

Komutan Sadece Kan Testi Yaptırdı

Mardinli askerin komutanı aradığını ve kriz geçiren oğlunu bu şekilde ambulansa bindirdiklerini öğrendiklerini aktaran anne Uçakçı, “Oğlumun anlattığına göre ambulansta bir komutan ve 2 asker oğlumu dövmeye başlamışlar. Ambulans şehirde bir tur attıktan sonra tekrar geri gelmişler ve komutan oğlumu askerlere vermiş. ‘Ne yaparsanız yapın’ demiş. Koğuşunda bulunan askerler de oğlumu bodrum katına indirmiş ve ellerini ranzaya kelepçeleyerek sabaha kadar dövmüşler ve baygın halde bırakmışlar. Durumu kötü olunca hastaneye götürmüşler ama burada da rapor vermemişler. Komutan kan testi yaptırmış sadece” sözleriyle öğrendiklerini anlattı.

 

Oğlunun o haliyle ertesi gün tellerden atlayıp firar ettiğini ve Çerkezköy’de bulunan bir hastaneye gittiğini öğrendiklerini belirten anne Uçakçı, “Burada rapor almış. Doktor hastanede yatırmak istemiş ama tekrar koğuşa götürülme korkusuyla hastaneden de çıkmış. İstanbul’daki teyzesinin yanına gitmiş” dedi.

 

Komutan Bonzai’nin Getirildiğini Kabul Etti

Durumu öğrendiklerinde İstanbul’a, oradan da oğlunun askerlik yaptığı yere gittiklerini söyleyen anne Uçakçı, “Bir komutan ile görüştük. Komutan bize ‘Her taraf ağaç ve teller ta uzakta. Çarşıdan bonzai getirip buradan içeri sokuyorlar. Nereden göreyim’ dedi. Komutan oğlumun dövüldüğü gece izinli olduğunu ve hiçbir şeyden haberi olmadığını söyledi” sözleriyle görüşmelerini aktardı.

 

Hastaneye Götüremiyor

Oğlunu Diyarbakır’a getiren anne Uçakçı, şimdi de oğlunun kimliği yanında bulunmadığı için hastaneye götüremiyor. Defalarca askerlik şubesine gittiğini vurgulayan Anne Uçakçı, “Oğlumun hali perişan ve psikolojisi çok kötü. Hangi hastaneye götürsem kimlik istiyorlar. Oğlum da son 15 gündür kendisini tekrar askere götürmemizden korktuğu için eve de gelmiyor. Nerede kalıyor, ne yapıyor bilemiyorum” dedi. Oğlunun intihar etmesinden korktuğunu belirten anne Uçakçı, “Oğlum ‘Askere gitsem yine aynı koğuşa götürecekler ve bu sefer beni öldürecekler’ deyip duruyor. Evden de kaçtı. Hastaneye de gitmiyor. Psikolojisi çok kötü. Oğlumun başına bir şey gelmesinden korkuyorum” dedi.

İnsan Hakları Derneği’ne (İHD) hukuki yardım talebiyle başvuruda bulunan anne Uçakçı, “Hadi oğlum bonzai bağımlısı olsun. İşkence mi edilir? Cezası ne ise verin. Niye dövüyorsunuz? O komutan ve askerler hakkında suç duyurusunda bulunacağım” sözleriyle tepkisini dile getirdi.

"Vatani görev" denilerek askere gönderilen genç insanlar ya sermayenin kar hırsı için savaşlarda ölmeye gönderiliyor. Ya askerde şiddet görüyor. Ya da yaşadığı askerlik cehennemi onları alkol, bonzai gibi bağımlılık yapan maddeleri kullanmaya itiyor. Bir 'insan' için sürekli bir iç savaş halindeki faşist devletin kolluk güçleri içinde yer alabilmek mümkün değil. Buna karşı tek çare ise bu iç savaşı devrimci bir savaşa çevirmek için devrimci saflarda yer almak.