İSİG Meclisi Söğütlüçeşme'de İş Kazasını Protesto Etti

İstanbul İşçi Sağlığı Ve İş Güvenliği Meclisi, YHT Söğütlüçeşme İstadyonu'nda çalışan işçinin elektrik akımına kapılarak ağır yaralanmasını protesto etti.

TCDD işletmelerinde işlerin taşeron şirketlere verildiği, taşeron çalışmanın ise yoğun ve güvencesiz, çalışma sistemi olduğu İSİG önlemlerinin alınmadığı ve iş cinayetleri ve iş kazalarının arttığı vurgulandı.

İstanbul İşçi Sağlığı Ve İş Güvenliği Meclisi,(İSİG Meclisi), YHT Söğütlüçeşme İstadyonu'nda çalışan işçinin elektrik akımına kapılarak ağır yaralanmasını protesto etti.

Kadıköy Söğütlüçeşme Tren İstasyonu'nda İSİG Meclisi'nin çağrısıyla bileşeni olan birçok sendika, emek ve meslek örgütleri bir araya . BTS, Limter-İş, İnşaat-İş, BİH, Enerji-Sen, Dev Turizm-İş, 4, Vardiya Dayanışması, Öğretmen sendikası"; Yeşil Sol Parti, ESP, SODAP, Mücadele Birliği, BDSP, DÖB, SEP, Devrimci Parti, Kadıköy Kent İnisiyatifi üyeleri ve Yeşil Sol Parti Milletvekili Kezban Konukçu ile çok sayıda kişi katıldığı eylemde "Direniş Ve Dayanışma Yaşatır Çalışırken Ölmek İstemiyoruz" yazılı pankart açıldı.

Eylemde sık sık "Taşeron Çalışma Ölüm Demektir", "Çalışırken Ölmek İstemiyoruz", "Taşeron Çalışma Yasaklansın", "Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz", "Yaşasın Sınıf Dayanışması" sloganları atıldı.

"Arkadaşımız Hiçbir İSİG Önlemi Alınmadan Çalıştırıldı"

 

Eylemde konuşan Enerji Sen Sendikası'ndan Ozan Erbaş, YTH treninin ön camını hiçbir işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemi almadan uzun saplı fırça ile temizlenmesi istenen işçinin 28000 volt elektrik akımına kapılarak ağır yaralandığını belirtti.

"Taşeron Çalışmaya Güvencesizliğe Karşı Buradayız"

 

İşçinin taşeron şirkette çalıştığını ifade eden Erbaş, İSİG Meclisi olarak iş cinayetlerine, taşeron çalışmaya, güvencesiz baskı altında çalıştırılmaya karşı bir araya geldiklerini, taşeron çalışmanın ölüm demek olduğunu belirtti.

"İSİG Önlemleri Maliyet Unsuru Olarak Görülüyor"

 

İSİG Meclisi adına konuşan Serpil Ünal, patronların maliyet unsuru olarak gördüğü için işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini almadığını, bu nedenle çok basit önlemlerle engellenebilecekken işçilerin iş cinayetlerinde katledildiğini, ağır yaralandığını, sakatlandığını, çalışmaz duruma geldiğini belirtti.

İş cinayetleri ve iş kazalarının artmasının en önemli nedenlerinden birinin de taşeron çalışma olduğunu ifade eden Ünal, yaralanan işçinin de taşeron çalışma sistemi nedeniyle İSİG önlemi alınmadığı için yaralandığını söyledi.

"İş Cinayetleri Ve İş Kazalarını Önlemek Örgütlenmekle Mümkün"

 

İSİG Meclisi'nin iş cinayetlerinin önlenmesi, İSİG önlemlerine dikkat için iş cinayetleri raporu hazırladıklarını belirten Ünal 2023 yılının sadece ilk dört ayında 585 işçinin iş cinayetlerinde yaşamını yitirdiğini söyledi.

Ünal iş cinayetlerinin ve iş kazalarının önlenmesinin ise işçilerin örgütlenmesi ve mücadele etmesiyle mümkün olacağını vurguladı.

Basın metnini ise İnşaat İş Sendikası'ndan Deniz Gider, okudu.

Türkiye kapitalizminin neo-liberal politikalar paralelinde dünya kapitalizmine entegre olabilmesi için 24 Ocak 1980’de aldığı kararların işçi sınıfı muhalefeti karşısında 12 Eylül darbesi eliyle hayata geçirildiğini belirten Gider, ilerleyen yıllarda mali sermayenin, mülksüzleştirdiği geniş yığınlarını işçileştirirken güvencesizleştirdiğini aşırı, yoğun, fazla çalıştırma ile karakterize olan güvencesiz çalıştırma biçimlerinin başat hale geldiğini söyledi.

Güvencesiz çalışmanın yaşlı, çocuk, göçmen gibi en korunmasız nüfus gruplarından oluşan işgücü gruplarının da emek piyasasında öne çıktığı bir işçi sınıfı oluştuğunu ifade eden Gider " 3 Kasım 2002 seçimleri ile AKP’nin önce hükümet ve daha sonra ise giderek iktidarın merkezine geçtiği bir süreç içinden geçtik. Tuzla Tersaneleri, Davutpaşa, OSTİM, Soma, Torunlar, Ermenek, Pandemi, Silikozis, Asbest, Amasra ve nice işçi katliamları yaşandı, ‘yerli ve milli bir iş cinayetleri rejimi’ hayata geçirildi. Sonuç ortada: AKP’li 21 yılda yaklaşık 32 bin işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti" dedi.

"Arkadaşımızın Ağır Yaralanmasının Temel Nedeni Taşeron Çalıştırmadır"

 

İki gün önce, 23 Mayıs 2023 tarihinde öğlen saatlerinde Söğütlüçeşme İstasyonunda sefere hazırlanan Yüksek Hızlı Tren’in, makinist kabini ön pencere camının temizliğini yapan taşeron RCS adlı Temizlik Firması işçisi, elindeki saplı fırçanın yüksek gerilime temas etmesi sonucu ağır yaralandı. İşçi arkadaşımızın hastanede yoğun bakımda entübe olarak tedavisi sürmektedir. Acil şifalar diliyoruz" dedi.

TCDD ve TCDD Taşımacılık A.Ş.’nin kendi personelleri tarafından verilen ve içerisinde kurumun asli hizmetlerinin de yer aldığı işler uzunca bir süredir hizmet alımı yöntemiyle yapılmakta olduğunu belirten Gider, "Bu hizmetlerin başında da temizlik işleri gelmektedir. Taşeron firma işçileri düşük maaşlarla, iş güvencesinden yoksun ve iş güvenliği önlemleri alınmadan çalıştırılmaktadır. Arkadaşımızın ağır şekilde yaralanmasının baş nedeni işte bu taşeron çalıştırma koşullarıdır" dedi.

Trenlerin temizliği elektrik olmayan tamir-bakım hatlarında ve otomatik yıkama ünitelerinde yapılması gerekitiğini vurgulayan Gider TCDD yetkililerine "* Katener hattı altındaki bu hatta temizlik yapılmasına, mevzuata ve iş güvenliği kurallarına uygun olmadığı halde kimler tarafından ve ne şekilde karar verilmiştir?

* Trene yolcu iniş-binişinin yapıldığı peronda, peronun yüksekliği dikkate alınmadan, enerjisi kesilmemiş bir hatta uzun saplı fırça ile su kullanılarak kabin ön camının temizlenmesinin böyle bir olaya sebebiyet vereceği açıktır. Buna neden izin verilmiştir?" diye sordu.

"İSİG Önlemleri Alınmadığı İçin Ölüyor Yaralanıyor Hastalanıyoruz"

 

İstanbul Küçükyalı E-5’te yol bakım ve onarım işi yapan belediye işçilerine, çalıştıkları şeridin tamamının iş makineleriyle kapatılmaması sonucu otomobil çarparak 4 işçinin yaşamını yitirdiğini, Yalova’da 140 tersane işçisinin yedikleri yemek sonucu rahatsızlanarak hastanelik olduğunu, Aksaray’da bir bims işçisinin kum karma makinesi içine düşerek ezildiğini, Gebze’de bir moto kuryenin tırla çarpışması sonucu yaşamını yitirdiğini hatırlatan Gider, işçilerin ülkenin dört bir yanında sağlık ve güvenlik önlemleri alınmadan, güvencesiz bir şekilde çalıştırıldığını bunun sonucunda iş cinayetlerinde öldüğünü, yaralandığını ve hastalandığını belirtt.

"İş Cinayetlerine Karşı Mücadelemiz Sürecek"

 

İşçi sağlığı ve iş güvenliğini sağlamanın en temel yolunun işçilerin örgütlülüğü ve denetimi olduğunu vurgulayan Gider, yasal olarak işçilerin örgütlenmesinin önünde engeller olmadığı belirtilse de fiiliyatta hakkını arayan, sendikaya üye olan, iş güvenliğinin olmamasına tepki gösteren işçilerin işten atıldığını, grevlerin yasaklandığını ya da patronların grev kırıcılığa başvurduğunu söyledi.

Sendikalı işçilerin çeşitli bahanelerle işten atılmaya çalışıldığını, işçilerin örgütlenme özgürlüğünün engellenerek ölüm, yaralanma ve hastalıklara karşı da savunmasız bırakıldığını belirten Gider, "İşçiler örgütlenmeleri vasıtasıyla işyerlerindeki üretim sürecine müdahale edebilir, bu durum işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alınması sonucunu doğurur" dedi.

"Örgütlüyoruz Ve Örgütlemeye Devam Edeceğiz"

 

İşçilerin Tuzla tersanelerinde, kot taşlama atölyelerinde, iş cinayetleri adalet davalarında, Soma madenlerinde, 3.Havalimanı’nda, Finans Merkezi’nde, BEDAŞ’ta, İSPER’de, Migros Depo’da, hastanelerde, okullarda, Sütaş’ta, Metal Fırtına’da, Yemek Sepeti’nde, Sinbo’da, Aliağa’da, belediyelerde, tekstil fabrikalarında ve yüzlerce alanda işçi sağlığı ve güvenliğini sağlamak için birçok direniş örgütlediğini hatırlatan Gider "Örgütlüyoruz ve örgütlemeye devam edeceğiz. Kurtuluş işçi sınıfının ellerindedir" diyerek sözlerini tamamladı.

"İş Cinayetleri Ve İş Kazalarının Sebebi Özelleştirme ve Taşeron Çalıştırmadır"

 

BTS Genel Başkanı Murat Onal, ise devlet demiryollarının yapması gereken işleri taşeron firmalara yaptırdığını ve taşeron firmaların düşük ücretlerle güvencesiz işçi çalıştırdığını, İSİG önlemlerinin alınmadığını belirtti. İşçinin elektrik akımına kapılma nrdenlerini anlatan Onal, trenlerin temizlik işinin buna tahsis edilmiş alanlarda yapılması gerektiğini fakat özelleştirme ve kamusal alanların ranta açılması projeleri nedeniyle bu ünitelerin kullanılmadığını bu nedenle de taşeron şirketler tarafından peronlarda İSİG önlemi alınmadan işçilerin çalıştırıldığını söyledi.

İşçilerin ölümünün sebebinin özelleştirmeler ve taşeron çalışma sistemi olduğunu ifade eden Onal kamu alanlarının inşaat şirketlerinin rantı için kurban edilmemesi gerektiğini söyledi.

Videoyu İzlemek İçin Tıklayınız. https://www.youtube.com/live/fN-FSxb0VkQ?feature=share