Bu haberimizde sizlere festivalin 5. ve 6. günlerinden söz edeceğiz.

Festivalin 5. günü standımızı açmak için sabahın erken saatlerinde festival alanına girerken DÖB broşürlerimize el konuldu. Gerekçeleri, broşürde "marksist-leninist" ifadesinin bulunmasıydı.

Bu uygulamanın sadece bize mahsus olmadığını belirtmek istiyoruz. Yunanistanlı devrimciler de aynı muameleyle karşı karşıya kaldılar. Rus hükümeti Che’ye Fidel’e Abdelaziz’e adanan festivalin devrimciler tarafından sahiplenilmesinin önünü kesmeye çalışıyor.

Festivalin 6.gününde festivalin içeriğinin devrim ve komünizmden uzaklaştırılması ve devrimcilerin önünün kesilmeye çalışılmasına karşı ortak bir eylem düzenledik. “It’s Time For Revolution” yazılı pankartımız beğeni topladı ve yürüyüş boyunca en öndeydi. “Yaşasın Devrim ve Sosyalizm”, “El Pueblo Unido Jamás Será Vencido” gibi birçok dilde sloganlar ve marşlarla yüründü.

İki gün boyunca “Uluslararası Anti-Emperyalist Mahkeme”, “NATO ve AB'nin emperyalist doğası, saldırganlığı ve askeri girişimleri”, “Kuzey Kore”, “İşsizlik, düşük maaş, yoksulluk- kapitalist krizler, çağdaş ihtiyaçları ve özlemleri için genç işçilerin durumu ve mücadelesi” ve “Kapitalist krizlerin insan hakları üzerindeki etkisi. İşsizlik ve gençliğin savunmasız konumu" adlı oturumlara katıldık

İşsizlik, düşük maaş, yoksulluk- kapitalist krizler, çağdaş ihtiyaçları ve özlemleri için genç işçilerin durumu ve mücadelesi adlı oturumda dünya genelinde sendikal hareketlerin durumu ve bazı ülkelerin sendikal mücadeledeki deneyimleri aktarıldı.

Konuşmacılar şu anki nesnel koşullarda sendikal mücadelenin yeterli olmadığını, ekonomik mücadeleye önem verirken, bunun politik ve ideolojik yönünün de örülmesi gerektiğini ortaya koydular. Bu oturumlarda güvencesiz ve esnek çalışmanın dünya genelinde kapitalizmin bir ilkesi -sömürü biçimi- olduğu ortaya konuldu.

Gün boyu festivale katılanlarla çeşitli röportajlar yaptık. Festivalle ilgili yaptığımız röportajlara ve renkli görüntülere buradan ulaşabilirsiniz.