< “Geleceğimizi Kirlettirmeyeceğiz”

İzmir ve Aydın illerinin sınırında yer alan Kartal Dağı'nın Germencik tarafında kalan Dağyeni Köyü köylüleri, incir bahçeleri içerisinde yapılan maden sondajlarına karşı eylemler yapıyorlar.

İlk 9 Ocak Pazar günü yapılan eyleme Aydın Çevre ve Kültür Platformu (AYÇEP) üyeleri de katıldı.

Sondaj alanlarına yapılan yürüyüşte konuşan AYÇEP yönetiminden Ömer Ali Emek, "Atalarımızdan bize miras bırakılan zeytin, incir gibi ürünlerimiz ve birinci sınıf tarım topraklarımız hızlı şekilde ya maden şirketlerine ya da jeotermal şirketlerinin yağmasına açılmakta. Tarım yapılamaz hale gelen köylüler, ata topraklarını terk ederek şehirlerde kölelik, işsizlik sarmalına hapis edilmektedir. Madran Dağı’nın yağmasını tamamlayanlar şimdi yeni yer arayışlarını sürdürmekte ve Kartal Dağı’nı yeni yağma alanı olarak hazırlamaktadır" dedi.

MTA ekiplerinin Dağyeni köyünün yaylasında köylülerden olur almadan maden sondajlarına başladığını vurgulayan Emek, "Bu sondajlar yeraltı sularını ve çevredeki tarımsal ürün yetiştiriciliğini etkileyecek nitelikler taşımaktadır. Maden arama sondajının yapılan mevkii, yerleşim yerlerinin ve tarım yapılan arazilerin hemen yanı başındadır. Bunun yanı sıra yine sondaj yapılan mevkii, bu bölgede yer alan köylerin tek içme suyu kaynağının ortasında yer almaktadır. Nitekim bu içme suları geçmişte Efes Antik Kenti'ne kadar su sağlayan kaynaktır ve arkeolojik bir niteliği de bulunmaktadır" dedi.

Köylüler yetkililere şu soruları soruyor:

-Dünyanın en kaliteli incirinin ve zeytinin hasadı yapılan bu coğrafyayı madencilik sondajlarıyla heba etmeye hakkınız var mıdır?

-Anadolu’da düşmana karşı direnmiş, tüm varlığıyla geçmişten kalan yadigârı korumaya çalışan bu toprağın insanına değer vermeksizin ata toprağını değersizleştirecek faaliyetlere izin vermeye hakkınız var mıdır?

-Bu bölgenin tek içme suyu kaynağını riskli bir faaliyetle kirletmeye hakkınız var mıdır?

-Ülkede günden güne gıda fiyatları artmaktadır. Bunun en temel sebebi gıda üretimin düşmesi ve üretim girdilerinin artmasıdır. Bu koşullara rağmen üretim yapmaya devam eden halkın elindeki en verimli tarım arazilerini heba edecek projeleri devreye sokmaya gerek var mıdır?

-O yetmezmiş gibi sağlıksız kurulan madenler bile denetlenmezken ve halk sağlığı korunmazken, yenilerinin açılması sağlımızı ve geleceğimizin nasıl teminat oluşturacaktır. Bu vebali taşıyacak mısınız?

Gerekirse her gün eylem yapacaklarını söyleyen köylüler dün de (10 Ocak) yine çalışmanın yapıldığı alana yürüdü ve “Bu toprakları kimseye vermeyeceğiz” dedi.


MTA’nın yapacağı siyanürlü altın aramalarına izin vermeyeceklerini söyleyen köylüler Dağyeniköy Meydanı’nda toplanıp çalışmanın yapıldığı alana yürüdüler. Yaklaşık 1000 kişi “Bu topraklarda sarı incir kebabı yetişir”, “Bu toprakları 400 yıldır atalarımız işliyor, geçimini sağlıyor”, “İçilesi zeytinyağı bu topraklardan elde edilir” ve “İçme suyumuza siyanür karıştırmayın” dövizleriyle etüt çalışması yapılan bölgeye yürüdü. Jandarma ekipleri de barikat kurarak eylemcilerin çalışma yapılan alana girmesini engelledi.

Yöre halkı ve çevrecilerden oluşan eylemciler jandarma barikatını aşarak çalışmalara engel olmak için iş makinelerine doğru koşmaya başladılar. Etüt alanı girişindeki bir traktör kepçenin lastiklerini kesen köylülere engel olamayan jandarma, çareyi diğer iki iş makinesinin çevresinde önlem almakta buldu.

Etüt sahasında konuşma yapan Germencik Belediye Başkanı Fuat Öndeş “Altın her yerde olabilir ama incir sadece burada var. Onun için zeytinimize, incirimize ve havamıza sahip çıkacağız. Dünya üzerinde toprağa, suya ve tarıma önem verildiğini herkes görürken, biz yanlış yapıyoruz. Altın için arazilerimizin elden gitmesine izin vermeyeceğiz ve elimizden geleni yapacağız” dedi.

Köylü kadınlar da “Geçimimizi bahçelerimizden sağlıyoruz. Başka hiçbir gelirimiz yok. Sadece zeytin ve incir. Bu köyde doğdum büyüdüm. Mahallemizde altın madeni istemiyoruz”. “Dağımıza, taşımıza, toprağımıza ve suyumuza dokunmasınlar. Kimseye zararımız yok. Kimse de bize zarar vermesin. Bizim ağaçlarımızın dallarında zaten altın var. İncir ve zeytinimizden altın akıyor. Bizim altına ihtiyacımız yok” dediler.

“Geleceğimizi Kirlettirmeyeceğiz” diyen köylüler eylemlerine devam edeceklerini söylüyorlar.