Dinci faşist iktidar, Rojava Devrimi’ni kanla boğmak için Rojava’nın batıdaki kantonu Afrin’e yönelik uçaklarla, tanklarla, dinci-faşist ÖSO çeteleriyle kolkola bir işgale girişti. Kürt halkının, işçi sınıfının, emekçilerin, gençlerin düşmanı olan dinci-faşizm içerde yasaklamalar, tutuklamalar, baskılar ile susturamadığı devrimi içerde dışarda savaş, dizginsiz saldırganlık ile ezmeye çalışıyor.
Faşist TC devleti Rojava devrimini boğmak için Afrin’e saldırıya hazırlanıyor. Rojava devrimi bölgedeki dengeleri değiştirirken, faşist TC devleti bu değişikliğin onu da etkileyeceğini ta başından beri biliyor. Faşist TC devletinin Rojava devrimini boğma girişimleri yeni değil her türlü savaş kışkırtıcılığını yıllardan beri yapıyor.
Ülke Olağanüstü Hal ve Kanun Hükmünde Kararnameler ile yönetilmeye devam ediyor. Aslında yönetilemiyor. Yönetilemediğinden OHAL olağan bir yönetim biçimine, KHK’lar da meşru birer hukuki form haline getirilmeye çalışılıyor.
Dinci-faşist iktidar ve onun başındaki adam, Afrin’i işgal etmeye hazırlanıyor. Kanlı bir savaş, Türkiye ve Kürdistan coğrafyasını kan deryasına çevirecek bir savaş kapıda. İki ülkenin emekçi sınıflarını, yoksullarını, ezilenlerini acı ve gözyaşına boğacak bir savaş hazırlanıyor.
Hapishaneler, devrimci mücadelenin en kararlı bir şekilde verildiği, bu mücadelenin en sert şekilde yaşandığı yerlerdir. Toplumsal mücadele büyüdükçe, bu mücadele sokaklara yansıdıkça hapishaneler, mücadelenin önemli alanlarından biri haline gelir. Devletin dışarıda kontrolü sağlama politikaları içeriye de yansır.