Polonez işçilerinin eylem yaptığı alana giden Çatalca Müftüsü, işçilerin müzik çalarak gürültü yaptıklarını belirterek "Böyle hak aranmaz" dedi.
Kapitalizmin yarattığı ekonomik, sosyal ve siyasal krizden dolayı insanca yaşama hakkı elinden alınan işçi sınıfı, özellikle içinde bulunduğumuz dönemde fabrikatörlere, patronlara karşı amansız bir mücadele içinde. Sendikal örgütlenmeye, işçiye...
Sendikalaştıkları için işten atılan As Plastik işçileri, 19 gündür fabrika önünde eylemlerini sürdürürken, bugün de sendikaları Petrol İş ile birlikte Grev kararı astılar. As Plastik işçilerini grevlerinin ilk günü ziyaret eden Mücadele Birliği...
Yemeksepeti kuryeleri artan kötü çalışma koşulları ve Yemeksepeti’nin yeni uyumluluk kurallarını protesto etmek için 13 Eylül Cuma günü Adana'da iş durdurma eylemi yaptı. Duygu Cafe yanındaki parkta toplanan kuryeler Yemeksepeti sisteminin...
Ankara'da Fernas Holding önüne giden maden işçilerine polis saldırdı. 28 kişi gözaltına alındı. Maden işçinin polis tarafından tekmelenmesine işçiler "Biz ölmeye gelmişiz. Bunla mı korkutacaksınız bizi!" yanıtı verdi.
Filistin halkına yönelik soykırım savaşının başlamasının üzerinden geçen 11 ayın ardından 40.000’i aşkın insan hayatını kaybederken, on binlerce de insan da yaralandı. Okul, çadır kampları, hastane ayrımı yapılmaksızın Siyonist İsrail’in yaptığı...
İsrail, işgal altındaki Batı Şeria'da pek çok eve baskın düzenledi, aralarında yıllardır tutsak olan FHKC Genel Sekreteri Ahmet Saadat'ın eşi Abla Saadat da gözaltına alındı.
Antep'de 30 gündür işlerine dönme mücadelesi veren Akcanlar Tekstil işçileri ve Soma'da 20 gündür işlerine dönmek için geceli gündüzlü mücadele eden Fernas Madencilik işçileri, bugün Ankara'da Sosyal Güvenlik ve Çalışma Bakanlığı önünde eylem...
Artvin'in Borçka ilçesi Cankurtaran Ormanı'nda ağaçların kesilmesine endel olmak isterken katledilen Reşit Kibar anısına "Yaşam Nöbeti" yapıldı.
Kilise tadilatında çalışan ve hakları ödenmeyen inşaatında işçilerinin eylemi Büyükada San Pasifico Kilisesi önündeki devam ediyor.
Sendikalı oldukları için işten atılan Fernas Madencilik işçileri bugün Fernas patronlarının Bodrum'da bulunan Cape Bodrum Luxury önünde 3 günlük nöbete başladı.
Cumartesi Anneleri'nin 1016. Hafta eyleminde 12 Eylül Askeri Faşist Darbesinden bir sonra gözaltına alınarak katledilen Cemil Kırbayır'ın akıbeti soruldu.
Mücadele Birliği Platformu olarak eylemlerinin 57. gününde Polonez işçilerini selamlamaya ve onlarla dayanışmaya Çatalca Polonez Fabrikasının önüne gittik.
Polonez markası ile İstanbul Çatalca’da bulunan fabrikada çeşitli et ve et ürünleri imalatı yapan Polonez Gıda’da çalışan 146 işçi Tek-Gıda İş Sendikasına üye olduğu için Kod-46 ile işten atıldıktan sonra Ağustos ayı ortasından bu yana yaklaşık 2...
Kuzey Ormanları Savunması, 12 Eylül Perşembe günü, İstanbul’da yedi ilçede toplamda 210 milyon metrekarelik alana kurulması planlanan JES’lerin ihalesinin yapılacağı İstanbul Valiliği Ek Hizmet Binası önünde eylemde idi.
Dinci-faşizm her cephede köşeye sıkışmış durumda. Saldırıları güçlülükten kaynaklanmıyor. Siyasi iktidarın saldırılarını bu denli yoğunlaştırmış olmasının temel nedeni dağılan devlet aygıtını ayakta tutma çabasıdır. Onlar bunu "içinden geçmekte olduğumuz kritik süreç", "varlık yokluk sorunu " vb gibi sözlerle açıklıyorlar. Ancak şovenizmi kışkırtarak, vatan-millet-sakarya nutuklarıyla toplumun bir kesimini diğer kesimine karşı açıktan saldırılara teşvik ederek iktidarlarını korumaya çalışıyorlar.
Hasbelkader devlet aygıtının başına oturmuş şahsın, her fırsatta "buna izin verecek misiniz" diyerek toplumun bir kesimine, herhangi bir nedenle sokağa çıkacak olanlara saldırmaları için açık çek vermesi, ne kadar güçlü konumda olduklarını değil, aksine ne kadar güçsüz durumda olduklarını gösteriyor. Durup durup "Atatürkçülük" vb gibi argümanlara sarılmaları boşa olmasa gerek. Onları bu kadar yanar-döner duruma getiren şey, kurnazlıkları, geleceği hesap ettikleri, 2019 seçimine yatırım yaptıkları vb değil, bugünü kurtarma çabalarıdır.
Halkın bu durumları görmediği, iktidarın yalanlarını her defasında yuttuğu, seçim zamanı gelince gidip oylarını bunlara verdiği vb oportünist- reformist kuruntulardan başka birşey değildir. Bunlar 1905 Devriminden hemen önce "Rusya'da devrimci bir halk yoktur" diye düşünen menşevik hemcinslerinden farklı değillerdir. Emekçi sınıflarda içten içe kaynaşan devrimci öfkeyi ve kabarışı göremiyorlar.
Siyasi iktidarın hem içeride hem dışarıda içinde bulunduğu çıkmazı, her yerde "hasta adam" muamelesi gördüğünü kavrama yetisinden yoksunlar. Sanki TC devleti, attığı her adımı devrimin baskısı altında atmıyormuş gibi, NATO'ya efelenmelerini, AB'ye rest çekmelerini, ABD'ye kabadayılanmalarını "eksen kayması" olarak değerlendiriyorlar, sonra da bu kadar kafa karışıklığı yetmiyormuş gibi, daha fazla kafa karışıklığına düşüyor, devrimci bakış açısından tamamen uzaklaşıyorlar. Yarın kalkıp birileri bu devleti, anti-emperyalist vb ilan ederse şaşırmamak gerekiyor.
Oysa olan biten acemi bir cambazın ip üstünde oynamasından başka birşey değildir. Aşağısı uçurumdur ve cambazın dengesi iyice bozulmuş durumdadır. Tribünler hızla boşalmaktadır ve az sayıda şakşakçıdan başka kimsenin sesi duyulmamaktadır. Tarihte her çıkar grubu ve suç örgütünün başına gelenler, bugünkü siyasi iktidarın da başına gelmektedir. Kaptanın gemiyi ilk olarak mı yoksa son olarak mı terkedeceğini gelişmeler gösterecektir.
Bu koşullar altında, Afrin'i şöyle yapacağız, Kandil'de şöyle yapacağız sözleri, kısa bir süre önce sarfettikleri, "Şam'da sabah namazı kılarız" hamasetine benziyor. Kazın ayağının hiç de öyle olmadığını dünya alem biliyor. Bu hamasetle etkileseler etkileseler, Estergon Kalesi türünden aventür filmlerle büyümüş bir kuşağı etkilerler başka kimseyi değil. Sözümüzün doğru olup olmadığını görmek isteyenler, son zamanlar TC devletinin kendisini kollarına bıraktığı Rusya'nın Suriye'nin geleceğine dair Kürtlerin de sözhakkı olduğunu teyit eden beyanlarına baksınlar.
Dinci-faşizm, her yönden kuşatılmışlık altındadır ve yıkılıp gitmeleri uzun zamanı almayacaktır. Önemli olan işçi sınıfı ve emekçi halkların bunun için ayağa kalkması ve gerçek öncüleri etrafında kenetlenmesidir. Devrimci bir program etrafında birleşen yığınlar, cambaza ölüm parandesi attırmakta tereddüt etmeyeceklerdir.