Yazdır

Kadın düşmanı dinci faşizm, “İstanbul Sözleşmesi” tartışmalarıyla kadınların öfkesini adeta patlattı.

Her gün, istisnasız her gün kadınlara dönük şiddetin, hatta vahşetin dayanılmaz örneklerinin yaşandığı bir ülkede, bu kadın düşmanlığının asıl teşvik edicisi olarak dinci faşist iktidar, üstelik de bu vahşetin ortasında, adeta alay edercesine “İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme” gündemini attı ortaya.

Her gün Pınarlar acımasızca katledilirken, Gülistanlar sırra kadem basarken, Fatmalar töre cinayetlerine kurban edilirken... her gün bin bir türlü gerekçeyle kadınlar sokak ortasında erkekler tarafından dövülür ve hakarete uğrarken... en soğukkanlı cinayetlerde “haksız tahrik indirimi” ile erkekler ödüllendirilir ve cesaretlendirilirken... tüm çürümüşlüğüyle Saray’ın etrafında öbeklenmiş güruh, kadın düşmanlığını yasa mertebesine yükseltmek için pervasızca adım attı. İstanbul Sözleşmesi’ni tartışmaya açtı.

Kadınlar uzun süredir isyandaydı. Sonunda öfke taştı, kadınlar ayağa kalktı! Büyük bir hınçla, tutkuyla, kararlılıkla dikildi dinci faşist iktidarın karşısına. Baş eğmeyen bir inatla dikildi. Bu yüzdendir ki faşist devletin dizginsiz terörü ile karşılandı her defasında sokakta.

Kadınlar, Kadıköy İskelesi'nde toplandılar. Hükümetin saldırılarına bir kez daha meydan okudular.

Sözleşmeden çekilmek, sözleşmenin referans aldığı ve Türkiye’nin de taraf olduğu tüm diğer temel insan hakları belgelerini de tartışmalı hale getirmek, kadınların mücadeleyle kazandığı tüm hakları tartışmaya açmak demektir” diyerek talep listesini sıraladılar.

Açıklamanın ardından kurulan serbest kürsüde değerlendirmeler yaptı kadınlar.

İzmir’de ise Alsancak’ta eylem yapan kadınlara polis saldırdı.

“Katledilen kadınlar isyanımızdır, bir kişi daha eksilmeyeceğiz” sloganını haykıran kadınlar yürümek isteyince polisin saldırısıyla karşılaştı. 21 kadın ters kelepçe ile gözaltına alındı.

Dinci faşizm kadınları teslim alamazsa, onlara geri adım attıramazsa kaybedeceğini çok iyi biliyor, görüyor. Bilinçli, programlı bir saldırı politikası uyguluyor. Ama kaybetmeye mahkum. Kadınlar özgürlüklerinden asla vazgeçmeyecekler.

“Bir kişi daha eksilmeyeceğiz” şiarı, sadece kadın cinayetlerini değil, bütün kavga alanlarını kapsıyor. Dişimizle, tırnağımızla kopardığımız haklarımızdan asla vazgeçmeyeceğiz. “İsyan, isyan, yıkana kadar” haykırışlarımızla varlığımızı kuşatan çürümüş duvarlarınızı yerle bir edeceğiz!