Devrimci bir annemizi daha kaybettik...
Hüsniye anamız (Hüsne Acar), son yıllarda sürekli mücadele ettiği hastalığına yenik düşerek aramızdan ayrıldı.
96 Ölüm Oruçlarından 19 Aralık Zindan Savaşlarına en önde mücadele edenlerden biriydi O. Sadece kendi çocuklarının ya da devrimci tutsakların değil, devrimci olan, yüzünü emekten, iyiden, güzelden yana dönmüş herkesin annesiydi. O Hüsniye Anamızdı.
92-93 yıllarından itibaren, en küçük çocuğunun tutsak düşmesi onu evinden, mutfağından çıkarmış, her tür haksızlığın karşısına dikilen bir kaplana dönüştürmüştü. Sınıf savaşımının, iç savaşın yükseldiği 90’lı yıllarda her fırsatta zindanlara saldıran devlet, karşılarında önce anaları buluyordu. Gerek zindan kapılarında, gerek sokaklarda, meydanlarda, köprülerde analar duruyordu çocuklarının önünde yıkılmaz duvarlar gibi. Hüsniye anayla biraz sohbete başlasanız size 96’da Kızılay Meydanında nasıl cop yediklerini, 2000’de Çanakkale zindanı kapılarında savcılara jandarmalara nasıl kafa tuttuklarını anlatacaktır ilk iş. Ve gözaltılarda takındıkları tavırları...
Evet, o da “çocuklarından doğan analar”dan biriydi. Ve ne zaman bir kürsüde söz alsa, konuşma yapacak olsa, “sokaklarda, meydanlarda, bu salonlarda çocuklarımız değil biz olmalıyız, biz analar mücadele etmeliyiz çocuklarımız için” derdi. Ve gücü yettiğince, soluğu tükenene kadar da bu sözünü yerine getirmeye çalıştı.
O’nu tarif edecek tek sözcük seçin denilse sanırım bu “merhamet” olurdu. Sadece devrimci tutsaklar ya da “yoldaşım” dediği insanlara değil, sokak hayvanlarından tutun, adını ilk defa duyduğu insanlar için dahi tüm imkanlarını seferber ederdi. Çevresinde dokunmadığı, sevgisiyle sarıp sarmalamadığı insan yoktur demek en doğrusu olurdu.
Son yılları, ard arda çıkan hastalıklarıyla mücadele içinde geçti anamızın. En son konulan teşhis ise ALS idi... Onun gibi hareketli, güçlü, yaşam dolu bir kadına hiç yakışmayacak bir hastalıktı bu... Kaslasını kullanma yetisini elinden almaya başladı birer birer. Önce konuşma, sonra yeme, sonra diğerleri... Ve bugün annemiz ALS’ye karşı verdiği savaşı kaybetti.
Biz seni her zaman biz çocuklarını sarıp sarmalayan o güçlü kadın olarak, Hüsniye Anamız olarak hatırlayacağız... Hep anamız olarak kalmaya, yaşamaya devam edeceksin...
Annemizin cenazesi 26 Temmuz Pazar günü Mustafa Kemal Mahallesi'nde Cemevi'nden öğle namazının ardından kaldırılacak ve Hekimbaşı Mezarlığı'na defnedilecektir.