< < “Maaşımızı Versinler, İşimizi Bitirip Gideceğiz”


Ücretlerini alamadıkları için eyleme çıkan Ümraniye’de Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün Büyük Camii inşaatı işçileri ile bugün şantiyenin önünde  bir söyleşi yaptık.

Merhaba, Mücadele Birliği Gazetesi’nden geliyoruz biz. İsminizi alabilir miyim?

- Fatih Çelik.

 

Bu inşaatta ne işle uğraşıyorsunuz?

-Ben bu inşaatın avlu, kalıp ve beton imalatını yapıyordum. İşimin %95'ini falan yaptım, son bir alacağım kaldı. 45-50 gündür para almıyorum. Müteahhit firmanın patronu Şükrü Şakır, son bir döşeme dökülürken, paramı vermeyeceğini söyledi. Beton geldi. Paramı ödemediği için ben beton dökmedim. Betonu geri gönderdim. Yaklaşık bir haftadır burada yatıyoruz çözüm bulunsun diye. Çözüm bulunmayınca, dünden bir önceki gün tehdit edildim. Firma tarafından tehdit edildim. Hatta en son tehdit şöyle; "Çağırın polisi, bunları atın, tutanağı tutun, atın dışarı. Benim kimseye vereceğim yok" dedikten sonra ben bu eyleme başvurdum. Eyleme ilk başladığımız gün yani dün (11 Eylül 2024) sigorta çıkışımız verildi bizim. Polis tarafından dışarı atıldık. Şu anda 2 tane arkadaşımız minarenin tepesinde. Dün sabahtan beri bekliyorlar orada. Aç susuz bekliyorlar. Biz de şantiyemizden atıldık.


Toplam kaç işçisiniz parasını alamayan?

- Toplam 8-9 kişiyiz.


Hepiniz kalıp işiyle mi uğraşıyorsunuz?

-Evet hepimiz kalıp işiyle uğraşıyoruz. Alacağımızı istiyoruz. 700 bin lira alacağımız var. Müteahhit firma, bunun 420 lirasını kabul ediyor ama şöyle kabul ediyor: İşini bitireceksin, o şekilde vereceğim diyor. Hiçbir şekilde uzlaşma yoluna gitmiyor. Artık devlet tarafından, tanıdıklarından birilerinden destek aldığından bizi takmıyorlar. Biz de hakkımızı arıyoruz.


Şu anda inşaatta çalışan işçi yok anladığım kadarıyla.

-Diğer sektörlerde çalışanlar mermerciler, duvarcılar vs bazıları gitti, bazıları işe çıkmıyor. Bize ancak bu şekilde destek verebiliyorlar. Yanımıza gelemiyorlar.

 

Onlar parasını alabiliyor mu peki?

-Alamıyorlar, onlar da alamıyorlar. Zaten para verilmediği için bu duruma geldik. Bundan 1,5 ay önce demircilerin parası verilmedi. Adamlar gittiler. Biz yaklaşık 28 gün falan yattık burada. Benim kalıpçılarım demirciler gittiği için şirketin hatasından dolayı mecburen yattı burada. Ben bunların yevmiyelerini yazdım. İçeriye de söyledim. Tamam yaz, vereceğiz dediler. İş bitene kadar vereceğiz dediler, iş bitti yevmiyeleri kabul etmiyorlar.

 

Peki ne yapmayı planlıyorsunuz?

-Şu an bizi muhatap almıyorlar. Alacağımızı reddediyorlar ve hiçbir şekilde anlaşma sağlanmıyor. Ama biz alacağımızı alana kadar eylemimizi bitirmeyeceğiz. Üç gün olur, beş gün olur. Ama illa ki adalet bizim için de tecelli eder diye bekliyoruz.

 

Peki diğer işçilerden size desteğe gelen oldu mu?

-Desteğe gelenler oldu, ama belli bir müddet kalabildiler. Artık baskı mı gördüler, biri bir şey mi dedi, geri çekilmek zorunda kaldılar. Sonuç olarak yalnız kaldık ama sağolsun, dışarıdaki arkadaşlar bize destek veriyorlar. Çevremizdeki inşaatçı arkadaşlarımız bize destek veriyorlar. Yiyeceğimizi, içeceğimizi karşılıyorlar.


Peki karşılaştığınız polis saldırısını anlatabilir misiniz?

-Polis saldırdı, şöyle: Bizim SGK çıkışımız verilince bizi zorla dışarı çıkardılar. Şantiyeden dışarı çıkardılar. Yattığımız yere bile giremiyoruz. Dün gece dışarıda arabada yattık.

 

Normalde içeride konteynırlarda mı kalıyorsunuz?

-Evet içeride yatacağımız yerler var, konteynırlar var. Dün gece biz oraya alınmadık. Zorla arabamızı dışarıya aldık, orada yattık. Bu gece zannetmiyorum ki arabamızı dışarı versinler. Bu gece sokakta kaldık. Durum bu şekilde.


Anladım. Peki şirketin herhangi bir ofisi vs yok mu? Görüşmeye gittiniz mi ya da?

-Var. Biz belediyeye de gittik. Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne de mail attık. Büyük firmalardan, üst firmalardan, devlet yetkililerinden bu firmaya müdahale edilmesini bekliyoruz. Biz kimsenin parasını gasp etmiyoruz. Alacağımızı istiyoruz. Biz işimizi de yarım bırakmadık. Zaten 3-4 günlük bir işimiz kaldı. Paramız ödendiği takdirde işimizi bitirip gideceğiz.


Anlattıklarınız için teşekkür ederiz.

-Rica ederim.