Filistinli sendikalar, tüm emek örgütlerini, “1 Mayıs'ta Filistin'in Kurtuluşuyla Dayanışma İçin” bu çağrıyı imzalamaya ve 2024 1 Mayısını “Filistin Direniş İşçileri Günü” olarak kutlamaya davet ediyor.
17 Nisan günü sabaha karşı saat 04.00'te, ABD’de yüzlerce Colombia Üniversitesi öğrencisi kampüsün ana bahçesinde bir "Gazze Dayanışma Kampı" kurdu. Öğrenciler, Üniversite İsrail'den çekilene kadar burada kalacaklarını duyurdular.
Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla çocuklardan “güvenlik”, “istihbarat” ve “gizli ajan” kelimelerini resimle ya da mektupla kağıda dökmelerini istedi.
Mücadeleci 10 Sendika bir araya gelerek 1 Mayıs'ta Taksim'de buluşma çağrısında bulundu. Yıllardır işçi ve emekçilere yasaklanan Taksim Meydanı'nı için "Geri alacağız, Taksim bizimdir” denildi.
“Öldürmenin pek çok yolu vardır. Karnına bıçak saplamak, ekmeğini elinden almak, hastalığını iyileştirmemek, kötü koşullarda yaşatmak, ölesiye çalıştırmak, intihara sürüklemek, savaşa yollamak vs... devletimizde bunların pek azı yasaklanmıştır.”...
17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü'nde Antep'te bıçaklı saldırı sonucu yaşamını yitiren Dr. Ersin Arslan ve şiddet nedeniyle yaşamını yitiren sağlık emekçileri anıldı. Sağlıkta dönüşüm programı nedeniyle giderek artan şiddet...
İşçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs yaklaşıyor. Açlığın, sömürünün, geleceksizliğin giderek arttığı bugünlerde milyonlar işçi, emekçi her gün soluksuz bir yaşam savaşı veriyor.
Getir online alışveriş firmasının taşeron firması Vigo'nun moto kuryelerin ücretlerinin dülürülmesine karşı mücadelesi sürüyor. Vigo'nun moto kuryelerin haklarını gasp etmesine ilişkin süreci ve taleplerini Turizm Eğlence Hizmet İşçileri...
Vigo Moto Kuryeleri ücretlerinin paket başı ücretlerinin gasp edilmesine karşı başlattıkları eylemin 10'uncu gününde Vigo Genel Merkezi'nin bulunduğu Kozyatağı Nida Kule önündeydi.
Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları İzleme Merkezi, İsrail işgal ordusunun, dün Gazze Şehri ve kuzey bölgelerinde evlerine dönmeye çalışan binlerce zorla yerinden edilmiş Filistinliyi hedef almasını kınayan bir açıklama yayınladı. Top mermileri ve canlı...
DİSK-AR İşsizlik ve İstihdamın Görünümü Nisan ayı raporu yayınlandı. Buna göre geniş tanımlı işsiz sayısı artıyor. Rapora göre:
İSİG Meclisi, 2024 Mart ayı iş cinayetleri raporunu yayınladı. Buna göre, Ocak ayında 161, Şubat ayında 149, Mart ayında 115… 2024 yılının ilk üç ayında en az 425 işçi hayatını kaybetti.
2024 1 Mayıs Taksim Platformu, Gayrettepe' de bulunan Masquerade Clup önünde iş cinayetlerinde katledilen işçileri anarak, işçi cinayetlerine karşı 1 Mayıs'ta Taksim’e çağrı yaptı.
Covid-19 nedeniyle 13 Nisan 2020'de yaşamını yitiren devrimci işçi, Dev Yapı-İş temsilcisi Hasan Oğuz, Habipler Yayla Mezarlığındaki mezarı başında anıldı.
Cumartesi Anneleri 949. Haftasında 29 yıl önde gözaltında kaybedilen Ali İhsan Dağlı için Galatasaray Meydanı'ndaydı.
Bugüne kadar küçük burjuva sosyalist hareketleri eleştirirken, genel olarak bunların taşıdıkları eğilimler üzerinde durduk. Ancak zorunlu ve kaçınılmaz durumlarda tek tek hareketler hakkında değerlendirmelerde bulunduk.
Daha çok eğilimleri üzerinde durduk. Çünkü, eğilimleri, bir çoğunda ortaktır. Bu siyasi hareketler değişebilir, fakat temsil ettikleri küçük burjuva eğilimler, başka hareketlerde ve başka zamanlarda karşımıza çıkabilir. Siyasi eğilimlerin belirli maddi temeli var. Bu maddi temel var oldukça, bundan beslenen küçük burjuva eğilimler de ortaya çıkarlar. Önemli olan tek tek hareketleri eleştirip, görüşlerini teşhir etmek ve çürütmek değil, tüm küçük burjuva grupların eğilimlerini eleştirip çürütmektir.
Bu temel yaklaşım çerçevesinde eğilimi kendinde somutlayan küçük burjuva hareketleri tek tek eleştirmek de yapılması gereken devrimci proleter bir görevdir. Bu, şu bakımdan da gereklidir: bu hareketlerin hepsi yapılan eğilim eleştirilerini kendi üzerilerine almıyor. Oysa, eğilim eleştirimiz onlardan bahsediyor. Ama onlar öylesine pespaye haldeler ki, yapılan eleştirileri bilmemezlikten, aldırmamazlıktan geldiler. Hangi durumda olduklarını siz değerlendirin.
Yayınlarımızda halen küçük burjuva devrimciliği çizgisi taşısalar da, özde oportünist olan hareketlerin görüşlerimizi nasıl “aşırdıklarını” somut olarak ortaya koyduk. Bazı gruplar yaklaşık otuz yıl boyunca, görüşlerimizi alıp, ufak tefek değişikliklerle, kendi görüşleri olarak yayınladılar. Düşünün, tam otuz yıl boyunca. Bunu neden yaptılar? Çünkü ileri sürecekleri görüşleri yok. Görüş diye ileri sürdükleri ezbere şeyleri kimse ciddiye almıyor. Kendileri için de bu görüşlerin teorik politik ve pratik bir değeri yoktur. Bu gruplar, partiler gerçek anlamda görüşsüzdür, öte yandan Leninist Partinin birçok temel sorunda ve güncel gelişmeler hakkında bilimsel, devrimci görüşleri var, yani kendileri boşken bu tarafta birikim ve bilgi var. Onlar da bu birikimden yararlanmak istediler ve yararlandılar da. Bunu sert biçimde eleştirdik. Çünkü “aşırdıkları” görüşlerin kaynağını göstermediler. Diğer yandan bu utanmazlığı, kendi oportünizmlerinin üstünü örtmek için kullandılar. Bunu sertçe eleştirdik. Çünkü bu grupların, devrimcilerin görüşleriyle, işçileri aldatmaları karşısında sessiz kalamayız. Marx ve Rosa Luxemburg da görüşlerini utanmazca “aşıranlar” karşısında sert eleştirel tavır koymuşlardır.
Devrimci proleter komünist görüşleri, kendi görüşleri gibi alıp, yayınlayanlar yalnızca oportünist hareketler değildir. Sosyal reformist hareketler de aynısını yapıyor. Sosyal reformist hareketler, TKP ve versiyonları. Birgün, Sol Parti, Evrensel-EMEP ve diğerleri. Oportünist hareketler, bunlardan ayrı gibi görünse de hepsi aynı politik öze sahiptir. Bu politik öz, burjuvaziyle çeşitli biçim, yol ve yöntemlerle uzlaşmacılıktır. Dikkat edilirse bu gruplar, birbirleriyle alan ayrılıklarını teorik, ideolojik ve siyasal düzeyde koyamıyorlar. Birbirlerine karşı öne çıkardıkları şeyler, ikincil önemde olan, günlük alanda olanlardır vb. Gerçekte olan, hepsinin bir ortalamada buluşmalarıdır.
Hepsinin Leninist Parti karşısında ortak tutumu şudur: Ortaya konan devrimci görüşler karşısında, bir sessizlik duvarı örmek. Böylece, onu yok sayarak, kitlelerce öğrenilmesini engellemek. Bu blok taktik uzun süre izlendi. Sonra, gerçekler, kendisini herkese kabul ettirince çöktü. Görüşlerimiz, bu topraklarda ve dünyada doğrulandı. Budan sonraki süreç ise şöyle işledi: Devrimci Marksist görüşlerin etkisinden yararlanmak için “aşırmalara” başvurmak. Bu o kadar yaygın yapılıyor ki, Mücadele Birliği Gazetesinde çıkan bir konudaki değerlendirmeyi, bazen birçoğu kopya edebiliyor.
Sosyal reformist partilerden TKP ve versiyonları, Leninist Parti’nin kendine öngelen yapıdan bu yana kırkbeş senedir devrimin stratejik sloganı olarak attığı, Fabrikalar, Tarlalar, Siyasi İktidar, Her Şey Emeğin Olacak! sloganını kendine aitmiş gibi orada burada atıyorlar. Onların yaptığı proletaryanın sloganıyla proletaryayı aldatmaktır. Onların, kitleleri etkileyecek bir değerleri yok. Bu yüzden, devrimci niteliği olan slogan, teori vb ile varlık göstermeye çalışıyorlar.
Sosyal reformist hareketlerden Birgün-Sol Parti, öncesi bir yana pandemi dönemi boyunca, Leninist Partinin birçok konuda görüşlerine başvurmuştur. Birgün’de bu temelde birçok yazı ve röportaj yayınlandı. Bu görüşler, Sol Parti’nin kuruluş açıklamasına ve orada yapılan konuşmalara yansıdı. Kendilerine ait olmayan düşünceleri, politik değerlendirmeleri, sessiz sedasızca, kendi görüşleri olarak ifade ettiler. Bundan da hiçbir sakınca görmediler. Bu hareket yetmişlerde bize öngelen devrimci komünist yapının Sovyetler Birliği üzerine olan bazı eleştirel görüşleri bugün yaptığı gibi, kendi görüşleri olarak ilan etti. Yani görüşsüz olan bu hareket, kendi dışında oluşturulan devrimci görüşlere başvurmayı bir çizgi haline getirmiştir.
Şöyle bir mantık yürütülebilir: Mademki bu gruplar, devrimci görüşlere başvuruyor, o halde bunların görüşleri devrimcidir. Ama bu yaklaşım gerçeği yansıtmaz. Başvurulan daha doğrusu “aşırılan” düşünceler, bunların niteliğini oluşturmuyor. Bu hareketlerin reformist görüşlerinin bütünlüğü düşünüldüğünde, devrimci olan düşünceler, bu bütünlük içinde kaybolup gidiyor. Devrimci görüş, onların görüşlerinin bütünlüğünü etkilemiyor.
Sosyal reformistlerin içinde, Leninist Parti’nin görüşlerini utanmazca “aşırmada” rekor Evrensel-EMEP’tedir. EMEP yöneticileri pandemi sürecinde Leninist Partinin daha önce çıkan “Kapitalizm kendisinden kaynaklanan sorunları çözemez” tespitini, aynen Evrensel’de çıkan röportajla manşetinden vermiştir. ‘Evrensel’in köşe yazarlarıysa, Leninist Parti’den rezilce “aşırmaları” yıllardır yapıyorlar. Son olarak pandemi süreci boyunca bu konuda daha gözü kara davrandılar. Birgün ile olan rekabetleri nedeniyle, onlara karşı Leninist Parti’nin görüşlerine başvurdular. Halbuki, onlar da aynı şeyi yapıyor. İki cambaz da aynı ipte oynamak istiyor. Bu gazetenin köşe yazarlarının büyük bir kısmı bunu yapıyor. Hepsi de, “aşırılmış” görüşleri, kendi öz hakiki, gerçek görüşleriymiş gibi gösteriyor. Ve bunu sürekli yapıyorlar. Ne karakter ama! Peki bunu yapanlar insanların yüzüne nasıl bakıyor. Bu konuda bir rahatsızlık duymadıkları açık. Onlardan hiçbir zaman bir dürüstlük beklemedik. Onlar küçük burjuva doğalarına uygun davranıyorlar. Peki bunların çevreleri bunun farkında değiller mi? Farkında olmaları ama sessiz kalmaları da farkında olmamaları da onlar için kötü durum.
Mücadele Birliği’nin sitelerinde, otuz yıllık “baş yazılar”ın ciltleri yayınlandı. Yayınlanır yayınlanmaz “aşırma” çok daha yoğunluk kazandı.
Leninist Parti’nin görüşlerini kaynak belirtmeden alıp kullananların hepsi karakter yoksunudur. Proletaryaysa sağlam karaktere sahiptir. Onları rezillikleriyle başbaşa bırakarak, devrim saflarında, devrim ve komünizm yolunda devrimci sınıf savaşını daha da yükseltecektir.