Yazdır

 

Ankara Kadın Platformu, müftülere nikah kıyma yetkisi veren ve İçişleri Komisyonu’nda kabul edilen ancak Meclis Genel Kurulu'nda görüşmeleri ertelenen, “Nüfus Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapan Kanun Tasarısı”nı protesto etmek üzere Meclis'in Dikmen Kapısı önünde bir araya geldi.

12 Ekim günü yapılan eyleme, çevre il ve ilçelerden gelen yüzlerce kadın da katıldı. Kadınlar Meclis’e girmek istediklerinde, bir kısmı ismi geçmişte Meclis eylemlerine katıldıkları için "yasaklı listede” olduğundan Meclis’e giremedi.

Meclis'e girebilen kadınlar, gelecek hafta Genel Kurul’a sunulması beklenen tasarıya ilişkin Genel Kurul önünde basın açıklaması yaptı.

Tasarının Olağanüstü Hal (OHAL) sürecinde geçirilmek istendiğine dikkat çeken kadınlar, “Baskıcı yapı, bu kadar etkin olmuşken muhalefet susturulmaya çalışılırken bir an önce tecavüzcüleri aklama yasasını, müftülüklere nikah yetkisi vererek hayata geçirmeye çalışıyorlar. Bu yasa tasarısı onaylandığı takdirde toplum ikiye ayrışacaktır. İktidar, siyasal iktidarını korumak için toplumu kutuplaştırma yöntemini bir kez daha deneyecek ve bundan siyasal rant elde etmeye çalışacaktır. Bu şekilde bir ülkenin kadınlarını ve çocuklarını koruyamazsınız” dedi.

“Bizler özgürlük ve eşitlik mücadelesi verirken bu tasarı kadınların Medeni Kanunla elde ettikleri hakların ortadan kaldırılmasının önünü açıyor. Bu tasarı, çocuk yaşta evliliklere imkan sağlıyor. Bu tasarıyla kime ne tür nikah kıydığı tartışması toplumda yeni kutuplaşmalara neden olacaktır. Medeni hakların din görevlilerine devredilmesi laikliğe aykırıdır” diyerek yasaya neden karşı çıktıklarını anlattılar.

Kadınlar hükümeti uyardıklarını söyleyerek, “toplumun ülkenin bunca sorunu varken, eninde sonunda geri çekmek zorunda kalacakları bu yasa tasarısını getirmesinler. Yıllardır kadınlar eşitlik mücadelesi veriyorken, bizim ihtiyaçlarımız, bizim sorunlarımız ve bizim taleplerimizin hiçbirine cevap vermeyen bir düzenleme ile karşı  karşıyayız. Bu düzenlemeyi hiçbir şekilde kabul etmiyoruz. Bizler özgür ve eşit bir yaşam tesis edinceye kadar mücadele etmeye devam edeceğiz” dediler.