Cumartesi Anneleri/İnsanları, Galatasaray Meydanı’nda gerçekleştirdikleri 995. hafta eylemlerinde, 14 Nisan 1995 tarihinde Van'da JİTEM tarafından beyaz Toros'la kaçırılarak gözaltında kaybedilen iş insanı Kadir Keremoğlu'nun akıbetini sordu.
Filistinli sendikalar, tüm emek örgütlerini, “1 Mayıs'ta Filistin'in Kurtuluşuyla Dayanışma İçin” bu çağrıyı imzalamaya ve 2024 1 Mayısını “Filistin Direniş İşçileri Günü” olarak kutlamaya davet ediyor.
17 Nisan günü sabaha karşı saat 04.00'te, ABD’de yüzlerce Colombia Üniversitesi öğrencisi kampüsün ana bahçesinde bir "Gazze Dayanışma Kampı" kurdu. Öğrenciler, Üniversite İsrail'den çekilene kadar burada kalacaklarını duyurdular.
Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla çocuklardan “güvenlik”, “istihbarat” ve “gizli ajan” kelimelerini resimle ya da mektupla kağıda dökmelerini istedi.
Mücadeleci 10 Sendika bir araya gelerek 1 Mayıs'ta Taksim'de buluşma çağrısında bulundu. Yıllardır işçi ve emekçilere yasaklanan Taksim Meydanı'nı için "Geri alacağız, Taksim bizimdir” denildi.
“Öldürmenin pek çok yolu vardır. Karnına bıçak saplamak, ekmeğini elinden almak, hastalığını iyileştirmemek, kötü koşullarda yaşatmak, ölesiye çalıştırmak, intihara sürüklemek, savaşa yollamak vs... devletimizde bunların pek azı yasaklanmıştır.”...
17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü'nde Antep'te bıçaklı saldırı sonucu yaşamını yitiren Dr. Ersin Arslan ve şiddet nedeniyle yaşamını yitiren sağlık emekçileri anıldı. Sağlıkta dönüşüm programı nedeniyle giderek artan şiddet...
İşçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs yaklaşıyor. Açlığın, sömürünün, geleceksizliğin giderek arttığı bugünlerde milyonlar işçi, emekçi her gün soluksuz bir yaşam savaşı veriyor.
Getir online alışveriş firmasının taşeron firması Vigo'nun moto kuryelerin ücretlerinin dülürülmesine karşı mücadelesi sürüyor. Vigo'nun moto kuryelerin haklarını gasp etmesine ilişkin süreci ve taleplerini Turizm Eğlence Hizmet İşçileri...
Vigo Moto Kuryeleri ücretlerinin paket başı ücretlerinin gasp edilmesine karşı başlattıkları eylemin 10'uncu gününde Vigo Genel Merkezi'nin bulunduğu Kozyatağı Nida Kule önündeydi.
Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları İzleme Merkezi, İsrail işgal ordusunun, dün Gazze Şehri ve kuzey bölgelerinde evlerine dönmeye çalışan binlerce zorla yerinden edilmiş Filistinliyi hedef almasını kınayan bir açıklama yayınladı. Top mermileri ve canlı...
DİSK-AR İşsizlik ve İstihdamın Görünümü Nisan ayı raporu yayınlandı. Buna göre geniş tanımlı işsiz sayısı artıyor. Rapora göre:
İSİG Meclisi, 2024 Mart ayı iş cinayetleri raporunu yayınladı. Buna göre, Ocak ayında 161, Şubat ayında 149, Mart ayında 115… 2024 yılının ilk üç ayında en az 425 işçi hayatını kaybetti.
2024 1 Mayıs Taksim Platformu, Gayrettepe' de bulunan Masquerade Clup önünde iş cinayetlerinde katledilen işçileri anarak, işçi cinayetlerine karşı 1 Mayıs'ta Taksim’e çağrı yaptı.
Covid-19 nedeniyle 13 Nisan 2020'de yaşamını yitiren devrimci işçi, Dev Yapı-İş temsilcisi Hasan Oğuz, Habipler Yayla Mezarlığındaki mezarı başında anıldı.
Onu ilk defa Adana Ayışığı Sanat Merkezi'nde görmüştüm; ilk izlenimim muzip, düşündüğünü söylemekten çekinmeyen, lafı gediğine oturtan bir insan oluşuydu.
Ayışığı'na öylesine uğrayan bir insan değildi "Muzaffer Hoca"; aklı ve yüreği getirmişti onu Leninistlerin yanına. Eski DY geleneğinden geliyordu; yıllarını devrim mücadelesine vermişti; davasına inanan bir insandı. İçinden geldiği gelenek, 12 Eylül sonrası tasfiye olunca örgütsüz kalmıştı; ancak hiçbir zaman örgütsüz bir insan gibi yaşamamıştı. Her zaman yaşamın içinde, devrime ve sosyalizme bağlılığını koruyarak, inandığı gerçekleri insanlara anlatarak mücadelesini sürdürmüştü.
O, "kafasıyla kitapların arasından gelmişti kavgaya/ fakat sadık kalmıştı ona, namuslu bir amele gibi". İnşaat Mühendisi'ydi Hoca. Bir yandan mesleğini sürdürüyor, bir yandan da TMMOB'da faaliyet yürütüyordu. Ayışığı'na geldiği her zaman mutlaka "çıkın"ında bir şeyler olurdu; mutlaka bir şeyleri tartışmak, karşılıklı görüş alışverişinde bulunmak için gelirdi. Zora dayalı devrimi savunurdu her zaman; Ufuk Taylan'ın "Sınıf Savaşımında Zorün Rolü" broşürünü okumuştu ve "bu kitap, birebir benim düşüncelerimi yansıtıyor" diyordu. Her zaman varolan siyasi yapılar içinde kendisine en yakın gördüğünün Leninist Parti olduğunu söylerdi. Okumaya ve öğrenmeye çok meraklıydı. Aynı zamanda sanatçı bir yönü de vardı.
Çok güzel karakalem, pastel, suluboya ve yağlıboya resimler yapıyordu. Yaptığı resimleri getirip Ayışığı'na asıyor; Ayışığı'nda gençleri resim yapmaya özendirmek için, deyim yerindeyse "tutup resim yaptırıyordu". Bunu çok iyi hatırlıyorum; çünkü bana da yaptırmıştı. İnsanları resim yapmaya teşvik ediyor,bu konuda deyim yerindeyse hiçbir mazereti kabul etmiyordu. Gerçekten çok yönlü bir insandı "Muzaffer Hoca". Geldiğini hemen belli eder, giderken de "sevgiyle kalın" demeyi ihmal etmezdi. Telefon görüşmelerini de bu sözle bitirirdi: "Sevgiyle kal".
Bizi götürür, tanıdığı insanlarla tanıştırır; devrimcilerin birbirleriyle tanışmasına önem verirdi. Leninistlerin bölgede güçlenmesi için elinden gelen herşeyi yaptı; elinden gelen her türlü desteği sundu. Adana Ayışığı, devlet tarafından kapatıldığında, faaliyetleri sürdürebilmemiz için bütün imkanlarını seferber etti; bir dönem gençlere gerçek anlamda "abilik" yaptı. TMMOB'un kapılarını sonuna kadar bizlere açtı. Durmak nedir, uslanmak nedir bilmez gerçek bir devrim şövalyesi idi. Ömrünün son yıllarında kanser illetine yakalandı; onunla da korkusuz bir şekilde, yılmak nedir bilmeden son ana kadar çarpıştı; ama ne yazık ki, bu kavgadan can yoldaş, muzaffer çıkamadı.
Onu en güzel ifade eden sözler Nazım'ın dizelerinde yeralıyor: "Allahsız bir baştı o / yoldaştı o"... Anısı bizlerle birlikte sonsuza kadar yaşayacak.
Nazım Akarsu