< < Nuriye ve Semih İçin Dayanışma'dan 33 Kişinin Duruşması Görülüyor

Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın taleplerinin kabul edilmesi için her hafta Kadıköy Süreyya Operası önünde eylem yapan ve 4 Ağustos 2017'de Kalkhedon Meydanı’nda polis saldırısı sonucu gözaltına alınan 33 kişinin ilk duruşması başladı.

İSTANBUL - KHK ile ihraç edilen kamu emekçileri Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın taleplerinin kabul edilmesi için her hafta Kadıköy Süreyya Operası önünde eylem yapan ve 4 Ağustos 2017'de Kalkhedon Meydanı’nda polis saldırısı sonucu gözaltına alınan 33 kişinin ilk duruşması bugün Kartal'daki Anadolu Adalet Sarayı'nda 22. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülüyor.

Yaklaşık 20 kişilik salonda yağılan duruşmaya sadece bir kaç kişi girebildi. Nuriye ve Semih İçin Dayanışma duruşma salonu önünde bekleyerek dayanışmayı sürdürüyor. Kimlik tesbiti yapılarak başlanan duruşmada Dayanışma'nın adına savunmada ÇHD İstanbul Şube Başkanı Av. Gökmen Yeşil, Bolu T Tipinde kalan Barkın Timtik Emine Cansever'in de SEGBİS ile bağlanma talebini iletti. Ve derhal beraat istemesi sonrası kimlik tespiti yapıldı.

Barkın Timtik SEGBİS uygulamasını sağlıklı bulmadığını burada bulunma talebini iletti.

Av. Barkın Timtik "Nuriye ve Semih'in hak taleplerini adliyelere sıkıştırmadığımız için siyasi nedenlerle tutuklandık. Orada bulunan herkes Nuriye ve Semih'in dostları ben de avukatım, benim de yoldaşlarım... Dosyada suç olarak itham edilen suçları suç olarak görmüyoruz. ÇHD avukatıyım ve ÇHD Nuriye ve Semih İçin Dayanışma 'nın bir bileşeni. ÇHD kağıt üstünde bir dernek değildir yaşayan ve düşünen bir dernektir. Ben bir suç işlemedim, Nuriye ve Semih 'in haklı talepleri için mücadele ettim, bugün dışarıda olsam yine mücadele etmeye devam ederdim. Tek Tip uygulamalarına karşı mücadele edeceğim. Arkadaşlarımız Av. Selçuk Kozağaçlı ve Av. Yaprak Yıldırım tecritte onlar için açlık grevi yapacağız. Av Barkın Timtik son olarak İnsanlık düşmanı bu sisteme karşı savaşmadan insan kalamayız" diyerek tüm salonu selamladı.

Nuriye ve Semih İçin Dayanışma eylemlerinden gözaltına alınan 33 kişinin ilk duruşması bugün görüldü.

Tutuklu bulanan Av. Barkın Timtik'in savunmasının ardından avukatların duruşmanın kayıt altına alınması bilgilendirmesi üzerine kayıt tutanağının da ayrıca tutulmasını talep etti.

Hakim  SEGBİS ile Kayseri Bünyan T Tipi'nden Tolga Akyıldız'ın bağlatılmasını istedi ve bağlantı sağlandı. Tolga Akyıldız'ın kimlik tespiti yapılıyor. Tolga Akyıldız: "Toplantı gösteri yasasına muhalefet ettiğimiz iddia ediliyor. Biz haftalarca her Cuma 19:30'da o meydanda yürüyüş yaptık. Suç işlemedik demokratik hakkımızı kullandık, pişman değilim"

Cihan Kaplan Tolga ve Barkın'a sizi seviyoruz diyerek "Nuriye ve Semih demeye devam ediyoruz" diye seslendi. Nuriye ve Semih'in talepleri için ise "Her hafta bulunduğum bir eylemdir. O hafta hukuksuzca yasak getirildi. Suçu kabul etmiyorum, demokratik hakkımızı kullandık" dedi. 

TAYAD'lı Emine Cansever SEGBİS ile Bolu T Tipi'nden bağlandı kimlik tespiti yapılmasının ardından "İşlediğimiz iddia edilen suçu kabul etmiyorum. Basın açıklaması yapmak için gittik. Birden saldırı oldu. Barkın Timtik'i ters kelepçeli ve işkence yapılırken müdahale ettim bize de saldırdılar. Esnaf bize yardımcı olmak için içeri aldı polis dükkana saldırdı ve beni de aldı. Haksızlığa uğrayan insanlara ses olmak için oradaydım, suç oluşturacak bir eylemde bulunmadım. İşkence ile sürüklenerek alındım" dedi.

Dilay Güç savunmasında "Nuriye ve Semih haksızlığa uğrayan iki eğitimci. Onların talepleri için oradaydım. Demokratik hakkımızı kullandık suçu kabul etmiyorum" dedi.

Ebru Esen de Barkın, Tolga ve Emine'yi  selamlayarak "Nuriye Semih meselesinin başından beri sokaktayız. Her hafta oradaydık o hafta saldırı olması için nedeni ve burada olmamızı anlamıyorum. Bugün Nuriye  Semih'in durumu çok ciddi. Sonuna kadar NuSe'nin yanındayız" dedi.

Emek Sidar Çiçek ise gözaltına alınmalarını "Biz 8 haftadır Süreyya'da buluşup Khalkedon'a yürüyorduk. O hafta saldırı oldu ciddi işkence gördük hastanede dahil" diyrrej aktardı. Ve "Nuriye ve Semih'in davası meşrudur. Meşru olmayan OHAL ve KHK'lerdir" dedi.

Erhan Güler "Bir çok hak ihlali var OHAL ve KHK’ler ile atılan yüzbinlerce insan var. Her hafta gittiğimiz eyleme saldırıldı. İşkence hakaret ve küfüre maruz kaldık. Özellikle Av. Barkın'a özel işkence yapıldı. Emniyette Osman isimli polis ağıza alınmayacak küfürler etti. Nuriye ve Semih İçin mücadele etmeye devam edeceğiz" dedi.

Ersan Taş ise iddianameyi kabul etmediğini belirterek "Beni sürükleyerek gözaltına aldılar,duvara dayadılar polis "direnme" diyerek kolumu kırmaya çalıştı. Bunu Ankara'da bir abimize yapıp canlı canlı kolunu kırdılar. Küfür, hakaret ve işkence gördük. Nuriye ve Semih'i destekliyorum, hakları iade edilene kadar Nuriye ve Semih demeye devam edeceğim. İddiana me başlı başına yalandır kabul etmiyorum" dedi. Nuriye ve Semih İçin Dayanışma eyleminden gözaltına alınanlar eylemi sahiplenerek şu ifadelerde bulundu.

Furkan Çelik: "Her hafta Nuriye ve Semih İçin Süreyya'da toplandık. Polis hazır saldırı için bekliyordu. Ters kelepçe işkencesi ne maruz kaldık. Meydanda, arabada ve hastanede fiziki ve psikolojik işkence devam etti".

Fidan Kahyaoğlu: "Mücadele eden tüm emekçilerin sesi olan Nuriye ve Semih 'in haklı talepleri için oradaydım her hafta olduğu gibi. Otobüsün içinde fiziki ve psikolojik işkence devam etti. Suçlamaları kabul etmiyorum. Savunma yapmam gerektiğini dahi düşünmüyorum".

Hüseyin Demir: "Nuriye ve Semih'in talepleri meşrudur. İşini istemeleri bunun için mücadele etmeleri haklıdır. Aynı mücadeleyi veriyoruz. Polis haklarımızı kullanmamozk engellemiş şiddet kullanmıştır bu şiddet düşmanca öfke doludur. Polislerin tedavi olması gerekiyor. Nuriye Semih’in işlerini geri alma mücadelesi meşrudur. Ben de ihraç edilen bir kamu emekçisiyim. Polisin şiddeti ve kini düşmanca ve orantısızdı.”

Meltem Güç: "İktidarın amacı içeride devrimcileri teslim almaya çalışmak ve dışarıda baskı altına almaya çalışmaktadır, teslim olmayacağız mücadele edeceğiz. Suçlu değiliz, haklıyız suçlamaları kabul etmiyorum". Merve Nur Avşar: "15 Temmuz sonrası Türkiye hukuksuzca yönetiliyor. Yüzbinlerce kamu emekçisi ihraç edildi. Nuriye ve Semih hakları için mücadele ediyor taleplerinin yanındayız. Suçlamaları kabul etmiyoruz".

Meryem Göktepe Türkmen: “Fezleke yanlış düzenlenmiştir, ardından algı operasyonu ile düzenlenmiş bir iddianame vardır. O gün de yaşasın diyordum bugün de yaşasın diyorum. O gün boynuma darbe aldım şu anda 3 boyun fıtığım var.” Murat Şaşmaz:” Polisler bize saldırdı, kamerasız yerlerde işkence yaptılar. Kolumuzu kırmaya çalıştılar hakaret ettiler. Nuriye-Semih yalnız değildir.

Murat Yıldırım; “OHAL ve KHK uygulamaları ile ülke hukuk devleti olmaktan tamamen çıkmıştır. Hatta yasa devleti bile değildir. Hukuk devleti olsa idi, bizim kazanılmış haklarımızı kullanmamızı engelleyenler yargılanmalıydı.”

Özgür Benol: “Her zaman basın açıklaması yaptığımız yeri işgal etmişti. Bizi yolun diğer tarafına geçmek zorunda bıraktı, sonra da yolu kapatıyorsunuz bahanesi ile saldırdı. Haklı olan bizdik, bize işkence ile saldıran polislerin yargılanması gerekmektedir.”

Muzaffer Yılmaz:”Olay günü oradaydım, tüm arkadaşlarımın söylediklerine katılıyorum. Nuriye ve Semih’e destek olmaya devam edeceğim." Yılmaz: ”Asıl yargılanması gerekenler, işçi sınıfının, emekçilerin haklarını sömürenler, gaspedenlerdir. Nuriye ve Semih, bu hak gaspına karşı direnen onurlu emekçilerdir. Ben de bir devrimci olarak onların yanında oldum ve olmaya devam edeceğim.”

Ümit Efe: “Bugün bir insan hakları savunucusu olan Hrant Dink’in öldürülmesinin 11. Yıldönümü. Öncelikle onu anarak, ben de bir insan hakları savunucusu olarak bu ülkede daha fazla ölüm görmek istemediğimi bildirmek istiyorum. Burada bulunmaktn hicap duyuyorm. Burada 30 insan o gün gözaltına alınırken uğradıkları saldırıdn bahsediyr iken, artık ne yazık ki işkenceyi bile normalleştirmişz gibi geliyor. Çünkü bu ülkede hukuk namına ne varsa rafa kaldırılmş durumda burada savunma değil beyan veriyorum".

Duruşma sürüyor. Gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz...