Yazdır

"KHK'lar Gidecek Biz Kalacağız" diyen Nuriye ve Semih İçin Dayanışma Açlık Grevinin 310. Gününde Kadıköy Süreyya Operası önünde bugün yapılan basın açıklamasında  "310 gün zulümdür. Nuriye ve Semih'in yaşamından siz sorumlusunuz, artık yeter; cinayet işliyorsunuz, derhal devlet olma sorumluluğunuzu yerine getirin" denildi.

İSTANBUL - KHK ile ihraç edilen kamu emekçileri Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın açlık grevinin 310. ve Ankara Yüksel Caddesi'nde süren "İşimizi Geri İstiyoruz" eyleminin 430. gününde Nuriye ve Semih İçin Dayanışma yine Kadıköy Süreyya Operası önünde eylemdeydi.

"Açlık Grevi 310. Gününde İşimizi Geri İstiyoruz" yazılı pankart ve dövizlerin taşındığı eylemde bu haftaki basın açıklamasını Ezgi Ertürk okudu.

Nuriye ve Semih'in OHAL rejimine ve KHK uygulamalarına karşı Yüksel Caddesi'nde başlattığı "İşimizi Geri İstiyoruz" eyleminin 430. açlık grevinin 310. günü olduğunu, onlara destek amacıyla açlıj grevine başlayan öğretmen Esra Özakça açlık grevinin 235. Mehmet Güvel 196 Feridun Osmanağaoğlu ise 154. gününde olduğunu anımsattı.

Siyasi iktidarın direnişi kriminalize etme ve itibarsızlaştırma çabalarına rağmen Nuriye ve Semih'in direnişi tüm toplumun vicdanında yer bulduğunu belirten Ertürk, Nuriye ve Semih'in talepleri için mücadele eden 200'e yakın emek  dostunun da 12 Eylül 'de yapılan operasyon ve bu operasyonun devamı olarak 6 farklı operasyon ile Nuriye ve Semih' in 21 avukatı tutuklandığını ve avukatların 114 gündür tutuklu olduklarını söyledi.

AİHM'in işaret etmesiyle  2 Ocak'taki Bakanlar Kurulu'nda  karar verilerek 23 Ocak tarihli 685 Sayılı KHK ile 7 üyeli OLAĞANÜSTÜ HAL İŞLEMLERİ İNCELEME KOMİSYONU kurulduğunu fakat 15 gün içinde dosyalar hakkında karar çıkaracak olan komisyonun henüz hiçbir sonuç ortaya koymadığına dikkat çeken Ertürk, "İnceleme Komisyonu Nuriye ve Semih dosyasını öncelikli ele alacağı beyanına uygun bir açıklama henüz yapmadı" dedi.

Nuriye ve Semih İçin Dayanışma olarak açlık grevinin 310 gününe gelmiş iki eğitiminin kazanılmış çalışma hakkı, uluslararası insan hakları beyannamesinde tanımlanmış direnme hakkı ve anayasal bir hak olarak yaşama hakkına yönelik siyasi iktidarın tecrit politikasının derhal son bulmasını istediklerini ve bunun için mücadele ettiklerini belirten Ertürk, şöyle devam etti:

"Nuriye ve Semih'in başvuru sonucunu neden açıklamıyorsunuz? Bu sessizliğin amacı Nuriye ve Semih'i öldürmek mi? Eğer amacınız bizleri açlığa alıştırmak ve Nuriye Semih'i öldürtmek ise cevap veriyoruz; Ne açlığa alışacağız ne de Nuriye ve Semih'i size öldürteceğiz... Bizler sadece ve sadece komisyonun işini yapmasını istiyoruz,  ne kimseden birşey bahşetmesini istiyor ne  de işi olandan fazlasını istiyoruz. Komisyon işini yapmalı ve karar derhal açıklanmalıdır. Açlık grevinde iki eğitimcinin ve yüzbinlerce emekçinin hayatını gasp etmek suçtur. Siyasi iktidar ve Ohal İşlemleri İnceleme komisyonu suç işliyor. İki eğitimcinin göz göre göre sakatlanma ve ölüm riskini seyrediyor. Nuriye ve Semih'in sağlıklarında görülebilecek herhangi bir olumsuzluktan siyasi iktidar sorumludur. Siyasi iktidarı ve tüm yetkilileri son bir kez uyarıyoruz; Derhal Nuriye ve Semih'in işe iade kararını açıklayın, bu ülkenin emekçilerinin çalışma ve yaşam hakları siyasal çekişmelerinizin malzemesi olamaz. Nuriye ve Semih'in yaşamından siz sorumlusunuz, artık yeter; cinayet işliyorsunuz, derhal devlet olma sorumluluğunuzu yerine getirin!"

Basın açıklamasının ardından KHK ile ihraç edilen araştırma görevlisi Serdar Başçetin söz aldı.

Nuriye ve Semih'in açlık grevinin 70. gününde Kadıköy Kalkedon Meydanı'nda dönüşümlü açlık grevi nöbetine başladıklarını ve işkenceyle gözaltına alındıklarını anımsatan Başçetin, şu anda Nuriye ve Semih'in açlık grevinin 310. gününde olduklarını, yaşamlarının risk altında olduğunu ve halen devletin duymazdan geldiğini söyledi.

Diğer yandan Bylock soruşturmasından alınan bir grubun serbest bırakıldığını, yani istenince bir soruşturmanın hemen sonuçlanabildiğini belirtti.

Devletin Nuriye ve Semih'in yaşamından sorumlu olduğunu ve derhal görevlerine iade edilmesini isteyen Başçetin "Nuriye ve Semih için mücadelemizi sürdüreceğiz. Nuriye ve Semih yaşayacak" diyerek sözlerini tamamladı.

Basın açıklaması 19 Ocak'ta Nuriye ve Semih İçin Dayanışma eylemlerinden gözaltına alınanların Anadolu Adalet Sarayı'nda duruşmasının olduğu  ve güçlü bir katılım çağrısıyla ve sloganlarla sona erdi.