Yazdır

Gezi Ayaklanması sırasına polisin attığı gaz fişeği ile yaralanan ve 269 gün komada kaldıktan sonra yaşamını yitiren Berkin Elvan'ın katledilmesine ilişkin açılan davanın 3. duruşması görülüyor. İstanbul 17'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde başladı. Sanık polis Fatih Dalgalı, tutuksuz olarak katıldı.

İSTANBUL - Gezi Ayaklanması sırasına polisin attığı gaz fişeği ile yaralanan ve 269 gün komada kaldıktan sonrayaşamını yitiren Berkin Elvan'ın katledilmesine ilişkin açılan davanın 3. duruşması görülüyor. Çağlayan'da bulunan İstanbul Adliyesi duruşma nedeniyle polis ablukasına alındı. Çağlayan'da Adliyeye ait alanda iki ayrı noktada arama yapılırken girişlerde ayakkabılar çıkarılarak arama yapıldı. Salona giriş öncesi kişilerin elinde bulunan şu şişeleri dahi alındı. Duruşmaya katılmak isteyenler 4 ayrı aramadan geçti. Berkin Elvan'ın babası Sami Elvan da oğlunun duruşmasına girmek için 3 kez aramadan geçti. Salona girerken sivil polisler ve güvenlik tarafından baba Elvan'a "ince arama" yapılmak istendi. Davaya katılanların da tepkileri üzerine ince arama yapılmadı. 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya Ali İsmail Korkmaz'ın annesi Emel Korkmaz, Ethem Sarısülük'ün annesi Sayfi Sarısülük, Ahmet Atakan'ın annesi Emsal Atakan, Cumartesi Anneleri katıldı. Duruşmayı Taksim Dayanışması Sözcüsü Mücella Yapıcı, Gezi gazileri, milletvekilleri ve çok sayıda kişi izledi. Mahkeme başkanı kimlik tespitinin ardından duruşmaya ara verdi. Aranın ardından Mahkeme Başkanı Canel Rüzgar önceki duruşmada istenilen belgelerin okunması ile duruşmaya başladı. TÜBİTAK'ın iyileştirilmiş TOMA görüntülerinin dosyaya gönderildiğini söyledi. Dosya içinde toplanması gereken ne kadar delil varsa toplamak istediklerini söyleyen Rüzgar, bir sonraki duruşmada tüm tanıkları salonda dinleyeceklerini söyledi.

 

TÜBİTAK'tan "Utanç Verici" Rapor

Avukat Can Atalay, TÜBİTAK raporunun utanç verici olduğunu belirtti. 35 ve 36. sayfalar iyileştirilmişken istenen sayfaların daha da kötüleştirildiğini söyledi. Sanığın huzur da dinlenmesi gerektiğini kaydeden Atalay, güvenliğinin alınıp Fatih Dalgalı'nın getirilmesini istedi. Mutaaladan önce en yakın tarihe duruşma verilmesini, 9. Birliğin tümünün dinlenmesi için sanığın getirilmesi talebinde bulundu. Van'ın ısrarla görüntüleri yollamadığını belirten Atalay, TÜBİTAK'in iyileştirme istenilen 10 ila 32. sayfada iyileştirilme yapılmadığını ancak 33. sayfadan itibaren iyileştirme yapılmadığını kaydetti. Bununla ilgili TUBİTAK'la yazışma istedi. Atalay, TRT'nin mahkemeye gönderdiği "yeterli teknik imkanların ve uzmanlarının olmadığı ve inceleme yapamayacaklarına ilişkin cevabın ise mahkemeye hakaret niteliğinde olduğunu belirterek buna ilişkin de suç duyurusunda bulunulmasını istedi.

 

Davanın En Önemli Avukatları Tutuklu

Avukat Çiğdem Akbukut ise Elvan ailesinin avukatlarının hukuksuzca gözaltına alınmasını ve tutuklanmasını kınadı. Avukatların dosyanın en önemli isimlerinden olduğunu kaydededen Akbulut, bilinçli olarak 3 yıl sürüncemede bırakılan dosya için avukatların açlık grevi dahi yaptığını aktardı. Akbulut, "Bu avukatlar da işte bu yüzden, Berkin'in katilini yargıladığımız bu dava için tutuklandı" dedi. Gelen raporların dosyaya geç girdiğini, raporun 3 Ekim tarihli olduğunu belirten Akbulut, "Neden daha önce UYAP'a yüklenmedi ve inceleyemedik? TRT her zamanki gibi saygısız bir cevap verdi, tensip ile mahkemenin karşı iyi niyetiniz sonraki ara kararlar sonucu olumsuz bir hal aldı" diye konuştu.

 

"Düşman Ceza Hukuku Safında Olmanızı İstemiyoruz"

Avukat Akbulut 2. duruşmada meslektaşı Oya Aslan'ın polis tarafından katledilen Uğur Kurt ve Dilek Doğan davalarından bahsettiğini anımsattı. Iki celse arasında polisin katlettiği aralarında çocukların da olduğu sivilleri hatırlatan Akbulut, tutuklanan ÇHD Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı'nın sözleriyle devam etti ve mahkemeye şöyle seslendi: "Düşman ceza hukuku safında olmanızı istemiyoruz. Adil bir yargılama yapılmasını istiyoruz." Yapılan savunmaların ardından duruşmaya ara verildi.

Verilen aranın ardından mahkeme heyeti verdiği ara kararında, olay yerindeki polislerden Kadir Eyüp Hambaloğlu, Zet silahı kullanan polisler, Berkin Elvan'ın olay yerinde yanında olan kişiler ile Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yanında olan sağlık görevlilerinin tanık olarak dinlenmelerine karar verdi. Hakkında bir önceki celse çıkarılan zorla getirme kararına rağmen duruşmaya gelmeyen polis Celal Büyük hakkında yeniden zorla getirme kararı düzenlenmesine hükmeden heyet, sanık polisin duruşmalardan bağışık tutulması talebini de reddetti. Sanık polisin bir sonraki duruşmaya da SEGBİS aracılığıyla duruşmaya katılmasına karar veren heyet, Elvan Ailesi avukatlarının sanığın tutuklanmasına ilişkin taleplerini yine reddetti.

TOMA görüntüleri ile ilgili iyileştirme talep edilen TRT’nin bilirkişi yetersizliği cevabına ilişkin suç duyurusunda bulunulması talebini de reddeden heyet, duruşmayı 13 Aralık’a erteledi.

Kararın ardından Elvan Ailesi ve avukatları adliye önünde bir açıklama yaptı. Baba Sami Elvan, “Bu çocuklar boşuna bedenlerini vermediler, bu çocuklar hepinizin çocukları, bu çocuklara sahip çıkmanızı istiyoruz. Eğer ki toplum bu çocuklara sahip çıkarsa bu çocukların katilleri yargılanacak ve cezalandırılacak ve örnek teşkil edecek bir kararla bir daha böyle bir olayla karşılaşmayacağımızı düşünüyorum" dedi.

Avukat Can Atalay, "Buradayız. Ne olursa olsun avukat tutuklamalarına rağmen buradayız. 'Neden bu Berkin Elvan dosyasını takip ediyorsun' denilerek tutuklanan avukat arkadaşlara bunu sormalarına rağmen biz burada olmaya devam edeceğiz. Bir aradayız” diyerek 13 Aralık'ta ve sonrasında da adliyede olacaklarını söyledi. 

Taksim Dayanışması üyesi Mücella Yapıcı da, "En demokratik hak mücadelesi, toplumsal mücadelesi Gezi dayanışması asla terörize edilemeyecektir. Gezi'nin çocukları asla terörize edilemez. En nihayetinde toplum Gezi'ye sahip çıkarak özgürlüğünü sağlayabilir. Çok ciddi bir Gezi'yi terörize etme faaliyetleri ile karşı karşıyayız. Biz buradayız, her yerdeyiz, bir aradayız. Bugün buraya pankartımızı bile sokmadılar. Burada Berkin'in resminden ürkenler bilsinler ki Gezi ölmedi, yaşıyor" dedi.

Açıklama, yapılan konuşmaların ardından sona erdi.