< "Spartaküsden Bu Yana Süren Mücadeleyi Kazanacağız"

 Nuriye ve Semih İçin Dayanışma açlık grevinin 247. gününde yine Kadıköy Süreyya Operası önünde Nuriye ve Semih'in taleplerini haykırdı. 17 Kasım'da yapılacak 4. duruşma için hem Ankara'da hem İstanbul'da Nuriye ve Semih için bir arada olunacağı belirtildi.

İSTANBUL - Açlık grevinin 247. gününde Nuriye ve Semih İçin Dayanışma, Kadıköy Süreyya Operası önünde bir kez daha iki kamu emekçisinin taleplerini haykırdı.  "Açlık Grevi 247. Gününde - İşimizi geri5 İstiyoruz" yazılı pankart ile Nuriye ve Semih'in fotoğrafları ile taleplerinin yazılı olduğu dövizler taşındı.

 

"Nuriye ve Semih’in Talepleri Derhal Kabul Edilsin" 

Eylemde ilk olarak Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) İstanbul Sözcüsü Ümit Efe söz alarak, Yüksel Caddesi'nde 9 Kasım'da başlayan "İşimi Geri İstiyorum" eyleminin bir yılı doldurduğunu hatırlattı. Eylemin yıldönümünde Ankara'da yapılan eylemde İHD Genel Başkanı Öztürk Türdoğan'ın da aralarında olduğu çok sayıda kişinin polis saldırısıyla gözaltına alındığını belirten Efe, Yüksel'deki saldırının  "İnsan hak ve özgürlüklerin ve demokrasinin gidişatına dair son derece önemli bir gösterge olduğunu söyledi. Yüksel Caddesi'nde süren eylemlere şiddetli polis saldırısını devam ettiğine ve İnsan Hakları Anıtının bariyerlerle çevrili olduğuna da dikkat çekti. Efe,  247 gündür açlık grevine devam eden iki eğitim emekçisinin tek bir talebinin işlerine dönmek olduğunu vurgulayarak taleblerinim derhal karşılanmasını ve Nuriye'nin de derhal serbest bırakılmasını istedi.

 

"Onlarınki Spartaküslerden Bu Yana Süren Özgürlük Mücadeledir"

Yazar Temel Demirer ise Yüksel'de başlayan ve sürmekte olan mücadelenin  bir yılla sınırlandırılamayacağını, insanların binlerce yıldır iş, aş, ekmek ve özgürlük için mücadele ettiklerini Nuriye ve Semih'in mücadelesinin de binlerce yıldır zalimlere karşı verilen mücadelenin bir parçası olduğunu ifade etti. Temirer, Nuriye ve Semih’in, Yüksel Caddesi'nde eylemi sürdürenlerin insanlığın kazanma umudunu da yükselttiğini belirterek.  "Nuriye ve Semih insan olmaktan kaynaklanan haklarını talep ediyorlar. Onlara bu insani taleplerle başlattıkları bu mücadelede diz çöktüremediniz, düz çöktüremeyeceksiniz. Bizlere de diz çöktüremediniz. Onlar Spartaküslerden bu yana süren mücadeleyi ve kazanma umudunu ifade ediyorlar. Umudumuzu yitirmedik ve kazanacağız" dedi.

 

"150 Yıl Önce Kazanılan Haklar Bir Gecede Yok Edildi"

Nuriye ve Semih İçin Dayanışma adına basın metnini Murat Yıldırım okudu. "İşimizi Geri İstiyoruz" eyleminin 367.Açlık Grevinin 247. günü olduğunu belirterek sözlerine başlayan Yıldırım, KHK’ler ile uzun zamandır ortadan kaldırmak istediği kamu emekçilerinin iş güvencesinin bir gecede elinden aldığını, böylece 150 yıl önce mücadele edilerek kazanılmış olan bu hakların bir gecede yok ediliğini, 150 bine yakın kamu emekçisinin internette yayınlanan bir listeyle işlerinden edildiğini söyledi. Akademisyen Nuriye Gülmen'in KHK’lerin bir gecede yılların emeğini ve bilimsel alanı yok saymasına teslim olmayarak 9 Kasım’da “İşimi Geri İstiyorum” talebi ile Ankara Yüksel Caddesi’nde başlattığı eylemin dün itibariyle 1.yılını doldurduğunu vurgulayan Yıldırım, Nuriye Gülmen’in başlattığı bu onurlu eylemin Semih Özakça, Acun Karadağ, Veli Saçılık'ın da katılarak karanlığa karşı bir mum yakmak isteyenlerin sayısını çoğalttığını ve Malatya, Aydın, Düzce, İstanbul, Bodrum ve Didim’deki eylemlerin  başladığını söyledi. "Halkların Ortak Mirasını Hatırlattılar" "Bu direniş, yüz binlerce insanı mağdur eden KHK’lere karşı teslimiyeti değil direnişi seçmenin gerekliliğini kavratırken halkta da bir umut yarattı. Nuriye’nin başlattığı direniş her direnişte olduğu gibi yeni şeyler öğretti bize" diyen Yıldırım, Esra Özakça, Sultan Özakça, Mehmet Güvel, Feridun Osmanağaoğlu gibi destek açlık grevi yapanlara da değinerek "Mücadeleyi zaferle sonuçlandırmak için koşturmaya devam ediyorlar. Dünyanın tüm ezilen ve buna karşı direnişe geçen halklarının ortak mirasını 21.yy da bir kez daha hatırlattılar bizlere" dedi.

 

"Tutuklanan Avukatlar Halkların Avukatıdır"

Nuriye ve Semih’e boyun eğdiremeyen siyasi iktidarın onları savunmak isteyen avukatlara da saldırdığını ve tutukladığını, zindanlarda işkencelere uğradıklarını da hatırlatan Yıldırım, ayakta sayım dayatılmasını kabul etmedikleri için 9 yıl aile görüş yasağı, dilekçe haklarının kağıt kalem hakkının gaspı, su içmek gibi temel ihtiyaçlarının bile gasp edilmesi gibi cezalar yağdırılak, yıldırılmaya çalışıldığını ve Nuriye ile Semih'i savunanlardan öc alma politikasının uygulandığını belirtti. Yıldırım sözlerini şöyle sürdürdü. "Avukatlar üzerinden verilmek istenen mesaj açıktır. Avukatlara yapılan bu saldırı yetmemiş olacak ki 17 Kasım ‘da görülecek mahkeme yaklaşırken 8 Kasım’da ÇHD Genel Başkanı avukat Selçuk Kozağaçlı gözaltına alındı. KHK ile kapatılmış bir derneğin genel başkanı olan Selçuk Kozağaçlı yıllardır ezenlerin değil ezilenlerin avukatlığını yapan onurlu bir avukattır. 12 Eylül’de gözaltına alınıp tutuklanan arkadaşlarıyla aynı dosyadan kaynaklı gözaltına alınan Selçuk Kozağaçlı Soma’nın, Ermenek’in, Berkin Elvan’ın, Dilek Doğan’ın ve elbette Nuriye ile Semih’in avukatıdır. 4 günlük gözaltı süresinin uzaması halinde açlık grevinde olan Selçuk Kozağaçlı suyu ve şekeri keseceğini ifade etmiştir. Halkın avukatını serbest bırakın! Yineliyoruz; avukatlarımıza yapılan saldırıyı direnişe ve mücadelemize yapılmış sistematik bir saldırı olarak görüyor ve vazgeçmeyeceğimizi, teslim olmayacağımızı bir kez daha ilan ediyoruz" dedi.

 

"Komplolarınızı Yine Boşa Çıkaracağz"

Mahkemeye tanık olarak getirilen  Berk Ercan'a da değinen Yıldırım "Tarih, Berk Ercan gibi iftiracıları ilk kez görmemiştir. Son dönemde KHK listesi gibi elinde Berk Ercan gibilerin imzaladığı listelerle dolaşan polis , direnişi terörize etmeye çalışmaktadır. Bilinmeli ki bundan önceki komplolarınızı nasıl boşa çıkardıysak bu komploları da boşa çıkaracağız. Nuriye ve Semih’in tertemiz direnişine ve onları yürekten destekleyenlere, direnenlere, onları savunanlara, bu kavganın türkülerini yapanlara leke süremeyeceksiniz ,başaramayacaksınız. Halklaşan bu direniş ezilenlerin tarihinde tertemiz bir sayfa açarken sizin tarihinize yenilginiz olarak geçecek" dedi.

 

"Devrimcileri, Emekçileri KHK’lerle Terbiye Edemezsiniz""

9 Kasım'da İnsan Hakları Anıtı önüne eline bir döviz alarak çıkan Nuriye, direnişin korku imparatorluğu kurmaya çalışanların karşısında bu kadar etkili olacağını düşünememişti belki ama onun dediği gibi inceldikçe bilinçlerini keskinleştirdiniz. Tek talebi işine iade edilmek olan iki eğitimcinin karşısında ezilen AKP iktidarıdır" diyen Yıldırım, KHK'leri kendinden olmayanları kendinden olmayanları, yüzbinlerce emekçiye, devrimcileri terbiye etmeye çalıştığını fakat başaramadığı belirterek, iktidarın bu saldırı politikasından bir an önce vazgeçin geçerek Nuriye ve Semih'in taleplerinin kabul edilmesini ve Nuriye Gülmen'in serbest bırakılmasını istedi.

 

"Bir Gecede Aldığınız İşimizi Bir Gecede Geri Verin"

Dava sürecindeki hukuksuzluklara da dikkat çeken Yıldırım, "OHAL komisyonunu Nuriye ve Semih ile ilgili bilgi vermeye acil olarak çağırıyoruz. Aksi halde dünyanın gözü önünde bir cinayetin faili olarak tarihe geçeceksiniz. Bizler Nuriye ve Semih işlerine iade edilene kadar OHAL Komisyonu'nun görevini yapması ve dosyalarını öncelikli ve ivedi olarak incelemeleri için bulunduğumuz her yerden ses çıkarmaya devam edeceğiz. Sizden bize bir şey bahşetmenizi istemiyoruz ; bir gecede haksız ve hukuksuzca elimizden aldığınız işimizi, ekmeğimizi, bir gecede bize geri verin diyoruz" dedi. Eylem Nuriye ve Semih’in 17 Kasım'da 4. duruşmasının görüleceği belirtilerek ve "Ankara'da duruşmada ve İstanbul'da eylemde Nuriye ve Semih için br arada olacağız" denilerek sloganlarla bitirildi.