Her yıl gerçekleştirilen 12.Geleneksel Sarıgazi Halk Festivali, bu sene de yasaklandı.

Sarıgazi halkı bu yıl panel ve konserden oluşan bir günlük etkinlik programı hazırlamıştı. Valilik, festival alanında yapılmak istenen konsere de yasak getirdi.

Tokat Kızıldere Derneği'nde yapılan panelde Sibel Özbudun "Gerici Eğitim Müfredatına Karşı Mücadeleyi Büyütüyoruz" konusu üzerine konuştu.

Türkiye'deki eğitim sisteminin tarihsel şekillenişine değinen Sibel Özbudun, eğitim sisteminin günümüzdeki durumunu ele aldı.

Türkiye'deki eğitim sisteminin şekillendirilmesinde İslamileşme ve piyasalaşmanın hakim olduğu bir politikanın izlendiğini ifade eden Özbudun, ilk ve orta eğitimdeki müfredat, sınav sistemi ve eğitimdeki hedeflerin bu iki esasa göre belirlendiğine ilişkin örnekler verdi.

TEOG sınavının kaldırılmasıyla gündeme gelen eğitimde fırsat eşitliği, sınav sistemi vb. sorununa değinen Özbudun, hiçbir zaman tam olarak eğitimde fırsat eşitliğinin var olmadığını fakat iktidarın uygulamalarının sınav sistemi ve müfredatı kendi politikalarını hayata geçirmek için kullandığını belirtti.

Eğitimde ilk öğretimde 4+4+4 uygulamasının da imam hatipleştirmenin başlangıcı durumuna getirildiğinde değinen Özbudun, iktidarın "dindar nesil" projesinin çöktüğünü ve ilköğretimden ortaöğretime, oradan üniversitelere uzanan bir cehalet toplumu oluşturulmaya başlandığını ifade ederek örnekler verdi.

Üniversitelerde de iktidarın toplumu cehalet ve karanlığa gömen uygulamaları hayata geçirdiğini OHAL KHK'lerinin de iktidarın dini gericiliği ve piyasalaşmayı esas alan politikaları uygulamak için kullandığını belirtti.

Sermayenin ihtiyacı olan biat eden nesiller ve ucuz işgücü politikalarının bir yansıması olduğunu belirten Özbudun, üniversitelerin toplumların bilimsel, siyasi ve toplumsal gelişiminde önemli rol oynayan kişilerin yetiştirildiği kurumlar olduğunu ve toplumu yönlendiren kanaat önderlerinin de yetiştiği kurumlar olduğunu vurgulayan Özbudun, bu nedenle de iktidarın hızla üniversitelerde dinci gerici uygulamaları hayata geçirmeye çalıştığını ifade etti.

Üniversitelerde göreve getirilen pek çok kişinin dinci gerici eğitimi savunan yöneticiler olduğuna dikkat çekti.

Üniversitelerdeki akademisyen ve bilim insanlarının hızla tasfiye edilerek dinci gerici kadroların yerleştirildiğine ilişkin örnekleri aktaran Özbudun, bunun nedeninin ise dünya konjonktüründe Türkiye burjuvazisinin kendisine üretimde ara eleman yetiştiren ucuz işgücü toplumu olarak bir yer bulabilmesi olduğunu, dinci gerici politikalarında hızla uygulamaya konularak "halinden memnun bir cehalet toplumu" yaratılmaya çalışıldığını ifade etti.

Panelde imam hatip okullarının sayısının her geçen gün artmasına, okullarda yaşanan gerici politikalara örnekler verildi, sosyalistlerin laiklik konusundaki tutumuna da değinildi. Sosyalistlerin laiklik ve eğitime ilişkin tartışmalarını burjuvazinin kavramları üzerinden değil, üretim ilişkileri ve emek üzerinden yapmaları gerektiği vurgulandı.

Eğitimin dinden bağımsız ve bilimsel olması gerektiği, dinin devlet ve hiçbir kamusal alanla ilişkilendirilmemesi gerektiği ifade edilerek, sosyalistlerin bu tür tartışmalarda özellikle bu yönü önemsemeyerek bu konuda daha dikkatli olmaları gerektiği ifade edildi, sosyalistlerin rehberinin Marksizm olması gerektiği vurgulandı.

İktidarın yerleştirmeye çalıştığı dinci gericiliğin, yozlaşmanın ancak toplumsal bir devrimle nihai olarak son bulacağı belirtildi.

Ardından Temel Demirer söz aldı. Demirer, dinsel gericilik karşısında işçi sınıfı ve emekçilerin emek mücadelesini büyütmeleri ve bunu esas alarak örgütlenme faaliyetilerini ve mücadeleyi yürütmeleri gerektiğini vurguladı.

Festival kapsamında saat 18.00’de festival alanında gerçekleştirilecek konser yasaklandı. Bu yasaklara karşı Sarıgazi halkı Demokrasi Caddesi’nde buluşarak bir açıklama yaparak OHAL yasaklarını protesto etti.

Basın açıklaması sırasında polis kitleyi iki yandan ablukaya almayı ihmal etmedi.

Basın metninin okunmasının ardından “OHAL bahanesiyle festivali yasaklayanlar bilsinler ki; bizler de direnmeye devam edeceğiz. Tıpkı Nuriye ve Semih gibi!” denildi.

Açıklama “Baskılar bizi yıldıramaz!” sloganıyla bitirildi.