< İstanbul Afetler Diyarı...

Kuzey Ormanları Savunması Saraçhane'deki İBB Binası önünde yağışlarda önlem almayan İstanbul Büyükşehir Belediyesini protesto etti.

İSTANBUL - Kuzey Ormanları Savunması, ard arda gelen şiddetli yağışlarda hiçbir önlem almayan İstanbul Büyükşehir Belediyesi yönetimini Saraçhane'deki İBB binası önünde protesto etti.
"Asıl Afet Sizsiniz İstifa Edin" yazılı pankart açılan eylemde "Ormanlara Kıyanlar İstanbul'u Suya Boğanlar", "Kuzey Ormanları Yoksa İstanbul'da Yok", "Kıyıları Betonla Dolduranlar İstanbul'u Suya Boğanlar", "Asıl Afet Sizsiniz İstifa Edin" yazılı dövizler taşındı.
Kuzey Ormanları Savunması adına  asın açıklamasını Ersin Kiriş ve Deniz Yazlı okudu.
Türkiye kentleri son 15 yıldır girişimci yöneticiliğin şahikasını yaşamakta. Altyapıları sağlam, afetlere karşı emniyetli, halkın gereksinim ve talepleri doğrultusunda hizmetler içeren insan odaklı kentleşmenin yerine, tepeden inme kararlarla emlak ve inşaat şirketlerinin arzu ve talepleri doğrultusunda şekillenmiş, rant odaklı bir kentleşmeyle karşı karşıyayız. Ve böyle bir kentleşmenin cezalarını da hep birlikte çekmekteyiz, çekeceğiz" denilerek başlanan açıklamada küresel iklim değişikliği çağında, dünya üzerindeki sorumlu yönetimlerin, vatandaşlarının can ve mal güvenliğini ve etkilenecek tüm canlıları düşünerek gidişata karşı gereken önlemleri yıllar önceden almaya başladıkları bir dönemde, Türkiye'deki merkezi ve yerel yönetimlerin, tedbir almak bir yana, küresel iklim değişikliği etkilerini katlayacak uygulamaları ardı ardına yaptığı belirtildi.


"Kömürlü termik santraller yaygınlaştırılıyor. Fosil yakıt kullanımı sonucu ortaya çıkan sera gazı salınımları şiddetli yağmurları tetikliyor, böylece halkın can ve mal güvenliğini tehlikeye atacak sellere dönüşmesine davetiye çıkartılıyor. İklim değişikliğinin etkilerini giderek daha çok hissedeceğimiz bir çağda, aymaz iktidara hatırlatmak isteriz: Bu daha başlangıç!" diyen Kuzey Ormanları Savunucuları, 20 milyona yakın insanın yaşadığı İstanbul, son iki hafta içinde iki büyük fırtına ve peşinden gelen sel felaketleriyle sarsıldığını ve sel felaketierinde bir şehrin temel hayati hizmetleri ve donanımları olan ulaşım, güvenlik, uyarı, kriz yönetimi, hasar giderme gibi yerel yönetim fonksiyonlarının tamamen çöktüğüne tüm ülke ve tüm dünya birlikte şahitlik ettiğini vurguladı.
Başta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş olmak üzere sorumluların, alay edercesine, halka "tedbir almaları" gerektiğini söylemeleri dışında, bu kentin sorumlu yöneticileri olarak kendilerinin ne gibi tedbirler aldığına, nasıl bir afet yönetimi izleyeceklerine ya da ilgili müdahale birimlerine, olası afet noktaların adair iki kelam etmedikleri gibi her iki afetin ertesinde de ne tatmin edici bir açıklama ne de bir özeleştiri yapmadıkları hatırlatılarak  "Mega kent sahipsiz bırakılmış, vatandaşlar kendi çabalarıyla ve diğer vatandaşların yardımıyla sel sularından kurtulmuşlardır. Ve bilinmelidir ki bu felaketlerde can kaybı olmaması bir mucizedir. Öte yandan, kentsel dönüşüm projeleriyle nüfusunu arttırdıkları kentin altyapısını yenilemek yerine ıişlevsiz projelere vatandaşın cebinden milyarlarca dolar harcayan idareler, vatandaşları lağım suları içinde yüzdürmüş, vatandaşın sağlığını tehlikeye atmıştır" denildi.

"Rant Projeleriyle Oy Devşirenler Felaketler Yaşanırken Ortada Yoktu"
Kuzey Ormanları Savunucuları son afetlerde yaşananları ise söyle  aktardı.
"Haydarpaşa Limanı'nda 5 vinç devrildi, bir patlama gerçekleşti. Kentin her köşesinden boyunlarını uzatan bu vinçler, arsız ahlaksız arazi rantının baş göstergeleri, kentin her köşesi için birer tehdittir. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın afet sığınma noktası olarak tanımladığı, şaşaayla açılan Avrasya Tüneli iki felaketten sonra da erışim yolları sular altında kaldığı için kapatıldı. Seçim malzemesi haline getirilen Marmaray'ın istasyonlarını ve metro hatlarını sular bastı. Sosyal medya, şelaleleşmiş görüntülerle sallandı. Ancak yetkili ağızlardan hiç ses çıkmadı! Teknik olarak uygun olmayan, drenajı eksik/hatalı yapılan tüm kent içi karayolu dalış tünelleri göle döndü; kapana kıstırılmış bir durumda sel suları içinde kalan vatandaşlar kendi çareleriyle buralardan çıktılar. Seçim meydanlarından tünel sayıları üzerinden oy devşirenler ise ortada yoktu, gıkları çıkmadı.

"Betonlanan Dereler Kendilerinden Gasp Edileni Geri Aldılar"
Taksim, Yenikapı gibi betonlaştırılan meydanlar, her yağmurda olduğu üzere Üsküdar ve ayrıca Kabataş gibi tahrip edilen kıyı alanları sular altında kaldı, etkileşim bölgesini de sular altında bıraktı. Başta Bayrampaşa, kentin betonlanan tüm dereleri kendilerinden gasp edileni geri aldılar. Deniz ulaşımında çeşitli kazalar gerçekleşti, vatandaşlar can yelekleriyle çoluk çocuk korku içinde beklediler; şehir genelinde ulaşım seferleri iptal edildi. Kısaca kentin yönetimi ortada yoktu; kaos, panik, korku yönetimi kente el koydu"

"İstanbul, Bilim Düşmanı Sermaye Dostu Belediyecilik Yüzünden Afetler Diyarı"
Son 15 günde tarihindeki en büyük felaketlerden ikisini yasayan kadim şehir İstanbul'un insanı, ağacı, kedisi, martısıyla ekolojik ve kentsel kabusa teslim edildiğini belirten yaşam savunucuları emlak rantı odaklı imar planların, plan tadilatların, yeşil kamusal alanların rezidanslara AVM’lere çevrilmesinin, kent içinde toprak zeminlerin çeşitli projelerle betonlaştırılmasının, yere düşen her damla yağmurun caddelere taşınmasına neden olduğunu aktararak 'Dünyanın incisi İstanbul’un; rant hırsının güdülediği altyapıyı umursamayan planlama, kemirilen Kuzey Ormanları, yeşil alanların ve toprağın yerine konan beton ucubeler ve bilim düşmanı, sermaye dostu belediyecilik yüzünden afetler diyarı olduğunu söyledi.

"İstanbul'un Hayatı Tehlikede!"
İnsan ürünü iklim değişikliğinin gezegendeki yaşamı tehdit ettiğini vurgulanan açıklamada "İBB bu gidişe, yarattığı tahribatla katkı sundu, asli sorumlulardan biri olarak şehri yıkıma sürükledi. Kentin sakinleri olarak, yaşayarak öğrendik ve şunun ayırdına vardık ki küresel iklim değişikliği çağında bu daha başlangıç! Eğer durdurmazsak mega şantiyeye çevirdikleri, acil durumlarda toplanacak alan bırakmadıkları istanbul’u her yağmurda, depremde gelecekte çok daha büyük felaketler bekliyor olacak" denildi.
Bakanlıklar ve Büyükşehir Belediyesi yönetimine seslenen Kuzey Ormanları Savunması "Derhal istifa edin! Sorumlular bellidir. Asıl afet, sağlıklı altyapıyı kurmayan lstanbul Büyükşehir Belediyesi, hazırladığı üst ölçekli planlar, yandaşlara dağıttığı arazilerle imar rantını elinde tutan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, akıl ve bilim dışı ulaşım projeleriyle yeni afet alanları yaratan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Kuzey Ormanları'nda mega yıkım projeleriyle milyonlarca ağacın kesilmesini seyreden Orman ve Su İşleri Bakanlığı'dır.
İstanbul halkı olarak bize, kentimize, yaşam alanlarımıza yaşattığınız zulme sessiz kalmayacağız. Asıl afet sizsiniz, derhal istifa edin" dedi.
Eyleme İstanbul'daki pek çok yerel çevre örgütünden temsilciler de katıldı. Eylem "Asıl Afet Sizsiniz İstifa Edin", Topbaş Elini  İstanbul'dan Çek", "Yağmur Yağıyor Seller Akıyor Belediye Yönetimi Camdan Bakıyor" sloganları atılarak bitirildi.