Yazdır

 

Elif Vural Yaş... 23 yıldır TC’nin zindanlarında tutsak olan bir komünist... Tutsaklık yıllarının çoğunu yanında herhangi bir yoldaşı olmadan tek başına geçiren bir kadın. Ama, o, tıpkı şairin dediği gibi, “Zindanda yatarken bile asla yalnız kalmamayı” bilen komünistlerdendir. İdeallerine bağlılığını, devrimci coşkunluğunu, devrimci sevincini hiç kaybetmeden çoğalmasını bilenlerdendir.

Ömrünü adadığı davanın sürdürücüsü Partinin kuruluş kutlamasını, Denizlerden bugüne devrim ve komünizm mücadelesinde bayraklaşan savaşçıların anmalarını inatla gerçekleştiren bir kadın. “Bu yıl yapmasam ne olacak ki” demeden her yıl aynı özenle anmalarına hazırlanan bir kadın...

Zindan anmalarında gelenektir etkinlikler mutlaka enternasyonal marşı ile başlar. Yine öyle olmuş... Zindan duvarlarını aşan enternasyonal marşının nameleri havanın görünmez yollarından dağılmış dört bir yana. Saygı duruşu ve metnin okunmasının ardından, dost, siper yoldaşı diğer kadın tutsaklar Nurhak ve Şarkışla ile katılmışlar anmaya. Denizler için yazılan Ulucanlar’da bir ağacı konuşturan öykü ise yüreklere dokunmuş, oradan, bir damla gözyaşı olarak kadınların yanaklarından süzülmüş. (Öykü, Önsöz’ün yeni sayısında yer alacak.)

Elimize posta yoluyla ulaşan anma metnini biz de sizlerle paylaşıyoruz. Tutsakların sesini her yana yayalım... Onlar bizim onurumuz, onlar bizim yoldaşlarımız, onlar bizim arkadaşlarımız, onlar bizim canlarımız...

“Bugün 6 Mayıs

Bugün Denizler, ölümsüzleşenlerimiz

Bugün isyan ve devrim

45 yıl önce 6 Mayıs şafağında devrim inançlarını haykırıp Marksizm-Leninizm bayrağını yükselterek ölümsüzleşen, partimiz önceli THKO’nun kurucularından Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan yoldaşlarımız birleşik devrimimizin temellerini attılar. Onlar illegal silahlı mücadele ve enternasyonalizm şiarıyla işçi ve emekçi halkların yüreğine bilincine kazındılar. Denizlerin cüreti hedef belirleyip o hedefe ulaşmak için yapılması gerekenleri kararlılıkla yapmaları, savaşımın her anında geleceği haykırmaları, devrim inançları örnektir bizlere

Yenilmişsem

Elim kolum bağlı

(Boynumda yağlı ip)

Gelip dayanmışsam

darağacına

(dudaklarımda yarın

Gözlerim yarınlarda

unutmak mı gerek seni?)

Kapılar kapalı

Tutulmuşsa gece kapkara yollar

Sımsıcak bir sevgi

Sunmayacak mıyım insanlara

Bakmayacak mıyım yarınlara

Seslenmeyecek miyim insanlara?

Deniz yoldaş bu dizelerle Devrimden, yarınlar için sevgi sunmaktan aslı vazgeçmediğini, vazgeçmeyeceğini haykırıyor. Nurhaklarda Sinan Cemgil yoldaşın dediği gibi meşale olup yolumuzu aydınlatıyorlar. Onların yaşamı, savaşımı ışık oluyor bizlere.

Denizleri anmak onlar gibi savaşmaktan geçer, korkmadan, yılmadan, inançla. Zindan savaşlarında, sokak çatışmalarında, Haziran ayaklanmalarında, Rojava Devriminde, Denizlerin savaş sloganları, bayrakları dalgalanıyor... Bugüne kadar Türkiye ve Kürdistan da nice devrim savaşçısı can verdi özgürlüğe, devrime... Aydınlatılan bu yolda yükselttikleri devrim bayrağı daha da yükseltilerek elden ele taşındı buraya kadar. Ve bundan sonra bu bayrak ait olduğu yere devrime taşınacak.”