Önceki gün Hazine ve Maliye Bakanının Yeni Ekonomik Programını açıklamasından sonra, bütün gözler piyasaların nasıl tepki vereceğine çevrilmişti. Tabii haliyle en çok bakılan yer döviz kurlarıydı; hani bakanın “benim için hiç önemli değil, hiç oraya bakmıyorum” dediği döviz kurları...

Hiç de öyle bakanın daha önce söylediği gibi “çıkaaar-ineeer” modunda değildi kurlar; yükselişini sürdürüyordu. Özellikle Euro ve Dolar, klasik söyleyişle “rekora doğru koşuyor”du! Bunun anlamı, her ne kadar halktan gizlemeye çalışsalar da, açıktı: Maaşlarını Dolar ya da Euro ile almayanlar, Dolar ya da Euro birikimi olmayanlar hızla fakirleşiyordu!

Zaten bakan her ne kadar çaktırmadan yaptıysa da, ekonomideki hedeflerin hiçbirinin tutturulamadığını ve hatta tutturulamayacağını itiraf etmiş oluyordu.

Bir önceki, adı yine “Yeni” olan, Ekonomik Programda öngörülen enflasyon ve işsizlik oranları kötü yönde revize edilmişti; yani düşürüleceği varsayılan enflasyon ve işsizlik oranları artmaya devam edecekti. Büyüme ve kişi başına düşen milli gelir oranları da aynı şekilde revize edildi; bir farkla onların yükseleceği söyleniyordu, öyle ol(a)mayacağı kabul edilmek zorunda kalındı.

2014 yılında RTE miting meydanlarında 2023 yılında milli gelirin 2 trilyon dolar (kişi başına 25 bin dolar) olacağını söylüyordu, 2020’de milli gelir 900 milyar dolar (kişi başına 12 bin dolar)dan 700 milyar dolar (kişi başına 8 bin 500 dolar)a düşmüş durumda! Bunun önümüzdeki 3 yıl içerisinde, döviz kurları böyle yükselmeye devam ederse, çok daha düşeceğini öngörmek için öyle anlı şanlı “ekonomist”lerden olmak gerekmiyor. Zenginin daha zengin, fakirin daha fakir olacağı apaçık ortada!

Zaten faizler konusundaki kelimenin gerçek anlamındaki çakılma, “faizler kesinlikle düşecek” denilirken ve Merkez Bankası’na ayar verilirken, Merkez Bankası tarafından faizlerin 2 puan yükseltilmesiyle herkesçe görünür olmuştu.

Siyasi iktidarın çırpındıkça daha çok battığı ve bu batkının ekonomi başta olmak üzere her alanda görüldüğü ortada. Buna rağmen, hâlâ bu gidişatı seçimlere endekslemeye çalışanlar, “ilk seçimde gidecekler” diyenler yok mu, onların siyaseten batkısı daha da beter!