Hazine ve Maliye Bakanı Damat Berat, 2020-2023 döneminde uygulamayı düşündükleri “Yeni Ekonomik Program”ı açıkladı. Aslında herkesin televizyonlarının karşısına geçip ne diyeceğini merakla takip etmesi gerekir öyle değil mi?

Ama öyle olmuyor; Ana Haberlere yansıyan bazı görüntülerde insanların toplu olarak oturduğu bazı kahvehane vb’lerinde televizyonların sesinin kısık olduğu görülüyor. İnsanlar, Bakanın söylediklerine değil, alt yazıda geçen döviz kurlarına bakıyorlar. Ve görünen o ki, Bakanın konuşması dövizin ateşini düşürmek şöyle dursun daha da artırıyor. Klasik söylemle söyleyecek olursak “Bakan, piyasalara güven veremiyor”!
Gazetecilerin kurlardaki yükselişle ilgili sorusuna Damat Berat’ın verdiği “Kur benim için hiç önemli değil; hiç oraya bakmıyorum” cevabı mıdır bunun nedeni, yoksa “YEP”yeni olarak sunulan programda, daha önce verilen %5 büyüme oranının %0.3’e çekilmesinin pandemi olarak gerekçelendirilmesi dışında yeni olan hiçbir şeyin olmaması mıdır bilemiyoruz; ama Damat Berat’ın yaratmaya çalıştığı iyimser havanın daha gün akşam olmadan dağılıp gittiğini söylemek mümkün.
Bakan, “Salgın döneminde aldığımız bu politika tedbirlerinin neticesinde bu yılın Temmuz ayında ekonomik faaliyet hızlı bir normalleşme sürecine girdi. Bu anlamda gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin birçoğundan Türkiye olarak pozitif ayrıştık” diyor, ama kendisi dışında hiç kimse bu açıklamaya pozitif bakmıyor; bu konuda siyasi iktidar ile halk epeyce bir ayrışıyor! Sadece bazı yandaş medyada arzı endam eden sözüm ona “ekonomist”ler, atılan adımlarda dünyaya meydan okuma gördüklerini söylüyorlar. Onların kastettikleri de, Eylül ayı ortalarında uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s’in Türkiye’nin notunu yatırım yapılabilir seviyenin 5 basamak altı olan B2’ye düşürmesi, gelecek görünümünü de “negatif” olarak (yani gelecekte daha kötüye gideceğini öngörme) belirlemesine karşılık, ekonomi yönetiminin “iyimser” bir tablo çizmesi olsa gerek. Bir nevi, siz bizi böyle Uganda, Ruanda, Etyopya ligine atıyorsunuz ama bakın biz “pandemiye rağmen yıkılmadık ayaktayız” demeye getiriyorlar.
Damat Berat, tüm göstergelerin “V Tipi” toparlanmaya işaret ettiğini söylüyor. Demek ki biz bir ara “dip”i görmüşüz! Muhtemelen “ekonomimizin uçuşa geçtiği dönem” olmalı!
İşte ne kadar gerçekleri ters yüz etmeye kalksanız da, bunun için TÜİK vb kuruluşları, medyanın önemli bir kısmını kendinize yedekleseniz de, gerçekler bir yerden başlarını doğrultup “biz buradayız” diyorlar.
Dolayısıyla ortada “yeni” hele hele “YEP”yeni bir şey yok!