Balıkesir'in Küçükkuyu beldesinde Tüm Emekliler Sendikası üyesi emekliler iktidarın 2018 yılı bütçesinin bir savaş bütçesi olduğunu belirterek protesto etti. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere emekçilere ve emeklilere ayrılan bütçeyi kabul etmeyeceklerini söyleten emekliler 12 milyon emekli adına toplu sözleşme talebinde bulundu.

 

BALIKESİR - Hükümetin 2018 yılı bütçesine ilişkin açıklamanın ardından emekçiler bütçeye ilişkin tepkilerini çeşitli eylemlerle dile getiriyor. Balıkesir'in Küçükkuyu beldesinde Tüm Emekliler Sendikası üyesi emekçiler bugün Cumhuriyet Meydanı'nda yaptıkları basın açıklaması ile 2018 bütçesini protesto etti. Sendikanın pankartı ve "Saraya Savaşa Cemaate Değil Emekçiye Emekliye Bütçe", "Savaşa/Saraya Deği Eğitime/Sağlığa Bütçe", "Direne Direne Kazanacağız" yazılı dövizler taşıyarak ücretsiz eğitim ve sağlık hizmeti taleplerini dile getiren ve savaş bütçesini protesto eden sloganlar attı..

Tüm Emekliler Sendikası üyeleri adına basın açıklamasını emekli öğretmen Mahmut Öktem yaptı. 2018 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun tasarısı geçtiğimiz ay TBMM plan ve Bütçe Komisyonunda kabul edilerek Mecliste görüşmelere başlandığını belirten Öktem “2018 bütçesine genel olarak bakıldığında, AKP nin, geçmişten bu güne kadar hazırlayıp sunduğu “emekçi ve emekliyi yok sayan, her geçen gün onları işsizliğe, açlığa ve yoksulluğa” terk eden anlayışının daha da kalıcı hale getirilmiş belgesi olarak görülmektedir" dedi. Belirlenen bütçeye ilişkin verileri paylaşan Öktem 2018 bütçesi, yüksek maliyetli borçlanmaların, yerli ve yabancı sermayeye daha fazla kaynak transferlerinin, askeri ve güvenlik harcamalarının merkezinde olduğu bir bütçe olduğuna dikkat çekti.

"Milyonlarca İnsan Açlık Sınırının Altında Yaşamak Zorunda Kalıyor" 

2018’de temel tüketim maddelerine yapılacak zamların otomatiğe bağlanması ve halkın ödediği dolaylı vergilerin belirgin bir şekilde artması kaçınılmaz göründüğünü, yıl içinde iğneden ipliğe % 30-50 arasında her şeye zam yapıldığını açlık ve yoksulluk sınırlarının da günden güne arttığını belirten Öktem sözlerimi şöyle sürdürdü: "Açlık sınırı; yeterli beslenme için aylık gıda harcaması 1.600.00 TL. Yoksulluk sınırı ; Gıda, giyim, kira, elektrik, su, eğitim,ulaşım vb. 5.150.00 TL. Bekar bir çalışanın aylık yaşama maliyeti 1.960.00 TL.dir. Bu acı tablo da milyonlarca insanımızın açlık sınırı altında yaşadığını göstermektedir. Bütçe kaynaklarını halkın, emekçilerin günlük yaşamını kolaylaştırmak yerine yerli ve yabancı sermayeye aktarmayı hedefleyen, her bakımdan sermaye güçlerinin çıkarlarını korumayı temel alan bir mantıkla hazırlanan 2018 yılı bütçe harcamaları iktidarın önceliklerini bütün açıklığıyla gösteriyor. 2018 yılında 2017 yılına göre; cumhurbaşkanlığı bütçesinin % 30, milli savunma bakanlığının % 40, içişleri bakanlığının % 25, jandarmanın % 41, emniyetin % 18, MİT’in % 17, diyanetin yüzde 13.20, milli eğitimin % 8, sağlık bakanlığının % 13.1 ve personel giderlerinin 21.7 artması bekleniyor”

 

“2018 Savaş Bütçesi”

2018'de Kamu Özel Ortaklığı (KÖO) çerçevesinde yapılan köprü, tünel, otoyol ve şehir hastaneleri ile ilgili olarak hükümetin öngördüğü ve ‘garanti ödemesi’ olarak bilinen taahhüt miktarının ise şimdilik 6 milyar TL olarak belirlendiğini aktaran Öktem bunun ii ve emekçilerin sırtına yüklendiğine dikkat çekti. MEB bütçesinde 2018 yılı için oransal olarak yüzde 8.80’lik bir artış hedeflenirken, Diyanet İşleri Başkanlığı bütçesindeki artış oranının yüzde 13,20 olduğunu diğer yandan savunma ve güvenlik harcamalarında. 2018’de Milli Savunma Bakanlığı bütçesi 2017’ye göre yüzde 41, Jandarma Genel Komutanlığı bütçesi yüzde 42 oranında artırıldığını aktaran Öktem "2018 yılında savunma ve güvenlik harcamalarındaki belirgin artış, Hükümetin OHAL koşullarını kullanarak hem içeride daha baskıcı ve otoriter bir yönetim sergileyeceğini, hem de dışarıda yeni ‘operasyon’ ve ‘işgal’ planlarını hayata geçirmek istediğini, 2018 bütçesinin kelimenin tam anlamıyla bir ‘savaş bütçesi’ olarak hazırlandığını gösteriyor" dedi.

 

"Bütçenin Yükü Emekçinin ve Emeklinin Sırtında"

Gelirlerin büyük kısmının vergiler üzerinden emekçilerden toplandığını, ülkenin kalkınma ve büyüme içinde emeklilere pay verilmediğini belirten Öktem "Bu sahte ve de gerçekçi olmayan enflasyon rakamları ile emekli aylıklarımız günden, güne erimeye ve giderek yok olmaya devam etmektedir" dedi.

 

"2018 Emekçiler ve Emekliler Çok Zor Bir Yıl Olacak"

Emekliler için 2018 yılında öngörülen zam oranlarının SSK ve Bağ-Kur emekli maaşlarında Ocak ayı zammı % 3.36; temmuz zammı ise % 4.02 olarak belirlendiğini hatırlatan Öktem, Memur emeklileri için ise kamu görevlileriyle yapılan toplu sözleşme hükümlerine göre memur emekli aylıklarında ocak ayı zammı % 4, temmuz ise % 3.5 oranında belirlendi ve % 0.02 oranında enflasyon farkı verilmesinin öngörüldüğü belirtti. 2018 bütçesinin, asgari ücretliler başta olmak üzere, işçilerin ve kamu emekçilerinin en temel ekonomik taleplerinin yok sayıldığı, emekçilerin çalışma ve yaşam koşullarını dikkate almayan bir bütçe olduğunu belirten Öktem, 2018 yılının özellikle ücretli emekçiler açısından geçmiş yıllarla kıyaslanamayacak kadar zor geçeceğini söyledi.

 

"Emekliler Olarak Toplu Sözleşme İstiyoruz"

"Biz emekliler olarak diyoruz ki; Bu bütçe zam zulüm bütçesidir ve asla kabul etmiyor siyasal iktidarı 12 milyon emekli adına haklarımız için örgütlerimizle toplu sözleşme masasına oturmaya çağırıyoruz" diyen Öktem taleplerini şöyle sıraladı:

"1-Savaş bütçesi değil, emekçi/emekliye bütçe, 2-Sadaka değil, maaşlarımızın sahte enflasyon oranları kadar arttırılması uygulamasından derhal vazgeçilmeli, büyümeden emeklilere pay verilmesi, 3-Tüm Emekliler Sendikası olarak taraf kabul edilmek, Toplu İş Sözleşme yaparak sorunlarımızın çözülmesinin sağlanması, 4- son çıkan 5510 sayılı yasada ortaya çıkan belirsizliklerin giderilerek, aradaki hak kayıplarının giderilmesi, 5-Temel Tüketim mallarından vergi alınmaması, alınan dolaylı vergilerin azaltılması, 6-Emeklilere 2 maaş tutarında ikramiye verilmesi, 7-Sağlıkta yapılan kesintiler kaldırılsın, erişilebilir sağlık hizmetleri sağlansın ve hastanelerde Geriatri klinikleri açılsın, 8-Her türlü kamusal ulaşımdan emekli ve eşleri ücretsiz yararlansın, 9-Emekli maaşlarının ülke koşullarına uygun, insanca yaşanacak düzeye çıkartılması için, gerçek bir “intibak yasası” derhal çıkartılmalıdır."

Özgürlük ve demokrasi mücadelesinden emekli olunmayacağını belirten Öktem ve Tüm Emekliler Sendikası üyeleri olarak örgütlü mücadeleyi sürdüreceklerini belirterek sözlerini tamamladı.