Yazdır

Nuriye ve Semih İçin Dayanışma, bugün Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın taleplerinin kabul edilmesi için yine Kadıköy’deydi. Süreyya Operası önünde toplanmaya izin verilmemesi üzerine yolun karşısında yapılan basın açıklamasında “Nuriye ve Semih İçin alanlarda olmaya, alanları çiçeklerle papatyalarla donatmaya devam edeceğiz” denildi.

iSTANBUL - KHK ile ihraç edilen akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen  Semih Özakça’nın açlık grevinin 170. Yüksel Caddesi’nde devam eden “İşimizi Geri İstiyoruz” eyleminin ise 290. gününde Nuriye ve Semih İçin Dayanışma her Cuma olduğu gibi Kadıköy’de bir araya geldi.

Süreyya Operası önünü polisin abluka altına alması üzerine yolun karşısında bir araya gelen dayanışma bileşenleri burada basın açıklaması gerçekleştirdi.

“Açlık Grevinin 170. Gününde İşimizi Geri İstiyoruz” yazılı pankart açılan eylemde, “Nuriye Semih Yalnız Değildir”, “Nuriye Semih Yaşayacak”, “KHK’lar Gidecek Biz Kalacağız” sloganları atıldı. Basın açıklamasını ise KHK ile ihraç edilen öğretmen Mehmet Sarı okudu.

Nuriye ve Semih’in haklı ve meşru taleplerinin toplumun tüm kesimlerinde bu denli  karşılık bulmasını hazmedemeyen siyasi iktidarın bu kez de Yüksel’deki eylemleri valilik yasakları ile sönümlemeye çalıştığını, aylardır sürekli kapsamı arttırılan valilik yasaklarının bu sefer de İstanbul’daki destek eylemlerini hedef aldığını belirten Sarı, haftalarca yapılan açıklamaların meşruluğu olmayan valilik kararıyla yasaklandığını ve bunun üzerine polisin eylemlere pervasızca saldırdığını ve 90’ın üzerinde kişinin gözaltına alındığını, Nuriye ve Semih için pankart açan Beleştepe taraftarlarının ise tutuklandığını hatırlattı.

Siyasi iktidarın Nuriye ve Semih  için yapılan eylemleri krimanilize ederek yürüttüğü süreçte hukuki ve bürokratik yolları da tıkadığını, Nuriye ve Semih için OHAL Komisyonu’na başvurmak üzere giden 5 avukatın görüntü alan bir basın emekçisinin OHAL Komisyonu önünden işkenceye gözaltına alındığını aktaran Sarı, arka arkaya 3 hafta yapılan saldırı ve açlık grevinin 163. Günündeki irade karşısında alanın yeniden kazanıldığını ve açlık grevinin 170. gününde yine onlar için sokakta olduklarını söyledi.

Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın sağlık durumlarının ise her geçen gün kötüye gittiğini, zorla müdahale tehdidi altıda direnişlerini  sürdürdüklerini ve deri dökülmesi, deri kuruması, deri incelmesi, yatak yaraları bulunduğunu aktaran Sarı, avukatlarının ve ailelerinin uzun süren çabaları sonucu refakatçi hakkının kazanıldığını söyedi.

Kitap sınırlamasının gardiyanlar tarafından keyfi olarak sürdürülmekte olduğunu aktaran  Sarı, “OHAL faşizminin tüm zorbalığına ve sağlıklarını kaybetmelerine rağmen hiç yitirmedikleri şey haklılıklarından ve inançlarından bize ulaştırdıkları direnç ve umuttur. Bu direnç ve umutla olanlarda olmaya devam edeceğiz.

Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın 170 gündür açlık grevinde olduklarını ve buna rağmen ilk duruşmalarının 14 Eylül günü yapılacağını belirten Sarı, “Onları bu davada da yalnız bırakmayacağız” diyerek kamuoyunun davaya sahip çıkmasını istedi.

Emek  dostu bir şairin Ahmed Arif’in Adiloş Bebe şiirini okumasının ardından, Nuriy Gülmen’in “Alanları boş bırakmayın, papatyasız, çiçeksiz bırakmayın” dediğini hatırlatılarak, Kadıköy’de KHK ile ihraç edilen kamu emekçilerinin yaptıkları eylemlerin ardından papatya bırakmak için eyleme destek çağrısı yapıldı.

Eylem sloganlar alkış ve zılgıtlarla ve haftaya Cuma günü yine Kadıköy’de olunacağı duyurusuyla sonlandırıldı.