Yazdır

DİSK, KESK, TMMOB ve TTB, açlık grevinin 156. gününde olan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça için basın toplantısı düzenledi.

11 Ağustos günü İstanbul Tabip Odası’nda gerçekleştirilen toplantıya DİSK Genel Başkanı Kani Bek, KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, TTB Merkez Konseyi Başkanı Raşit Tükel ve TMMOB Başkanı Emin Koramaz katıldı.

Basın açıklamasını okuyan Raşit Tükel, OHAL’in ilan edildiği tarihten bugüne çıkan 26 KHK ile, önemli bir bölümü darbe girişimi ile ilgisi kurulamayan, hiçbir somut delile dayanmadan, adil yargılama süreçleri işletilmeden, hukuksuz biçimde yüz binin üzerinde kamu emekçisi işinden, geleceğinden, vatandaşlık haklarından edildiklerini söyleyerek, DİSK üyesi 2000’e yakın işçi, KESK üyesi 3942 kamu çalışanı, TMMOB üyesi 3000’in üzerinde mühendis, mimar ve şehir plancısı ve 3315 hekim ihraç edilmiş olduğunu hatırlattı.

KHK ile haksız hukuksuz biçimde atıldıkları işlerine geri dönmek için eylem yapan, açlık grevine başlayan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın bugün itibarıyla açlık grevinin 156. gününde oldukları ve eylemlerine cezaevi koşullarında devam ettikleri söylenen açıklamada, avukatların Nuriye ve Semih için AİHM’e de başvuruda bulunulduğu hatırlatıldı.

AİHM’in tüm raporlara rağmen, “cezaevinde kalmanın, açlık grevi yapanların yaşamlarına onarılamaz bir zarar vermeye yönelik acil ve gerçek bir risk oluşturmadığı” kararını da kabul edilemez bulduklarını söyleyen Raşit Tükel, “Buradan Adalet Bakanlığı’na, Sağlık Bakanlığı’na ve tüm hekimlere ve sağlık çalışanlarına bir kez daha hatırlatıyoruz. Açlık grevi bir hastalık değildir. Ancak, kişinin açlık grevini bırakması halinde uzamış açlığın oluşturduğu tıbbi sonuçlar tedavi edilebilir. Dünya Tabipler Birliği’nin Tokyo ve Malta bildirgeleri bu konuda yol göstericidir” dedi.

Dünya Tabipler Birliği Malta Bildirgesi’nde (1991-2006) “Açlık grevcileri zorla tedavi edilmeye çalışılmamalıdır. Geçerli ve bilgilendirilmiş ret söz konusu olduğu halde zorla besleme yersizdir” deniliyor.

Nuriye ve Semih’in Cezaevi Hastanesinde bahçeye açılmayan, yukarıda demir parmaklıklı pencereleri olan bir odaya refakatçileri olmadan yerleştirildiklerini söyleyen Tükel, “Bu durum düzeltilmeli, yanlarına refakatçileri alınmalı ve bahçeye açılan havalandırmalı odalara alınmalıdırlar” dedi. Ve eylemi bırakmaları için geri dönülmez hasarlar almadan işlerine iade edilmeleri gerektiğini vurgulayan Tükel, işlerine geri dönmelerinin bu nedenle yaşamsal önem taşıdığını söylüyor.

Uzamış açlık durumundaki bir insanda yaşadıkları cezaevi koşullarının ölümcül sonuçlara yol açabileceğini söyleyen Tükel Nuriye ve Semih’in derhal tahliye edilmesini istedi.

Konfederasyonlar taleplerini “OHAL kaldırılmalı, KHK’lar iptal edilmeli, haksız hukuksuz ihraç edilen Nuriye Gülmen, Semih Özakça ve kamu çalışanları görevlerine iade edilmelidir” diyerek açıklamayı sona erdirdiler.