Yazdır

 

Marksist teori temelinde, burjuva ve küçük burjuva anlayışlara karşı ideolojik mücadele, işçi sınıfının devrime hazırlanmasıyla sıkı sıkıya bağıntılıdır. İdeolojik mücadelenin, emekçi sınıfın kurtuluşu kavgasındaki zorunlu rolüne karşın, işçi sınıfı hareketinde bunun öneminin göz ardı edildiği görülüyor. Sınıf mücadelesinin iktidar sorunu etrafında yoğunlaştığı bir sırada, ideolojik savaşın öneminin daha da arttığı çok açıktır.

Bilimsel, sağlam teorik görüşlere dayanarak, ideolojik alandaki en karmaşık sorunları çözebiliriz. İdeolojik alandaki en karmaşık sorunları açıklığa kavuşturmak, devrimci işçilerin politik bilincinin gelişmesini sağlar. Böylece işçiler, ideolojik mücadelede teorik yetkinlik kazanırlar.

Teorik olarak, entelektüel olarak gelişme gösteren işçiler, küçük-burjuva sosyalizminin emekçiler üzerindeki etkisine karşı ideolojik mücadelede daha ileri bir konumdan hareket etmiş olurlar. Mücadeleci devrimci işçilerle ideolojik kavgada, kaybeden taraf küçük-burjuva hareketler olur. Bu mücadele küçük burjuva hareketlerin dağılmalarıyla sonuçlanır. Böylece, ayaklarına vurulmuş küçük-burjuva prangalarından kurtulan proletarya, düşmanıyla daha iyi mücadele eder.

İşçi sınıfıyla kapitalistler arasındaki sınıf savaşı ideolojik alanda da tüm sertliğiyle ve kesintisiz olarak sürüyor. İşçiler, komünistler nasıl ki burjuvazinin etkisinde kalan emekçi kitleleri kazanmak için, burjuva sınıfa karşı etkin bir ideolojik mücadele yürütüyorsa; burjuvazi de, işçi sınıfını etkilemek için yoğun bir ideolojik çaba içinde. Devrimci işçiler, Marksizm-leninizmin devrimci teorisiyle donanmış, eğitimden geçmişse, burjuvazinin işçilere yönelik ideolojik çabaları da o kadar etkisiz kalır.

Ancak dünyayı devrimle değiştirme hedefiyle hareket edenler, burjuva topluma karşı etkin bir ideolojik savaşım verebilirler. Dünyanın devrimci dönüşümü amacından vazgeçmiş biri, ne burjuvaziye karşı mücadele yürütebilir, ne de dünyayı doğru biçimde açıklayabilir. Geriye, devrimci ve bilimsel değeri olmayan, ezberlenmiş, sığ, kaba ve içeriksiz laf yığını kalır.

Marksizmi dünyayı değiştirme amacına bağlı olarak kavramayanlar, onun devrimci özünü hiçbir zaman anlayamazlar. Oportünist bir anlayışa sahip olanlar, marksizmi, burjuvazinin kabul edebileceği bir düzeye indirgiyorlar. Dolayısıyla, Marx’ın devrimci teorisini, işçi sınıfının bu etkin silahını, bir mücadele silahı olmaktan çıkarıp, bir fikir egzersizi durumuna düşürüyorlar. Marksizm, onların literatüründe bozulmuş haldedir. İdeolojik mücadeleyle, marksizmin devrimci, dönüştürücü özünün yeniden öne çıkarılması gerekiyor. Bu konuda, işçilerin başvuracağı yayınlar, Leninist Parti’nin yayınlarıdır. Marksizmin devrimci özüne dayanan Leninist Parti yayınları, devrimci işçilerin elinde etkin bir silahtır.

İşçilerin en mücadeleci ve en devrimci kesimlerini bilimsel sosyalizmin devrimci görüşleriyle donatmak, onları, burjuvazi ve küçük burjuva ideolojisi karşısında salt korumak değildir; onları, daha iyi mücadele etsinler diye, ideolojik olarak silahlandırmaktır. İleri işçilere kazandırılması gereken, olaylar karşısında kendi kavrayışlarını ortaya koyma yeteneği kazandırmaktır. Devrimci emekçilerin entelektüel kapasitesini güçlendirmektir.

İşçi sınıfı, burjuvazinin ve burjuva partilerin elinde bir oyuncak konumuna düşmek istemiyorsa, onların her adımını, her kararını teşhir etmeli; karşıtına karşı kesintisiz ideolojik mücadeleyle, emekçilerin bilincini keskinleştirmelidir.

Bilgisini ve bilincini durmadan geliştirmek, proleter sınıf için, devrimde öncülük rolünün bir gereğidir. Sınıfların karşılıklı ilişkisinin, uluslar arası ilişkinin karmaşık olduğu günümüzde, tüm bu karmaşık durumu açığa kavuşturmak ve emekçilerin tüm bu ilişki karmaşası içinde yönünü doğru olarak çizebilmesi için, komünist bilincimizi güçlendirmek zorundayız.

Sağlam, bilimsel, devrimci bir teorik temele dayandırılırsa, küçük burjuvaziyle ideolojik mücadelede yön tayini yapılabilir. Çünkü bu mücadele karmaşıktır. Küçük burjuva hareketler, küçük burjuva sosyalizmi anlayışına sahip olmalarına karşın, kendilerini proleter sosyalist, proleter devrimci, komünist olarak gösteriyorlar. Burjuva partilerinin peşine takılıp gittikleri sırada, yayınlarında daha fazla devrim, sosyalizm lafları ederek, içinde bulundukları durumlarının,gerçek politik zeminlerinin üstünü örtmeye çalışıyorlar. İleri işçilerin bu durumu görmeleri için, teorik eğitimden geçmeleri gerekiyor.

Mücadeleci işçiler, bir siyasi hareketi değerlendirirken, faaliyetinin ve tarihinin bütünlüğünü göz önünde bulundurmalıdır. Fakat bir değerlendirmenin yapılabilmesi için, belirli düzeyde devrimci eğitim zorunludur. İşçilerin teorik eğitimi için, zengin bir Marksist literatür, dünya proleter hareketin büyük bir deneyimi, eğitici bir proleter sınıf mücadelesi ve sosyalizm tarihi var. Öğrenmek için yoğun bir çaba içinde olmalıyız.

Devrimci teori, işçi sınıfının büyük amacını gerçekleştirmede bir silahtır. Bunun kavranması halinde, teorik çalışmaya daha büyük bir ağırlık verileceği açıktır. Devrimci teorinin, burjuvazi karşısında bir üstünlük sağladığı, eski toplumun yıkılmasında ve yeni bir toplumun kurulmasında etkin bir rol oynadığı sosyalizm uğruna verilen devrimci kavganın tüm tarihi boyunca tanıtlanmıştır. Yakın tarihi inceleyen herkes, bu gerçeği görür.

Hangi sloganlar işçi sınıfının burjuvazi üstünde üstünlük sağlaması için bir silah rolünü oynayabilir? Bunu anlamak için, devrimci kitleler sloganların içeriğine bakmalıdır. Atılan sloganların devrimin güncelliğine dayanıp dayanmadığına, emekçi halk kitlelerine günün ana, ivedi, öne çıkan görevi olarak emeğin devrimci iktidarını hedeflemesine ve devrimin her zaman ilk eseri ve belirtisi olan geçici devrim hükümetini kapsamasına özellikle dikkat etmelidir. Sosyalizm uğruna mücadele ve devrimin stratejik temel görevlerinin bütünlüğünü içermektedir.

Emekçi kitlelere sınıf savaşının yükseltilmesini ateşleyen sloganların yerine, devrimci değeri olmayan, içi boş sloganlar götürüldü. Bu dönem, tamamen sona ermelidir. Kitleler, gerçek devrimci sloganlarla eylemlere katılmak için çaba içinde olmalıdır. Buradan da anlaşılacağı gibi, doğru sloganların seçimi için, ideolojik mücadele vermek gerekiyor.

Peki devrimci sloganların hedeflediği burjuvazinin iktidarı, hangi yolla yıkılabilir? Bunun için devrim deneyimlerine ve somut duruma bakılmalıdır. Kapitalist ülkelerdeki devlet yapılanması ve karşılıklı sınıf ilişkilerinin durumu, burjuva sınıf egemenliğinin ancak devrimci sınıf savaşımıyla, ancak devrimci tarzda yıkılabileceğini gösteriyor. Somut duruma ve zengin devrim deneyimlerine rağmen, halen, işçi sınıfı içinde, sosyalizme geçişin barışçıl, parlamenter, ılımlı ve sınıf işbirliği yolundan söz edilebiliyor. Bu tartışma, devrimci marksizmle oportünizm arasında yüz yıldan fazla bir zamandır sürüyor. Ancak, devrimlerin büyük pratiği ve somut sosyo-politik durumu bizi doğruluyor. Buna rağmen, sorunun net olarak anlaşılması için ideolojik mücadele yürütmek, büyük bir önem taşıyor.

Küçük-burjuva çevreler, burjuvaziye karşı kesin bir zafer sağlamamızın önünde her zaman engel çıkaracaklardır. Sınıf işbirliği ve uzlaşma onların toplumsal doğalarından kaynaklanıyor. Bu uzlaşmacı eğilime karşı, kesin ve uzlaşmaz bir mücadele verilmezse, uzlaşma eğilimi en kritik bir anda, son elli yılın içinde ve en son Gezi’de görüldüğü gibi, burjuvazinin içinde bulunduğu zor durumdan çıkmasına hizmet edebilir. Bu açıdan bakıldığında, ideolojik mücadele, devrimin zaferiyle kesin olarak bağıntılıdır.

Yıllardır, küçük-burjuvazinin politik anlayışına, örgütlenme ve çalışma biçimine karşı ideolojik mücadele yürütüyoruz. Verilen ideolojik mücadele, işçilerin en tutarlı, en ileri ve en devrimci kesimlerinin düşünsel şekillenmeleri sağlanıldı. Devrime önderlik edecek öncü işçilerin gelişmesi gerçekleştirildi.

Burjuva anlayışta, teori pratikten kopuktur. Devrimci marksizmde, burjuva anlayışın tersine, teori pratikten kopuk olarak ele alınmaz. İşçi sınıfı, yürüttüğü sınıf savaşımını, teorik ve pratik mücadele bütünlüğüne dayandırdığı zaman, hiçbir güç onu yenemez.

C.DAĞLI