Yazdır

Öyle bir ufka vardı ki kavga, sonucu artık cüretkar atılımlar belirleyecek. Zaferi göze alan, burjuva düzenle her türlü köprüyü atan çıkışlar belirleyecek. Tek sözle Denizlerin cüreti ile ileri atılanlar belirleyecek.

İdamlarının üzerinden 45 yıl geçti. Denizler kent kent, sokak sokak büyüdü. Halk Denizleşti. Her yer Deniz oldu.

Denizleri anmak, “nehirler gibi aka aka” çoğalmak demek. Denizleri anmak, yaşama onlar gibi bakmak, onlar gibi savaşmak demek. Denizleri anmak, onların düşlerine bugün de sahip çıkmak,

ellerimizin ve beynimizin tüm hünerini onlar gibi devrime adamak demek.

Denizleri anmak, devrimin dünden bugüne köprüsü olmak, “Geleceğe ölümsüz köprüler kurmak” demek. Denizleri anmak, onların yarattıkları değerleri sahiplenmek, insanlığın yüce çıkarları için durmadan, dinlenmeden çalışmak, mücadele etmek demek.

Denizleri anmak, onların sahip oldukları devrimci kültürle yoğrulmak demek. Denizleri anmak, onlar gibi halkın içinde olmak, derinlere kök salmak demek. Denizleri anmak, onlar gibi baş eğmemek, akıntıya karşı yüzmek demek.

Denizleri anmak, “merhaba isyan” demek. Denizleri anmak, “alışkanlıkların gücü”nü yenmek,

“geçmişin ölü elini kırmak” demek.

Şimdi milyonlar halinde devrime akma zamanıdır. Milyonlar halinde dünyayı değiştirme zamanıdır. Dünyayı işçi sınıfının yaratıcı ellerine alma zamanıdır. Kürt halkının özgürlük çığlığının zafer çığlığına dönüşme zamanıdır. Zindanları yıkıp tutsakları özgürleştirme zamanıdır.

Zincirlerimizden başka kaybedecek hiçbir şeyimiz yok. Kazanacağımız koskoca bir dünya var. O halde ellerimizi, yüreklerimizi ve seslerimizi birleştirelim.

Gün artık bizimdir.

Denizlerin yoldaşlarınındır...

Gün artık Deniz olma günüdür...

İsyan ve devrim günüdür...