Yazdır

Sivas’ta 2 Temmuz 1993 yılında dinci faşistlerin saldırısı sonucu Madımak Oteli’nde yanarak yaşamını yitiren aydın, sanatçı ve konukların bulunduğu 35 can Sarıgazi halkının kitlesel yürüyüşüyle protesto edildi. Bini aşkın kişinin katıldığı  yürüyüşte devletin Alevilere, Kürtlere yönelik katliamların , emekçilere yönelik saldırılarına karşı, özgür ve adil bir dünya için örgütlü mücadele çağrısı yapıldı.

İSTANBUL - 2 Temmuz 1993 yılında Sivas’ta  Madımak Oteli’nin dinci faşistlerce yakılması nedeniyle yaşamını yitiren aralarında aydın, sanatçı ve konukların bulunduğu 35 can yaşamını yitirmişti.

Alevi ve Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı emekçi semtlerinden biri olan Sarıgazi halkı Sivas katliamının 24. Yılında yine kitlesel olarak yürüyüş yaparak katilamı lanetledi.

Sivas Katliamı anması için hem çağrı hem de gazete dağıtımı yapan Mücadele Birliği Platformu üyesi 7 kişi polis tarafından durdurularak GBT yapıldı sonra ifadeleri alınacağı gerekçesiyle gözaltına alındılar.

Yürüyüş saati 17.00’ye doğru buluşma yeri olan Vatan İlköğretim Okulu önünde toplanmalar başlarken  yürüyüşün yapılacağı Demokrasi Caddesi’nde sık sık akrep ve tomalarla geçit düzenleyen polis beyaz sivil araçlarla da okul çevresi ve cadde üzerinde tur attı. Yürüyüş saati öncesinde çevik kuvvet, yunutlar ve kar maskeli özel harekat timleri okul önünde toplandı. Cadde üzerinde ise sık sık içinde kar maskeli özel harekat timlerinin olduğu akrepler geçişlerine devam etti.

Sivas Katilamını protesto eden gruplar halinde toplanan Sarıgazi halkı üzerinde yangında yaşamını yitirenlerin fotoğrafının olduğu “2 Temmuz 1993 Sivas  Unutmadık Unutturmayacağız – Sarıgazi Halkı” yazılı pankart açtı. Aralarında Mücadele Birliği Platformu üyelerinin de bulunduğu çok sayıda devrimci örgüt, Alevi örgütleri, siyasi parti ve demokratik kitle örgütleri de Sivas Katliamı, Nuriye ve Semih, KHK’ler ile ihraç edilen emekçiler, yıkılmak istenen Sur ve Kürt halkına yönelik saldırıları protesto eden dövizler taşıdı.

Yürüyüş boyunca “Sivas’ı Unutma Unutturma”, “Katil devlet Hesap Vercek”, “Sivas’ın Işığı Sönmeyecek”, “Dün Maraş’ta Bugün Sivas’ta Çözüm Faşizme Karşı Savaşta”, “Faşizm Yenilecek, Direnen Halklar Kazanacak”, “Bu Daha Başlangıç Mücadeleye Devam” sloganları atıldı. Katliamda yaşamını yitirenlerin isimleri söylenerek “Yaşıyor /  Unutmadık” denildi.

Eylemde Nuriye ve Semih ve yıkılmak istene Sur için de sloganlara yer verildi.

Demokrasi Caddesi’nde yapılan yürüyüşte polis Kaymakamlık önünde kitleyi ara sokağa yönlendirdi. Bunun üzerine kitle sloganlarını daha gür bir şekilde atarak ara sokaklardan Festival Alanına yürüdü.

Festival alanında şiirler eşliğinde bir dakikalık saygı duruşunun ardından basın açıklaması yapıldı. B Sarıgazi halkı adına yapılan açıklamada Bundan tam 24 yıl önce 2 Temmuz 1993’te bir devlet organizasyonu ile yakılarak katledien 35 can. Tekbir getirerek yürüyüşe geçen güruh, önce kültür merkezie ardından Madımak Oteli’ne saldırdı. Bunlar ABD’nn sosyalizme karşı kurduğu yeşil kuşak projesinin öğrencileridir. Komünizme mücadele Dernekleri’nin militanlarıdır. Bunlar 6. Filo’yu kıble kabul edip namaz kılan, 6. Filo’yu protesto eden üniversite öğrencilerine silahlarla, satırlarla saldıran bıçak ve sopalarla saldırıp öldüren işbirlikçilerdir. Bunlar 12 Eylül sonrası büyümeleri için tüm imkanların önlerine serildiği cemaatlerdir, tarikatlardır. Afganistan’da, Çeçenistan’da, Balkanlar’da, Ortadoğu’da insanları yok eden cihatçılardır” denilen açıklamada Sivas katliamında devletin cumhurbaşkanından başbakanına, valisinden, polisine, jandarmasına kadar tüm kurumların bilgisi olmasına rağmen, dinci gerici faşistlerin durdurulmadığı ve belediye hopörlerinden “Gazanız Mübarek Olsun” anonsu yapıldığı ve sonraki açıklamalarda bu katliamın devletin bir organizasyonu olduğunun netleştiği ifade edildi.

Sivas katliamının bu toraklarda hakların özgürce yaşama iradesine karşı yapıldığı ifade edilerek daha önce gerçekleşen Dersim, Maraş, Çorum katliamları hatırlatıldı. Halklar özgürce yaşama mücadelesini  sürdükçe, ‘Biz varız’ dedikçe devletin de halklardan korkusunun devam ettiği ifade edilen açıklamada “Halkların mücadelesini boğmak istemekte ve bunun bir aracı olarak katliamları devreye sokmaktadır. Tıpkı 10 Ekim’de Ankara Garı önünde canlarımızı katlettikleri gibi, tıpkı direnen Kürt halkının şehirlerini yıktıkları gibi. Ama direnmek, yaşamının diğer adıdır. Bugün direnen kesimler, baskıya, tutuklamalara, katliam tehditlerine rağmen karanlığa ışık tutuyor” denildi.

Tuzluçayır’da denenen Cami-Cemevi projelerini  geri püskürten Alevi halkının mücadelesi de hatırlatılarak, “Emperyalizme karşı Ortadoğu’da direnen halklar, bölgede yaratılan karanlığa ışık olmuşlardır. İnsanca ve onurlu bir yaşam için mücadele eden Nuriye, Semih ve Yüksel  direnişçileri, Kemal amcanın oğlunun kemiklerine kavuşmak için verdiği mücadele, “Bize duvar gerekmez” diyerek parklarda bahçelerde eğitim veren ihraç edilen akademisyenler, kazanılmış haklarına sahip çıkmak için direnen işçiler, IŞİD kampı kurulmasına karşı Maraş Terolar’da gece gündüz nöbet tutan Alevi kadınlar, karanlığın üstüne yürüyenlerdir” denildi.

Yürüyüşte gündemde olan “Adelet” talebine de vurgu yapılarak “Tutuklu milletvekilleri, tutuklu gazeteciler için, kayyum atanan belediyeler için, kapatılan gazeteler, radyolar, televizyon kanalları için adalet… Soma için, Ermenek için, Torunlar için, iş cinayetlerinde yaşamları çalınan bütün işçiler için, onların yakınları için adalet… Yakılan yıkılan Kürt illeri için adalet…

Anne kucağında vurulan bebekler için, Mazlum için, Ceylan için, Uğur için, Berkin için, katledilen bütün çocuklar için; Ensar vakfında tecavüze edilen, Aladağ’da diri diri yakılan çocuklar için adalet…. Katledilen, şiddete, tacize, tecavüze uğrayan bütün kadınlar için adalet.. KHK’lerle işten atılan emekçiler için, direnişleriyle bu haksızlığa boyun eğmeyen Nuriye ve Semih için adalet…” denildi.

Devletin kentsel dönüşüm adı altındaki kentlerin yıkımları ve doğa katliamına, referandum sonuçlarının açıklanmasında halkın sokaklara çıkarak eylem yapmasına da değinilen açıklamada, başka bir yaşam isteyen herkesin kendi hikayesini yazdığı bir Gezi ayaklanmasının yaşandığı hatırlatıldı.

İnsanca ve Onurlu Bir Yaşam Direnerek ve Örgütlenerek Kazanılacak

Basın açıklamasında Sarıgazi halkı olarak bugün artık Sivas’ın hesabını sormak, Kürt illerinin talanına karşı ses çıkarmak, Nuriye ve Semih’in direnişine omuz vermek, direnen, grev yapan işçilerin sesini büyütmek, bölgede sürdürülen emperyalist savaşa karşı hep birlikte hayır demek için sokağa çıktıkları belirtilen açıklamada Sivas katliamının 24. Yıında Alevi olsun olmasın herkesin Alevi halkının taleplerini hep bir ağızdan dillendirmesi gerektiği söylendi.

Madımak utanç müzesi olunca, Nufus cüzdanlarından din hanesi  kaldırılıncaya, Zorunlu din dersleri kaldırılıncaya, Katilamlar yapanlar halkın önünde hesap verinceye, Diyanet işleri başkanlığı kaldırılıncaya, Laik bir yaşam kuruluncaya, Cem evlerinin statüsüne Aleviler karar verinceye kadar hep birlikte mücadele edileceği ifade edilen açıklama

“Her halkın kendi dilinde türkülerini söylediği, adil ve özgür yarınlar ancak halkın işçi ve emekçilerin örgütlü ortak mücadelesiyle mümkündür. Bunun için Hayır’larımızı büyütmeye devam etmek bulunduğumuz her alanda mahallelerde, işyerlerinde, okullarda, fabrikalarda örgütlenmek gerekir” denilerek bitirildi.

Eylem basın açıklamasının ardından semah ekibinin gösterimiyle sonlandırıldı.