Yazdır

2 Mart 1921 tarihinde günümüz Hırvatistan’ında bulunan İstirya kentine bağlı Labin bölgesinde kömür madencileri, maden şirketinin faşist saldırılarına ve sömürüye karşı ayaklanmış ve “Labin Cumhuriyeti’ni” ilan etmeden önce madenleri işgal etmişti.

2 Mart 2021 Salı günü, Hırvatistan’daki ilerici örgütler İstirya kentine bağlı Labin bölgesinde madencilerin önderliğinde gerçekleşen tarihi anti-faşist ayaklanmanın yıldönümünde bir anma gerçekleştirdi. İşçiler o yıl, madenleri işgal edip, Mart ayının ilerleyen günlerinde “Labin Cumhuriyeti’ni” ilan etmişlerdi. İstirya kentinde faaliyet sürdüren İşçi Cephesi (RT) üyeleri, kısa süreli bir deneyim olan Labin Cumhuriyeti’nin yüzüncü yıldönümünde bir araya gelirken, kentte hayatını kaybeden madenciler anısına 2 Mart Salı günü kentte devasa bir kızıl bayrak astılar. Aralarında Genç Sosyalistler ve Hırvatistan Sosyalist İşçi Partisi (SRPH) üyelerinin de bulunduğu çeşitli anti-faşist örgütler de madencilerin ayaklanmasını yıldönümünde çeşitli etkinliklerle andı. Ayrıca Labin’de devlet başkanı Zolan Milanovic liderliğinde resmi bir devlet töreni gerçekleştirildi.

1.Dünya Savaşı’nın sonunda Avusturya-Macaristan İmparatorluğu dağıldı ve İstirya’nın da içinde olduğu birçok bölgenin denetimi zaferi kazanan Müttefiklerin dayattığı Sen-Jermen anlaşması gereği İtalya’ya geçti. Bunu takiben, İstirya kentindeki kömür maden bölgelerindeki örgütlü sendikal hareket İtalyan faşistlerinin saldırısına uğramaya başladı. Faşistlerin saldırılarına ve Arsa Carboniferous Anonymous maden şirketinin sömürüsüne direnen maden işçileri, buna karşılık bölge genelinde bir genel grev başlattı. Aşağılanmayla sürekli yüz yüze olan ve sosyalist lider Giovanni Pippan’a yönelik faşist bir saldırı gerçekleşmesinin ardından madenciler Labin madenlerini 2 Mart 1921’de işgal ederken, 6 Mart’ta işgal edilen madenlerin bulunduğu bölgede “Labin Cumhuriyeti’nin” kuruluşunu ilan etti. Aynı zamanda maden işçileri bir hükümet kurdu ve madenlerde üretimin idaresini ve genel olarak Cumhuriyet’te idareyi sürdürmek için işçilerden oluşan kızıl muhafız birlikleri kurdu. Ancak, maden patronlarının baskısı ile İtalyan yetkililer bölgeye silahlı güçler gönderdi ve ayaklanmayı Nisan 1921’de bastırdı. Kısa ömürlü olmasına rağmen, işçilerin ayaklanması Avrupa genelinde şok etkisi yarattı ve bu ayaklanma o günden bu yana Avrupa’da faşizme karşı gerçekleşmiş ilk örgütlü direniş olarak kabul edilmektedir.

İşçi Cephesi (RT) ayaklanmanın yüzüncü yıldönümünde devletin Labin Cumhuriyeti’ni anmak için gerçekleştirdiği törenlerde ve yaptığı açıklamalarda kullanılan görseller arasından kızıl bayrağın kaldırılmasını kınadı.

Parlamenter Katarina Peović (RF üyesi), “Labin Cumhuriyeti” dediğimizde madencilerin Labinstein bölgesinde bulunan madenleri kendilerinin yönetmesi, madencilerin işyerlerinde demokratik bir şekilde karar alabilmesi ve Madencilerin konseyleri aracılığıyla kendi kararlarını vererek doğrudan demokrasiyi işletebilmesi aklımıza gelir.

Peović “Onların sloganı olan Madenler Bizimdir” ifadesi bugün aynı önemi ve anlamı taşıyor, özellikle de ücretli ve örgütsüz olan, Çalışma Bakanı’nın ve Başbakan’ın COVID-19 krizinin tam ortasında haklarını azalttığı, işten atılmalarını kolaylaştırdığı işçiler için” ifadelerini ekledi.

 

People’s Dispatch sitesinde 5 Mart tarihinde yayınlanan makaleden çevrilmiştir.

Çeviri Kolektifi