Beklenti, dinci faşist iktidarın başının Bağdat seferinden sonra saldırının başlayacağı idi. Hayır, beklemediler! ...

Ekranlarda yayımlanan bir aşure tarifinden ne çok şey yansıdı böyle. Korkunç bir zevksizlik, hatta estetik cinayet! Sonra, mesela, muazzam bir savurganlık, müsriflik, hovardalık...

Trajik olan, bu şovu yapanın tüm bunlardan bihaber, gösteriş ve caka içinde, “aşure paylaşmaktır, komşularımıza ulaştırmayı unutmayalım” buyurması. Tırmanılan bu debdebeli saraydan biz sıradan fanilere inayette bulunmak ne yüce bir davranış! Ha bu arada, ekranda arkada görülen sarı bir nesne var. Özünde son derece basit bir işlevi yerine getirmesi için tasarlanmış bir alet. Adına musluk diyorlar. Ama ekrandakinin fiyatı 9 bin 640 TL! “Aşure paylaşmaktır” ve paylaşmak ne yüce bir erdemdir!

“Para adamı bozar” der halkımız ya, kapitalizmde bu bozulmanın kitleselleşmesi, bir yasa mertebesine yükselmesi kaçınılmazdır. Hodbinlik bireysel olmaktan çıkıp bir iktisat yasası haline gelir. Birikim çürümeyle el ele gider. Lüks, gösteriş ve şatafat, üretim biçiminin kaçınılmaz bir ögesi olarak sürekli geniş bir alanı kapsamaya başlar. Genişletilmiş yeniden üretim şemasının bir ögesi olan lüks meta üretimi, atıl para sermayenin muazzam ölçeklerde büyümesine koşut olarak, hacim ve ağırlığını sürekli artırır.

Kapitalist üretimin evrimi, sabit sermaye yatırımının sürekli büyümesi doğrultusundadır. Ölçek üretim söz konusudur. Belirli bir oranın altında büyüyemez bu alan. Her bir üst adım, belirli bir ölçekte büyümedir. Ve belirli bir aşamadan sonra devasa ölçekte bir yenilenme/yatırım demektir bu. Üstelik sonuçta elde edilen kar miktar ve oranı bu yatırıma değmez hale gelir. Dahası bu alandaki her yeni yatırım, henüz kullanım ömrünü tamamlamamış eski sabit sermaye yatırımının neredeyse tümden ıskartaya çıkmasını getirir. (Kuşkusuz buna karşıt eğilim ve ara çözümler de var, ama şimdilik konu dışı bunlar.) Haliyle her üretim sürecinin sonucunda gerçekleşen ve biriken artı-değer (kar), gittikçe daha az oranlarda yeniden-üretim sürecine katılma eğilim ve dürtüsünü taşır. Bir kenarda birikir. Atıl para-sermaye sürekli şişer.

Spekülasyonların temel dürtülerinden biri olan bu sürecin bir diğer sonucu, son derece pahalı lüks tüketim nesnelerinin üretiminin sürekli genişlemesi eğilimidir. Zengin ve “süper zengin” kesime hitap eden lüks metalar üzerinden muazzam karlar elde edilir. Şatafat, gösteriş, insan aklının almayacağı saçma zevkleri doyuracak nesneler üretimi alır başını gider. Üründen ziyade “ayrıcalık” satın alınması, sürekli büyüyen kişisel servetlerin kaçınılmaz sonucu haline gelir. Varlık gerekçesi bu ayrıcalığın satın alınması olduğunda, kuşkusuz onu alan kesim, bu ayrıcalığını görünür kılmak için elinden geleni yapar. Milyonlar harcamıştır bu ayrıcalığa. Dünya alemin bunu görmesini istemekte garipsenecek ne vardır ki! Korkunç bir gösteriş budalalığı, üstelik ne kadar akıl dışı ve zevksizlik örneği olursa o kadar rağbet gören metalar üzerinden, her adımda karşımıza çıkmaya başlar. Lümpenlik toplumun “üst katları” arasında hızla yayılır.

Sonuçta çürüyen bir sınıfın çöken sistemi, bu lümpenleşme oranında, alabildiğine değer yoksunu, alabildiğine pragmatist, her tür yüz kızartıcı özelliği temel meziyeti haline getiren güruhu baş tacı eder. Ömrünü çoktan tamamlayan bir sistem yıkılmadığında kaçınılmaz sonuç budur. Bu aşama, eski dünyanın ölüm taklasını attığı son noktadır. Hiçbir toplum böyle bir gösteriş budalalığını, kitlesel açlık ve yoksunlukla tezat bu korkunç azınlık şatafatını daha fazla taşıyamaz. Biriken öfke patlar. Yokluğun pençesindeki emekçi yığınlar, devrim yangınının ateşiyle bu cürufu temizler.

1 Mayıs yaklaşırken sendikaların 1 Mayıs çalışmaları ve çağrıları da yoğun bir biçimde devam ediyor. ...

  Özel Evrim Okulları'nda öğretmenlik yaparken sendikal nedenle işten çıkarılan Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası Genel Başkanı Eren Edebali'nin açtığı işe iade davası İstanb...

“İnsanlık onuru için Ermeni Soykırımı ile yüzleşelim, faşizmle hesaplaşalım” diyen HBDH Yürütme Komitesi, 24 Nisan 1915 yılının Ermeni halkımıza karşı soykırımının başla...

İHD İstanbul Şubesi, "Ermeni soykırımı tanı, af dile, tazmin et" diyerek Ermeni soykırımının 109. yılında bir basın toplantısı düzenledi. ...

Çıraklık okulları diye bildiğimiz ama çocuk işçiliğinin yasallaştırılmasından başka bir şey olmayan Mesleki Eğitim Merkezi / MESEM adlı proje 2022 yılında MEB tarafından başlat...

HBDH Yürütme Komitesi, 24 Nisan günü bir açıklama yayınlayarak Kürdistan’a ve Kürt halkına yönelik saldırıları protesto etti. ...

Davul zurna çalarak ilan ettiler işgal saldırısının gelişini. Bilinen, görülen bir olguydu bu. Hakan Fidan, İbrahim Kalın mekik dokuyup durdular bölgede. Daha seçimlerden önce cümle c...

Kocaeli İşçi Sağlığı ve İşçi Güvenliği Meclisi (İSİG), 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda eylem yaparak çocuk işçiliğe, gençlerin güvencesiz çalıştırılmasın...

2024 1 Mayıs’ı yaklaşırken İstanbul’un işçi, emekçi bölgelerinde, kent meydanlarında 1 Mayıs çalışmaları hız kazanmış durumda. ...

Arama

 

LENİNİST TEORİ

ÖNSÖZ

           Tüm Sayılar

Yeni Kitaplarımız

E-Kitap

Tüm E-Kitaplar için resme tıklayınız...

Devrimin Çağrısı

 

Editoryal 2023-2

 

Zafere Kadar Genç Yoldaş

Ukrayna Kimin Savaşı

 

Dergilerle Kısa Tarih