< Asla Pes Etmeyeceğiz

Beklenti, dinci faşist iktidarın başının Bağdat seferinden sonra saldırının başlayacağı idi. Hayır, beklemediler! ...

Merhaba İstanbul’dan ulaşıyorum size.

29 yaşında 2 çocuk annesi bir kadınım. 15 yaşında evlendim. Eşim çok bağnaz birisi. Kendimi geliştirdikçe daha çok fark ediyorum bunu. Eşim de Kürt ama kendi halkının mücadelesine saygı duymuyor. Kardeşim siyasi tutsak. 21 yaşında şu anda. 21 yıl ceza yatacak. Sürekli okuyor, anlatıyor, yazıyor bize. Çocuklarıma sorular soruyor, “bunun cevaplarını bulup bana yazın” diyor.

Kardeşimin yanına gidiyorum cezaevine, bir kere demedi ki “nasıldır bir şeye ihtiyacı var mı?” diye. “Hak etti yatsın” diyor kardeşim için.

Çocuklarımı ben yetiştirdim, mücadeleci iki çocuğumda. Kızım yeri geldiğinde babasına bile karşı geliyor, “bilmiyorsan oku, araştır” diyor. Bir keresinde bir açılışa gittim. Bana dediler ki, “milletvekilleri geldi sen güzel Kürtçe konuşuyorsun, insanları selamlayıp duyuruyu sen yapar mısın”. Aldım elime mikrofonu konuştum, akrabalar da varmış orda. Kaynanam aradı, “size geleceğim” dedi. Kek, börek yaptım bekledim. Geldiğinde “gidip açılışlarda şarkı söylemişsin” diye saldırdı bana. Eşim bir yandan, kaynanam bir yandan darp ettiler beni. Komşular polise haber vermiş, “şikayetçiyim ikisinden de dedim. Boşanacağım zaten bu kadar bağnaz bir adamla yaşlanmayacağım.

Kadınsan her yönlü mücadele etmen gerekiyor. Bir anımı anlatayım size.

Özel bir hastanede temizlik personeliydim. 25 yaşlarında bir erkek vardı, o Türk’tü ben Kürt. Bir gün annem aradı, Kürtçe konuşmaya başladım telefonda. “Geberin Kürtler, Allah belanızı versin, Biji Serok Apo diye bağırsana” diye taciz etmeye başladı. Ben sustum, kardeşimle konuştuğum için hiçbir şey demedim. Ne yapsam da kardeşim duydu sesleri; “ne oluyor?” diye sordu. “Bir şey yok” diyorum. Benim gibi bir işçi olan o çocuğa dönüp “sus, ailemle konuşuyorum duymasınlar, ayıp” diyorum, susmuyor. İndim şefin yanına “Burada faşistliği ben mi yapıyorum, diğer arkadaş mı yapıyor. Arkadaş Kürt olduğum için bana küfrediyor” dedim. O arkadaşın “Seni işten çıkarttıracağım. Sen Kürt’sün burada çalışamazsın” dediğinden bahsettim. Bu bahsettiğim kişi de benimle aynı maaşı alan biri. Asgari ücrete ikimiz de hastanede temizlik işçiliği yapıyoruz. Neyse şefin gelini de Kürt’tü, “Benim gelinim de Siirtli bir Kürt. Burada faşistliği kabul etmem. Senin ana dilin, konuşabilirsin” dedi, çocuğu işten çıkarttı. Bir gün ailem aradı, ana dilimle konuştum. Kürtçe konuştuğum için arkadaşlar beni bu müdüre şikayet ettiler. Müdür, Karadenizli bir Türk’tü. Toplantı yapıldı, “Burada Kürtçe konuşan olursa disipline gider, işten kovulma sebebidir. Arapça, İngilizce konuşabilirsiniz ama Kürtçe yasaktır ” dedi. Neden Kürtçe yasak? Benim anadilim Kürtçe, kendimi inkar mı edeyim?

Beni sonrasında başka bir hastaneye atadılar. Bu atamayı kabul etmedim. İstifa etmem için ellerinden geleni yaptılar, istifa etmedim. Çalışmak zorundaydım bu nedenle de çok direndim. Daha yakın bir yere atama yapılmasını istedim, çocuklarımdan bahsettim ama fayda etmedi. “Kürtçe konuşamazsın” diyen müdür telefonlarıma bile cevap vermiyor. İsmimi söyleyince telefonu kapatıyor. Atamayı kabul etmediğim için bir ay boyunca işsiz kaldım. İşkur’a gittiğimde gördüm ki dosyamda “iş ahlakına aykırı davranıldığı için işten çıkarılmıştır” yazıyor. İş ahlakına aykırı ne yapmışım ki? Kürtçe konuştuğum ve kendimi inkar etmediğim için iş ahlakına aykırı davrandığımı söylüyorlar. Genel şirkete gittiğimde bunu düzelteceklerini söylediler, düzeltmediler. Tazminat vermemek için bu iftirayı birçok işçiye attıklarını söyledi avukatım.

Eziliyoruz ya, hiçbir şey söyleyemeden eziliyoruz. Seçim zamanı sandığa gidip oy kullanıyoruz. Daha oylar merkeze gitmeden “sayıldı, bitti” diye söylüyorlar. Oyun yani başka bir şey değil. Biliyoruz, her şeyin farkındayız. Bu durum ancak mücadele ederek değişecektir. Mücadele ettiğimizi ve pes etmediğimizi gördüklerinde -ki asla pes etmeyeceğiz- bir şekilde kazanacağız.

İstanbul’dan İşsiz Bir Kadın

Çorlu'da 25 kişinin can verdiği tren kazası davasında karar çıktı. Dönemin TCDD Bölge Müdürü Nihat Aslan'a 15 yıl, Levent Meriçli'ye taksirle ölüme sebebiyetten 9 yıl 2 ay, Mümin ...

Beş yıl önce İşçi Temsilcileri Konseyi Hazırlık Komitesi toplantılarının birinde serbest kürsüye çıkan bir işçi, “İlk defa buradayım, bu taraftayım. Yıllardır işçiyim, send...

1 Mayıs yaklaşırken sendikaların 1 Mayıs çalışmaları ve çağrıları da yoğun bir biçimde devam ediyor. ...

  Özel Evrim Okulları'nda öğretmenlik yaparken sendikal nedenle işten çıkarılan Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası Genel Başkanı Eren Edebali'nin açtığı işe iade davası İstanb...

“İnsanlık onuru için Ermeni Soykırımı ile yüzleşelim, faşizmle hesaplaşalım” diyen HBDH Yürütme Komitesi, 24 Nisan 1915 yılının Ermeni halkımıza karşı soykırımının başla...

İHD İstanbul Şubesi, "Ermeni soykırımı tanı, af dile, tazmin et" diyerek Ermeni soykırımının 109. yılında bir basın toplantısı düzenledi. ...

Çıraklık okulları diye bildiğimiz ama çocuk işçiliğinin yasallaştırılmasından başka bir şey olmayan Mesleki Eğitim Merkezi / MESEM adlı proje 2022 yılında MEB tarafından başlat...

HBDH Yürütme Komitesi, 24 Nisan günü bir açıklama yayınlayarak Kürdistan’a ve Kürt halkına yönelik saldırıları protesto etti. ...

Davul zurna çalarak ilan ettiler işgal saldırısının gelişini. Bilinen, görülen bir olguydu bu. Hakan Fidan, İbrahim Kalın mekik dokuyup durdular bölgede. Daha seçimlerden önce cümle c...

Arama

 

LENİNİST TEORİ

ÖNSÖZ

           Tüm Sayılar

Yeni Kitaplarımız

E-Kitap

Tüm E-Kitaplar için resme tıklayınız...

Devrimin Çağrısı

 

Editoryal 2023-2

 

Zafere Kadar Genç Yoldaş

Ukrayna Kimin Savaşı

 

Dergilerle Kısa Tarih