Bakırköy Kadın Kapalı Zindanı'nda görüş sonrası devrimci tutsaklara ayakkabı çıkarma dayatması yapıldı.
Tarım-Sen sosyal medya hesabından paylaşım yaparak Agrobay işçilerinin Ağustos ayı maaşları ve fazla mesai ücretlerinin ödendiğini duyurdu. Sendika işçilerin tazminatlarının da ödenmesi için dayanışmanın sürdürülmesi ve konunun takipçisi olma...
Okmeydanı Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesinde Diş Hekimi M.Ş'nin 8 Mart bildirilerini asan SES üyesi kadın sağlık emekçilerine saldırısına ilişkin SES Şişli Şubesi basın toplantısı düzenledi. Yaşanan şiddet olayını aktaran sağlık emekçileri şiddet...
Agrobay Seracılık işçileri Ankara’daki siyasi parti ve bakanlıklarla yaptıkları görüşmeler ardından Madenci Anıtı önünde açıklama yaparak, “Emeğimizi ve alınterimizi istiyoruz. Verilen sözler tutulmazsa tekrar geleceğiz” dedi.
Brüksel'de çoğunluğunu Rojavalı Kürt ailelerin oluşturduğu mahallede Newroz kutlamalarının ardından yapılan faşist saldırı, İsviçre'nin Basel kentinde 25 Mart’ta (dün) yapılan bir basın açıklaması ile protesto edildi.
Santiago de Cuba'da yaşanan ekonomik kriz ve huzursuzluk, ABD'nin altmış yılı aşkın süredir devam eden yasa dışı yaptırımlarının, Küba'nın hiçbir kanıta dayanmayan “Terörizmi Devlet Olarak Finanse Eden Ülke” olarak tanımlanmasının ve yakıt,...
Geçtiğimiz Pazar günü (24 Mart) bir grup Kübalı, adanın doğusundaki Santiago de Cuba kentinde sokaklara dökülerek ülkedeki ekonomik durumdan duydukları memnuniyetsizliği dile getirdi. Son haftalarda yaşanan yakıt sıkıntısı, özellikle bu şehirde...
2023’ü depremlerle, ama depremin değil devletin sebep olduğu yıkımlarla, seçim süresinde halka boşa umut aşılayanlarla, dünya genelinde emperyalist savaşlarla geride bıraktık.
İzmir Büyükşehir Belediyesi İZSU’da çalışan kiralık araç şoförleri ödenmeyen şubat ayı maaşları ve fazla mesai ücretleri için 25 Mart günü saat 12:45’te Konak Eski Sümerbank önünde toplanarak Konak İZSU önüne bir yürüyüş ve basın açıklaması...
Yirmi beş yıl önce, ABD komutasındaki NATO, doğuya doğru yani Rusya’ya doğru genişlemesinin önünde duran tek engel olan Yugoslavya Federasyonu'ndan geriye kalan ne varsa savaş yoluyla yıktı.
DİSK-AR İşsizlik Ve İstihdamın Görünümü (2023 Yıllık) Raporu Yayımlandı. Buna göre Türkiye, geniş tanımlı İşsizlikte Avrupa Şampiyonu!
Kore'nin Yeniden Birleşmesi için Demokratik Cephe (DFRK) Merkez Komitesi toplantısı 23 Mart Cumartesi günü gerçekleştirildi. Burada alınan karar, 24 Mart günü KDHC resmi yayın organı KCNA’da yayınlandı. Karar şöyle:
2024 1 Mayıs’ı yaklaşırken, bir araya gelen devrimci örgütler ve emek örgütleri bir bildiri yayınlayarak 1 Mayıs Alanı’nın Taksim olduğu ve 1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanması gerektiğine dair bir çağrı yayınladı.
Newroz etkinliklerinin finali Adana'da Mimar Sinan Amfisinde yüzbinlerin katılımıyla gerçekleşti.
DİSK’in 23 Mart Cumartesi günü saat 12.00'de Şişli Cevahir AVM önünde düzenlediği Emekli Buluşması’nda, DİSK-AR’ın hazırladığı Emeklilerin Durumu Raporu da paylaşıldı.
2013 Haziran Halk Ayaklanması öncesi günlere benzer bir süreçten geçiyoruz. Ancak tarih kendini tekerrür etmiyor.
Koşullar sadece biçimde benzerlikler taşıyor. Faşist devletin baskı ve terörü emekçi sınıfları, halk katmanlarını her yerde canından bezdirmeye başladı. Toplumsal öfkenin nasıl toplaştığını görmek için İstanbul Zeytinburnu’nda polislerin bir genci aralarına alıp dövmelerine halkın nasıl tepki gösterdiğine bakmalı... Ve bu sahneler artık her yerde, hem de günlük, saatlik görünür oldu.
Toplumun ezilen, sömürülen kitlelerinin “artık yeter” diyecekleri noktaya doğru hızla ilerliyoruz.
Koşullar yedi yıl öncesinin koşullarıyla benzerlik gösterse de temelde ciddi farklılıklar var. 2013 Haziran ayaklanmasında dinci faşist iktidarın başındaki adama öfke duyan kentli demokrat, aydın, ilerici kesimler, küçük ve orta sınıflar ön saflardaydılar. Emekçiler, onları izlemişti.
Şimdi durum tersine dönmüş durumda. Ayaklanmanın homurtusu yoksul, emekçi, sömürülen kitlelerden, işçi sınıfından ve işsizlerden; ezilen halklardan geliyor.
Polis-bekçi terörünün yoksul emekçi semtlerinde yoğunlaşması boşuna değil. Bu sefer emekçi yoksul kitleleri, işçi sınıfını, kentin küçük ve orta sınıfları izleyecek; tüm gelişme ve koşullar buna işaret ediyor.
2013 Haziran Halk Ayaklanması’nın bir değil, iki aşil topuğu; iki ciddi zayıf noktası vardı. Birincisi ve en önemlisi, küçük burjuva uzlaşmacılar ayaklanmanın “karar merci” idiler. İkincisi ise Kürdistan halklarının ayaklanmada geri durmalarıydı.
Ayaklanmanın söndürülmesinde burjuvaziye, dinci faşist iktidara hayal edemeyeceği kolaylık sağlayan bu iki koşul, geliyorum diyen ayaklanmada olmayacak!
İşte tam bu sırada, bir ayaklanmanın önünü kesmek, biriken öfkeye akacak bir kanal açmak için, dinci faşist iktidar ve sermaye sınıfı “seçim” konusunu gündeme soktular. Haziran halk ayaklanmasının söndürülmesinde başrol oynayan uzlaşmacılar, liberaller, sosyal reformistler konuya balıklama atladılar.
Neden? Faşist devletin, tekelci sermaye sınıfının iktidarı işçi sınıfına, emekçilere, ezilen halklara parlamenter yolla devretmeyeceklerini kanıtlayan bunca tecrübeye rağmen bu çevreler seçim konusuna neden hala balıklama atlarlar?
Çünkü, uzlaşmacılar, sosyal reformistler, liberaller seçimlerde sağlanacak basit bir çoğunluk yoluyla parlamentoyu, arkasından devleti fethedebileceklerini düşünürler.
Peki, bırakalım parlamento ve devleti belediye başkanlıklarını bile kendilerine bırakmadıklarını tecrübe ettikleri halde seçimlerdeki bu ısrar niye?
Çünkü onların düşüncelerinde, hayallerinde, tasarımlarında, gelecek düşlerinde sadece ve sadece burjuva sınıfa güvenmek var; hem de sınırsız, bitmez tükenmez bir güven..ve bu güven onlarda sarsılmaz bir “itikat” düzeyindedir.
Onun için sözümüz onlara değil, devrimci öncü işçilere, işçi, öğrenci ve köyün devrimci gençliğine. Ayaklanmanın gündeme geldiği, devrimin güncel/pratik bir sorun haline geldiği koşullarda devrimcilerin acil görevi, kitleleri yakın gelecekte bu faşist devletten, sermaye sınıfının boyunduruğundan kurtaracak bir devrimin zaferi için yapmaları gereken şey hakkında aydınlatmaktır.
Devrimci öncü işçinin, sınıf bilinçli öncü işçinin acil görevi budur!