Yazdır

5 Mayıs günü yazılı bir açıklama yapan HBDH Yürütme Komitesi, “6 Mayıs ömürleri ve yürüyüşleri Kürdistan ve Türkiye halklarına adanmış üç savaşçının bu topraklara armağan ettiği bir yiğitlik türküsüdür. Bu öyle bir türküdür ki, bu güne kadar dilden dile ve hep nefes nefese söylenmiştir. Hiç tükenmemiştir. Bu yüzden 6 Mayıs bitmezliktir!” dedi.

“6 Mayıs tutkulu devrimciliğin kahramanca yazılan manifestosudur. Nerede olunursa olunsun ve şartlar nasıl olursa olsun vazgeçmeyen hedefe tutunup kilitlenen bir pratiktir. 6 Mayıs yenilmezliktir!

Devrim yapmaktan gelenlerin, sonsuzluğa karışıp, ölümsüzlüğe yürürken, geride söndürülemez bir ateş, durdurulamaz, yokedilmez bir yürüyüş bırakmalarıdır 6 Mayıs. Bu ateş 48 yıl sonra hala harlı ve bu yürüyüş hala coşkuludur. 6 Mayıs ölümsüzlüktür!

6 Mayıs Türkiye ve kürdistan devriminin olduğu kadar Dünya devrim tarihinin de vardığı en yüce doruklardan biridir. Zulme, ezilmişliğe, kapitalist sömürü düzenine başkaldıran halklardan öğrenen bir pratik ve şimdi yine o halkların ellerindeki silahtır 6 Mayıs!” denilen açıklama şöyle devam ediyor:

“Ortaya çıkan son salgın öncesinde de bu düzenin çürümüşlüğünü bitmişliğini gösteren bir çok olgu ve olay, bunu gözümüzün içine sokan bir çok gösterge bulunuyordu. Şimdi daha da fazlası var. Hala kitleler halinde insan ölümleri gerçekleşirken, burjuva pişkinliğiyle ekranlara çıkıp ticaretin devam etmesinden, ekonominin yeniden canlanması gerekliliğinden söz etmeye devam ediyorlar. Kapandıkları saraylarından emekçilere fedakarlık söylevleri, aynı gemideyiz masalı ve milliyetçi kampanyalarla birlik teraneleri okuyorlar. Kapitalist üretimin devamı için gerekli sağlık tedbirleri olmadan emekçileri üretim alanlarına sürüyorlar. Bir yandan da bin bir türlü yoksunlukla boğuşarak yaşamaya çalışan insanlarımızı açlığa sefalete mahkum edip yaşamdan kovuyorlar. Onbinler ölüyor, milyonlar önlerine yaşam diye sunulan bu kapitalist cenderede varlığını korumaya çalışıyor. Kapitalizm bu sistemden başka bir alternatifin olmadığını, bu zulüm düzeninin insanlığın kaderi olduğunu topluma kabul ettirmeye çalışıyor!

Hayır! Ne bu düzen kabul etmemiz, razı olmamız gereken bir sistemdir ne de alternatifsiziz! Bu çabadan anlamamız gereken tek şey sonlarının yaklaştığı ve bunu saklamak için büyük bir korkularının var olduğudur.

Hedefine insanı koyan ve onun için varolan yeni bir toplumsal düzen, köklü ve yakıcı bir değişim, insanlığın tek kurtuluşudur! Ve insanın kendini insanca varedebileceği bir sistem mümkündür, kaçınılmazdır! İnsanlık, tarihin var ettiği ve yine tarihe karışması gereken kokuşmuş düzene, kapitalizme mahkum değildir! Bu düzen yıkılmalı yok edilmelidir. Ama bu, kendiliğinden, mücadele edilmeksizin, bu çürümüş saltanata karşı savaşılmaksızın gerçekleşemez! Kapitalist düzeni alaşağı edebilmemiz için toplumsal bir altüst oluşa bir devrime ihtiyacımaz var ve bu devrimin nesnel şartlarını yaşam önümüze koysa da, devrim kendiliğinden doğmaz. Yapılır!

Geldiğimiz bu evrede ve işte tam da bu noktada 6 Mayıs destanını halklarımıza armağan eden devrimci önderler, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan yoldaşların cüretli devrimci pratikleri yolumuzu aydınlatan bir meşaledir. Devrimi isteyenler onun için öne atılmalı, değişimi isteyenler, ilerlemeli ve değişimi ilerleyişlerinde somutlamalıdırlar! Deniz ve yoldaşları bunun vucut bulmuş somutlanmış hali, devrime giden yolun ta kendisidir! İzlememiz gereken yol onların ve 71 devrimci çıkışının diğer yüce önderlerinin yolu, kuşanmamız gereken silah yine onların inancı ve cüretidir!

6 Mayıs Ölümsüzlük destanının 48. yıldönümünde bizler Denizin, Mahirin, İbrahimin Mazlumun yoldaşları, Birleşik Devrimin Savaşçıları, şehirlerde, dağlarda, fabrikalarda, okullarda, meydanlarda savaşı ve mücadeleyi büyütüyoruz. Onları anmanın ancak bu şekilde yani faşist devleti yıkma ve kapitalist burjuva egemenliği alaşağı etme mücadelesinde öne atılmakla mümkün olduğuna inanıyoruz. Bu bilinç irade ve kararlılıkla açtıkları yolu zafere ulaştıracağız!

Ölümsüzlüğe yürüyüşlerinin 48. yılında büyük devrimci önderler Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan yoldaşların yüce anıları önünde saygı ile eğiliyor, anılarını mücadelemizde ve insanlığın kurtuluşunu simgeleyen zafer bayraklarının dalaganışında yaşatacağımıza söz veriyoruz.”